Uyandığımda saat 07.14 tü, yataktan kalkıp lavaboya doğru yol aldım. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra ellerimi lavaboya yaslayarak aynaya baktım, düşünmeye başladım.
Nerden nereye, annemin yaptıklarını birazcık anlamış ve ona hak vermiş düğününe hazırlanıyordum. Selimle nasıl bu hale geldik.
Nefret ettiğim adama şimdi ölesiye aşığım. Saçmaydı bu olanlar, kötü yanları olduğu kadar iyi yanları da vardı elbet.
Selimle birbirimizi sevmemiz, annemin mutlu olması.
Ama nedense benim içimde bunlar yetmiyodu sanki, hep bişeyler eksik gibiydi hayatımda. Sonra babamı özlediğim geldi aklıma
Maddi olarak yanımda olan ama manevî olarak eksik kaldığım babam. Bazen gerçekten para insanı mutlu etmiyor, hatta bazen değil hiç bir zaman mutlu etmiyor.
Baba şefkati görmeden büyümek ne demek bilir misiniz? Erkeklerden ilk tekmeyi babanızdan yemek nasıldır bilir misiniz?
Emeklemeyi öğrenmeden yürümeyi öğrenmek peki? Yaşamayan bilemez, bazen o kadar özlüyorum ki.
Ama yaptıkları geliyo aklıma, vazgeçiyorum iyi niyetimden iyi düşüncelerimden. İyiyi hakeden bir insan değil o.
Gözlerimden akan yaşlarla kendime gelmiştim.
Dışardan sağlam durmaya çalışan kız gibi gözüksemde herkesin içinde biriktirdiği acıları ve paramparça bir kalbi vardır.
Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan telefonuma koştum biri arıyordu.
Ekrana baktığımda selim'in aradığını fark ettim.
- alo selim ben de tam hazırlanıyordum
- gizem kusura bakma bugün buluşamayız işlerim çıktı halletmem gerek üzgünüm.
Der demez telefonu suratma kapattı. Dünden beri birşeyler oluyor bu çocuğa ama anlamadım. Elimi anlıma hızlıca koydum annem kapıya yaşlanmış beni izliyordu.
Elinde ki mutfak önlüğünü bana atıp sırıtmaya başladı.
"EE küçük hanım ekildiğinize göre bugün annene yardım edersin artık, hem bayagıdır baş başa kalamıyoruz. Konuşmak istersin belki"
Dediğinde tamam anlamında kafamı salladım.
Üstümü değiştirip geliyorum anne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşksın Sen
FantasyEğer anne ve babanız ayrı ve hayatınızın kötü döneminde aşık okduysanız bu kitap tam sizlik
