38.BÖLÜM

394 379 13
                                    

MEDYA = SERHAT AKINCI

Herkese iyi okumalar arkadaşlar.İnşallah bu yazdığımız bölümü beğenirsiniz.Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.Sizi çok seviyoruz.Esmer Belam yeni karakterleri izi beğenirsiniz inşallah hepinizi çok ama çok seviyoruz.Kendinize iyi bakın.(SeNi)

Nisa tableti kırar ve Serhat'ı o sevinç havliyle sımsıkı kollarının arasında sarar. O an sevinçten istemsiz şekilde Nisa'nın gözlerinden iki damla yaş süzülü verir ve bu yaşlara engel olamaz. Nisa böyleyken Serhat'ta ondan çok farklı değildir. Serhat'ta sevinçten ağlayacak hale gelir ama göz yaşlarına zorla da olsa engel olur ve ağlamaz. Nisa'nın ağladığını fark ettiğinde hemen omzundaki kafasını kaldırır ve sarılmayı sonlandırdıktan sonra ilk olarak Nisa'nın o iki gözünden süzülen o sevinç göz yaşlarını silip anlına bir öpücük kondurur. Sonra şu sözleri kurmaya başlar;

"Ağlama ama bak buradayım hiç gerek yok bu kadar ağlamana. Ben sana bir söz verdim. Sana hep yanında olup bu gerçek dünyadaki bütün kötülüklerden koruyacağıma yemin etmiştim değil mi küçüğüm?" Nisa o sorudan sonra yanağında olan Serhat'ın elini tutar ve yanağından çekip avucunu çevirir. Sonra ilk olarak Serhat'ın o kahverenginin en güzel tonu olan gözlerine baktıktan sonra Serhat'ın avucunun tam ortasına güzel ve içten bir öpücük kondurur. Serhat'ın elini tekrardan yanağına götürür ve Serhat'ın gözlerine bakmak yerine gözlerini kapatır ve tekrardan ona kavuştuğu için dua etmeye başlar. Serhat ise hâlâ Nisa'nın daha demin ki hareketinin anlamını anlamaya çalışır. İster istemez aklında "Niye avucunu öpmüştü? Bu ne anlama geliyordu ki?" diye bir çok soru belirir. Serhat ve Nisa birbirlerine olan o özlem ve tekrardan kaybetme korkusundan Fatih'in ortadan kaybolduğunu fark edemez ta ki Serhat'ın telefonu çalana kadar. Serhat'ın telefonunun çalmasıyla irkilirler. Nisa'da Serhat'ta bir anda şaşırırlar. Tam Serhat cebindeki telefonu çıkartıp Fatih'e verip açmasını söyleyecek iken. Cebinden telefonu çıkarır ve Fatih'in orada olduğunu düşünerek arkasına uzatır. Telefonu almadığını fark edince Fatih'in orada olmadığı gerçeğini de fark etmiş olur. Serhat ve Nisa bir anda endişeli gözlerle ilk önce birbirlerine bakarlar ve sonra etrafa bakarlar. Daha sonra Nisa Serhat'ın koluna vurur ve açması için telefonu işaret eder. Serhat hiç zaman kaybetmeden endişe dolu gözlerle telefonun ekranına bakmaya başlar. Telefonun ekranında gizli numaranın aradığını görünce Nisa'da Serhat'ta bir anda birbirlerine bakarlar ve birbirlerine bakışlarıyla tek çarenin telefonu açmak olduğunu kararlaştırırlar. Serhat bu bakışmalardan sonra derin bir nefes alır ve telefonu tek parmak hamlesiyle açar. Telefonu kulağına götürür ve Serhat hiç ses vermez sadece karşıdaki kişinin ses vermesini bekler. Aynen de öyle olur ama ek bir şeyde olmuştur. Telefonun karşısındaki kişi konuşur konuşmaz bir anda yine o yazılar çıkıverir. Ama bu kişi bu sefer Şeyma değil Fatih'tir. Serhat Fatih'in sesini duyduğu an beyninden vurulmuş hale gelmiştir. Fatih çok fazla bir şey diyemez tek dediği şey "Serhat yardım et,kurtar beni bu deliden burası neresi yardım edin!" idi. Nisa'da karşısında çıkan yazılardan ve sesten Fatih'in neler dediğini öğrenmişti. Fatih böyle dedikten sonra Serhat sinirli ve endişeli bir ses tonuyla cevap verecek iken Şeyma telefonu Fatih'in elinden alır ve şu cümleleri kurmaya başlar.

"Merhaba Serhat iyi sarıldınız mı? Hım orada mutlusunuzdur umarım. Benden yine kaçmayı başardın Serhat. Nisa benden bir şey aldı ve bende sizden bir şey aldım. En yakın arkadaşını,kuzenin Emir'den sonra en can ciğer olduğun kişiyi Fatih'i aldım. Serhat o tableti kırarak bütün Esmer Belam kapıları mühürlenmiş oldu. Ya o mühürleri açar buraya gelir Fatih ve beni bu dünyadan çıkarırsınız yada gelmediğiniz her gün için arkadaşın zarar görür." der ve o anda Nisa'da Serhat'ta bu mühür işinden hiç bir şey anlamazlar. Serhat'ta Nisa'da aynı anda "Ne mühründen bahsediyorsun sen?" derler. Şeyma uzun bir kahkaha atar ve sözlerine şöyle başlar. Kısa konuşur ve bu cümleleri kurduktan sonra pat diye telefonu yüzlerine kapatır. O sözlerde şunlardı;

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin