~9~

3.7K 98 9
                                    

Güneş Atabey:

Başımda öten sesle elimi komidine attım. Gözlerim kapalı telefonu ararken bulamayınca, sinirlenip gözlerimi açarak doğruldum ve komidinin ucuna gitmiş telefonumu alarak alarmı kapattım. Uyuşuk hareketlerle yataktan kalktıktan sonra aşağı indim ve banyoya girdim.

İşlerimi halledince banyodan çıkmamla yukarı çıkıp üstüme beyaz, üstünde nike amblemi olan kapüşonlu sweatshirt ve siyah pantalon giydim. Saçımı at kuyruğu yaptım. Aşağı inip mutfakta olan annemin yanına gittim.

"Annem ben çıkıyorum. Oraya geldiğinizde görüşürüz. "

"Bir şeyler yeseydin bari. "

"Yok annem. Aç değilim şimdi. Acıkırsam orada alırım. "

"E iyi madem. Ama aç kalma. Ye bir şeyler. "

"Tamam annem sen merak etme. "

Yanağından öpüp dış kapının yanına gittim. Montumu giydim. Telefonumu montunun cebine koydum. Cüzdanımdan aldığım parayı da cebime koyduktan sonra kapıyı açarak dışarı çıktım. Botlarımı giyip kapıyı kapattım. Yola çıkarak taksi beklemeye başladım. Bir tane gelince durdurdum ve hastanenin adını söyleyerek varmayı bekledim.

*****

Hastanenin önünde durunca taksiciye parayı verdim ve aşağı indim. Aşinası olduğum koridorlardan geçip, Savaş'ın yattığı odanın önüne geldim. Kapıyı çalarak bekledim. 'Gel. ' komutunu duyunca kapıyı açarak içeri girdim. Fatma teyze koltukta oturmuş Müge Anlı'yı izliyordu. Saat ne ara on olmuştu?

"Güneş kurtar beni nolur! Bıktım şu kadından. Kendini dedektif sanıyor. Devletin bulduğu adamları ben buldum diye yutturuyor. "

Fatma teyze elindeki kumandayı ona fırlattı. Tam karnına isabet edince gözlerim kocaman açıldı. Anneler nasıl tam isabet ettirebiliyorlar? Arada annemden ben de terlik yediğim için alışıktım bu isabetlere.

"Anne napıyorsun ya? Hastayım ben. Kumanda fırlatıyorsun bir de. "

"Sus. Hala konuşuyor. Anne sorgulanamaz. "

Onlara gülerken Savaş kolumdan tutup yanına çekti.

"Napıyorsun Savaş? Bıraksana beni. "

"Banane kızım. "

Gözlerimi devirerek kolumu kurtardım. Yanındaki sandalyeye oturdum.

"Çalıştın mı? "

"Evet. "

Gülümsedi. Fatma teyze seslenince oraya baktım.

"Kızım, sen yedin mi bir şeyler? "

"Yok Fatma teyze. "

"Kaşarlı mı istersin, karışık mı tostunu? "

"Gerek yok Fatma teyze. İstiyorsan ben alırım. Ben aç değilim. "

"Anne sen Güneş'e bir tane kaşarlı tost al. "

"Ya gerek yok. Sen ne istiyorsan söyle bana. Ben gidip alayım. "

"Yok kızım ben alırım. "

"Gerek yok- "

Odadan çıkınca sözüm yarıda kaldı.

"Aç oturulur mu? "

"Ama aç değilim ki. "

"Aç olmasan bile ye bir şeyler. "

Oflayıp televizyona döndüm.

"Güneş, seni, sevgime nasıl inandırabilirim? Gerçekten seviyorum be kızım. Oyun falan değil. Sevmesem bu kadar uğraşmam. Hem babaannemin vasiyeti sevmediğim biriyle olsaydı onunla evlenmek için uğraşmazdım. "

VasiyetDonde viven las historias. Descúbrelo ahora