Aaa bölüm mü gelmiş? Hadi Canım? Ah yazar sana çok kızdık ama değdi gibi dediğinizi duyar gibiyim, ki inşallah değmiştir. Aslında günler öncesinden yayınlamıştım ama tam yayınlayacağım sıra böyle telefonum kapandı ve bölüm Yok oldu. Ah o an varya telefonu kırmak böyle Yok edesim geldi. Ama sonra Dedim ki hayırdır Merve daha telefonun borcu bitmedi. Tamam tamam kendime geliyorum ve kafanızı şişirmeden bölüme başlayın diyorum. İyi okumalaaaaaar 💕
Elbette ki, bölüm düşüncelerinizi kesinlikle bekliyorum. Yorumlarınız ruhuma enerji veriyor. Haydi bakalım bekliyorum...
Ben kendi düşüncemi yazmak istiyorum.
"Açıkçası, benim için gerçekten en zor bölümdü ama bundan bir sonra ki bölümde daha çok zorlanacağımı biliyorum. Kalbim, son satırları yazarken pıtırdadı. Zordu, bu satırları yazıp Meryem'in zihni olmak.."
🍂
Hayatının arasında değersiz bir nokta vardı. Harfleri kelimeyle var edip sonsuz cümleler kuran o sözcükler onun için o kadar değerliydi ki, onu yaşama bağlamak için için de yeşeren tüm iyilikleri yok edebilirdi. Sadece o nokta yaşasın , başka hiçbir şey istemiyor. Sadece o nokta yaşasın ki Meryem tekrar hayata tutunabilsin.
Zihni paslanmış mekanların arasından sıyrılıp kendine geldi, Meryem'in ta kendisine.
Meryem sessizdi. Yaşanan tüm herşeye rağmen Meryem öyle sessizdi ki, sanki kendi sessizliğinde boğuluyor gibiydi.
Tam önünde beyaz, tüllü bir elbise vardı. Yaşanan onca şeye rağmen oda sessizdi, tıpkı Meryem gibi.
Kapı açıldı içeri biri girdi, ama Meryem yerinden kıpırdayamadı, acısı öyle fazlaydı ki, son söze gerek bile yoktu. Son sözü yaşıyordu zaten Meryem.
"Meryem , hadi kuzum kahvaltını yap. "
"Aç değilim yenge." Dedi Meryem gitmesini ister gibi. Şu an teselli ya da başka kimseyi istemiyordu Meryem. Yalnız kalmalıydı, en azından son kez. Buna müsade edebilirler mi?
"Olmaz öyle yengem açı açına gelin mi olunurmuş"
"Yenge! " sesini yükseltirken, bakışlarını yengesine çevirdi. Gözleri dolu doluydu, sanki heryer bulanık. Ölmeden son kez etrafa bakıyor gibi..
"Beni birazcık yalnız bırak" bir şey demedi yengesi. Onu anlamaya çalışıyordu. İstemediği biriyle evlenmenin ağırlığı ve en çokta o gelinliği giymenin ağırlığı. İşte en zoru da buydu sanırım.
"Yarım saat sonra gelinliği giymen için gelcem" Dedi ve Meryemi dinlemeden gitti. Oysa baksaydı Meryem'in gözlerine, ne kadar acı çektiğini, ne kadar yıkıldığını görürdü o zaman.
Acının tarifi yoktu. Acı başlı başına ağır bir duygu. Yere usulca oturdu Meryem. Dizlerinin üzerine doğru sürükledi kendini. Çantasını eline aldı ve onun kitabını eline aldı, Ahmet'in...
Kalpten sol göze doğru ulaşan tek bir göz yaşı damladı satırlara. Ahmet'in Meryem için yazdığı satır ıslandı. Sanki o satırda ağladı, sanki o satırda acı çekti.
"Bana demiştin ya , ne olursa olsun üzme kendini diye. Üzdüm. Üzdüler..."
Başını göğe kaldırdı. İstemiyordu, göz yaşlarının satırları Yok etmesine izin vermedi. İçinde, saklamak istediği tüm o acıların içine gömdü göz yaşlarını . Şu an olmazdı, şu an ağlamamalıydı.

YOU ARE READING
MERYEM
Teen FictionOn iki yaşında, seksek oynarken kaderi ailesi tarafından yazılıp evlenme kararı verildi. Meryem , bilmedi, direndi, tükendi, ölmekte istedi, ama tüm sokaklar , tüm kapılar kapandı. Şimdi GÖZÜ YAŞLI MERYEMİN HİKAYESİNE VAR MISINIZ? •HİKAYENİN TÜM TE...