Mecburiyetin, nefretin, acı dolu bir geçmişin tam ortasında duran güzeller güzeli mavi saçlı hırçın kızımız Ayşe... Aşık olduğu adam ona 'değişik' dese de o görüntüsünün tam zıttıydı aslında ... Acısını öfkesini ve yalnızlığını görüntüsüyle kapatma...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ayşe yatağın üstünde emeklemeyi yeni öğrenen bir bebeğin heyecanıyla dizleri üstünde süründü. Parmakları arasındaki sigaradan bir nefes daha çekti ve gürültüyle akan burnunu sildi. Yaşların yanaklarından süzülmesine ise mani olamadı. Karşısındaki görüntüye inanamasa da dudakları arasındaki dumanı sevdiği adamın yüzüne üflediğinde ve karşılığında bir öksürükle ödüllendirildiğinde akan yaşlarına inat güldü. Duyduğu bir küfür bile olsa Ali ona gelmişti. Sigarasını mermer zemine attı ve iki yana açtığı kollarını Ali'nin boynuna doladı. Ayrılışları sevgi doluydu ama Ayşe onun fikrini değiştirip değiştirmediğini bilmiyordu. Ali ona sevgiyle karşılık verecek miydi bundan emin olamıyordu. Kollarının arasından sıyrılıp gitmesinden korktuğu adama daha sıkı sarıldı. Boynuna dayadığı burnuna dolu dolu kokusunu çekti ve derin bir oh çekti. Sevdiği adam ordaydı. Kanlı canlı karşısındaydı ve tam da hayallerinde ki gibi içini yakan kokusu burnuna doluyordu.
"Alim gibi kokuyorsun..."
"Ben zaten senin Alinim..."
Ali sonunda bu sevgiyi kabullenmişti. Her ne yaparsa yapsın ne kadar karşı koyarsa koysun kaderin ona getirdiği mavi saçlı kadını o da sevmişti. Tüm aksiliklere ve kötü gidişata rağmen onun masumiyetine inanmış bunu kabul ederek ürkekçe kalbini açmıştı. Pişman değildi çünkü boynuna dolanan kolların arasında bulduğu hissettiği sevgi ona yalan söyleyemezdi. Sigara dumanı kokan güzel kadın onun özlemiyle parça parça olmuştu. Ali kendisini dizginlemekten vazgeçerek kalın kollarını Ayşe'ye doladı. Yatağın ucunda asılı kalan iki beden şaşkınlıkla ve sevgiyle çevrelenmişlerdi. Akıllarında onlarca soru ve dert olsa da bu aşklarına engel değildi.
Ali başını Ayşe'den geri çekerek güzel karısının ıslak yanaklarını sildi ve daha fazla üzülmesine izin vermeden dudaklarını dudaklarıyla sardı. Titreyen soğuk dudaklar dudakları arasında ısınırken gülümsemesine engel olamadı ve onu gülümsetebilen kadına defalarca sarıldı tüm benliğiyle...
Öpüşmek ölmek gibi yeniden doğmak gibiydi... Ali onu öptüğü her saniye hem ölüyor ardından yeniden doğuşunu hissediyordu. Dişlerini aralamaya çalışan güzel karısının çabasını takdir ederken gülümsemesi çoğaldı ve kolları arasında ki kadını yatağın üstüne yatırdı.
