83

10 7 0
                                    


Neşet Ertaş Kırşehirden Ankaraya geliyor. TRT radyoda yayın yapacak. Orda bi beyefendi ile tanışıyor, onunla beraber radyoda bi eser okuyacak. Radyoya çıkıyor eserini okuyor, çok beğeniliyor. O beyefendi diyo ki sana burda Ankara da bir iş ayarlayalım. Tamam diyo olur çalışırım. Ankara Cebeci de Ahu Gazinosunda bi iş ayarlıyor. Neşet Ertaş orda çalışmaya başlıyor arada sırada da TRT de radyoya gidiyor. Gazino da Leyla diye bi kadına aşık oluyor. Babasına haber salıyor. Muharrem Ertaş babasını çağırıyor Ankaraya. Ankarada hamam önüne çağırıyor babasını. Müzik mağazaları vardır dizili. Eski Ankara evleri vardır etrafında, orda babasıyla otururken Leyla giriyor içeri, babasının elini öpüyor ve gidiyor. Muharrem Ertaş diyor ki oğlu Neşet Ertaşa bu kız bizim dengimiz değil sen bununla evlenemezsin. Neşet Ertaş dinlemiyor babasını ve evleniyor Leylayla. Yıllarca babasına parçalar yazıyor, Muharrem Ertaş da oğluna yazıyor. 3 çocukları oluyor Neşet Ertaşla Leylanın. Sonra ayrılıyorlar. Neşet Ertaş ayrıldıktan sonra 3 tane parça yapıyor. Cahildim dünyanın rengine kandım, "Babasına" Tatlı dillim güler yüzlüm neredesin sen "Leyla'ya" Sözleri başkasına ait olup kendisinin düzenlediği, "Yazımı kışa çevirdin karlar yağdı başa Leylam" Ayrıldıktan sonra İşlerine devam ediyor TRT radyoda çıkıyor. Birgün gazinoda sahne alırken bağlama çalarken baş parmağı bi türlü basmıyor bağlamaya, apar topar hastaneye kaldırıyorlar. Sol tarafı felç olmuş Neşet Ertaşın. Müzisyen arkadaşlarının yanına gidiyor yardım için çünkü paraya ihtiyacı var. Kimse yüzüne bakmıyor. Almanya'ya gidiyor Neşet Ertaş yazdığı parçalar radyoda söylediği için yavaş yavaş dinlenmeye başlıyor. Tedavi oluyor tedavisi bitiyor. Fakat "Ben artık müzik yapmak istemiyorum" diyor. Bir gün TRT ulusal radyosunu açıyor ve dinliyor radyoda bir kadın sesi Neşet Ertaş'ın cahildim dünyanın rengine kandım parçasını söylüyor.

Kelimelerin Fısıltısı-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin