11.Bölüm

1.5K 121 51
                                    

Biliyorum biliyorum bu bölüm çok geç geldi ama gerçekten telafi edeceğim gerçekten çok özür dilerim. Bu bölüm için güzel yorumlarınızı okumayı çok özledim lütfen çokça yorum yapın ki, neşemiz yerine gelsin. Müzikle birlikte okuyun derim O zaman, 4K ' nın şerefine bir bölüm daha diyelim. 💕💕Şimdi aslında size bir duyuru borcum vardı ama düşündüm ve dedim ki, bu hikaye gerçek bir hikaye ve Meryem hakkında bilgi verirsem yazdığım hikaye hakkında da bilgi vermiş olacağım. O yüzden Meryem hakkında bilgi vermek yerine hikayenin devamını bekleyin derim ben.Zaten en sonunda Meryem'in şu an ne yaptığını , öldü mü, yoksa yaşıyor Mu , hala Nurettin'le evlimi, yoksa boşandı mı..? Ve tüm bu yaşananlardan ve yaşayacaklarından sonra hayatına devam ediyor mu etmiyor mu? ..Tüm bu soruların cevabı kitapta olacaktır. Devamını bekleyin derim.. ❤️

Avuçlarında çocukluğu, gözlerinde yıpranmış görüntüsü vardı. Kalbi, yoktu. Açılacak binlerce kapı aniden tüm hızla gözlerinin önünde kırılıyor, hatta kapanmakla da kalmıyor yok oluyor sanki. Meryem diye bir şey kalmıyor, Meryem ölüyor... Meryem'ler ölüyor... Bedenin de bir yara vardı ve o her o yaraya baktığın da kanıyor, durmuyor kabukta bağlamıyor. En acısı hiç geçmeyeceğini bilmemek. Her o yaraya baktığın da bir daha kaynayacaktı Meryem.

Uzandığı yerden hiç kalkmadı , sanki ona dokunmasalar Meryem kımıldamaz hatta göz dahi kırpmazdı. Saat tam olarak kaçtı bilmiyordu ama odanın dışarısın da telaşlı sesler geliyordu. Babası ve abisi gelecekti. Herkes bir o yana bir bu yana gidiyor ama Meryem herkesim aksine sakindi. Kalbinde ki tüm o kıpırtıları yıllar önce öldürdüler.

"Sabır" Dedi gözlerini hafiften kısarak. Hemen yanında bir böcek vardı, normalde olsa bağırıp çağırması gerekirdi ama şimdi insanların böceklerden daha zarar verici yaratıklara dönüştüğünü biliyordu, o yüzden korkmadı.

Kendine inanmayı seçti. Kendine güvenmek istedi. Çalacağı her kapının ona kapanacağını bilerek usulca sindi köşesine tekrar. O köşede yok olmak istedi, o köşede saklanmak istedi. Bir kuş misali işte, özgürce buralardan gitmek isterdi.

"Meryem , kınalı kuzum hadi kalk yerinden. Baban geldi" annesi gıcırdayan kapıyı hafifçe aralarken meryem tepkisiz kaldı. Annesinin bıraktığı gibiydi Meryem, sadece daha çok ağlamıştı.

Kafasını sallamak istedi, yada doğrulmak istedi ama tüm bunların aksine gözlerini kapattı ve annesinin çıkmasını bekledi.

Gözlerini kapatırken Meryem karanlıkta gömüldü. Kendini güvende hissettiği tek yer göz kapakları.Sanki kapatsa tüm dünyaya kör olsa Mutlu olabilecek tek yer orası gibiydi.

Fazla bir vakit kaybetmek istemiyordu. Olması ya da olacak her neyse olsun ve bitsin. Babasının ise soğuk gözlerini gözlerin de hissetmek istemedi. Mesela Elini öperken babasının onu öpmemesini de umursamak istemedi.

Uzandığı yerden kalkarken eşarbını taktı ve göğüslerini örtecek şekilde kapattı.

Ayaklarını kapıdan dışarı çıkarırken kalbin de tek bir kelime vardı."SABIR!"

Babası köşede oturmuştu. Abisi de hemen yanındaydı."Baba hem kız istemiyor, hemde oğlanı biliyon. Bana attığı iftirayı da biliyon" dediğin de Meryem kapının diğer ucun da kalarak içeri gitmedi.

Babası sessiz kaldı. Abisi ise onun bu sessizliğinden yararlanarak devam etti. "Fatma teyzeyi hepimizden iyi sen tanıyon 'bobe'(baba demek) . Böyle bir şey zaten kimsenin aklına gelmez. O Nurettin haysiyetsizin uydurduğu iftira. Ben onu Allah'a havale ettim. Şükürler olsun ki benim anlım ak, Fatma teyze de masum, yok baba yani olmaz. Kızımızı ziyan edemeyiz"

MERYEM Donde viven las historias. Descúbrelo ahora