İnat

19.1K 1.3K 207
                                    

Ertesi Sabah , Zekeriyaköy e güneşi ve umudu birlikte getirmiş olsa da Kılıçoğlu evinde dün geceden kalma ciddi bir sessizlik hakimdi.
Olayın hemen arkasına hala nezlesi sürmekte olan Ayşe ve anacığı arka tarafa evlerine çekilmişler kendi aralarında olan biteni az biraz konuşmuşlar , sonunda yatıp uyumuşlardı .
Yarın iş ve okul günüydü...
Alaca karanlık henüz sabaha kavuşmamışken ,horozların bütün güçleriyle örttükleri sıralarda , apar topar evi terkeden büyük abi dışında kimse ayakta görünmüyordu. ...Şemsi çocukları okula götürmek üzere yarım saat sonra kapıya geldiği zaman bir tek Ayşe kız bahçede hazırdı.
Sağına soluna bakındı...
Kuş cıvıltılarını dinledi...
Çiçeklenmeye başlamış ağaçları seyrederken bi beş dakika daha geçirdi...
Oyalandı..
Cebinden mendil çıkarttı.
Burnunu sildi..
Kapıdan çıkan eden yok.....
O da geceyi endişeli geçirmiş olduğundan hepsini anlıyordu aslında.
"Abi az bekle , ben bi bakayım çocuklara gelmiyormu yoksa hiç biri..."
Anahtarıyla içeri girip sessizliği dinlerken Sorgu yla karşılaştı.
"Günaydın, Biz yokuz bu gün Vera yla Ayşe cim.onun okul gezisi var, gitmeyecek ama ..
Ben de Talin i bekliyorum ,vizeler başlıyor çalışalım istiyorum biraz. Sen bekle , Volga gelecekti ,ben bakıp haber vereyim..."
Sonra geri gelip olası onları.
"Ayşe, gidin siz ,o gece eve dönmemiş ..."
Kız korkmuştu birden..
Neden dönmedi ki...
Tutku ya mı bişey oldu Allah korusun......
Arkasını dönmüş oğlanı ararken kız kasten oyalanıyordu.
"...hmm...nerdesin oğlum sen?...Şemsi yi yolluyorum o zaman....kim o yanındaki?....Aloo....Eh be oğlum...."
Kıza döndü
"Gidin canım siz...kafasını toplayamaz o akşama kadar, sarhoş hala ....çok içmiş gene ...kızın birinin sesi geliyor, anlayamadım tam...."
Ayşecik kalbi fena kırık, kapıya çıktı, bindi gitti çaresiz...

Okula gidene kadar da oğlanı düşünüp üzüldü.
Birinin yanında sabahlamıştı...
bir kız...
Herzamanki gibi.....
Okulun önünde şöföre teşekkür ederken hala içi içini yiyordu..................

Önceki Gece...
Derya gece babaannesi kucağında olduğu halde yukarı çıkarken , kollarına bayılan Tutku yu yakalayıp , kanepeye koşmak da Volga ya düşmüştü.Emine Hanım'a seslenmişti panikle.
"Abla yetiş..."
Annesine olanları anlamış gibi biteviye ağlayan deniz se kollarını ona uzatmış, Sorgu nun kucağında kıvranıyordu.
Bebeğin hali içler acısıydı , Sonunda delikanlı küçümeni hoplata hoplata, sera ya doğru götürdü..
Çığlıkları artarak ağlasa da ..
"Aaa ...kuşlara gidelim biiiz....nerdeymiş kuşlaaar... gel benim Deniz paşam...hanimiş kırmızı kuuş, mavi kuuuşşş?"
O sırada Mehmet ve Yavuz dönmüşlerdi ,elleri kolları dolu.
"Selin miydi o giden , ehliyeti bakkaldan almış gibi , Yavuz u çiğneyecekti az kalsın.....
...lan ...nooldu oolum?"
Elinden market poşetini gürültüyle yere bıraktı üsteğmen , içerdeki gayrınormal durumu sezmişti.
baygın öğretmeni gördüğü gibi iki adımda baş ucuna çöktü.Elini kızın alnında yanağında gezdirdi .
"Volga..."
Oğlan hemen özet geçti.
"Abi ,selin ...ortalığı karıştırıp defoldu gitti gene."
Vera kızarmış gözleriyle yanına oturmuş Abi'sinin kızı yavaşça ayılmaya çalışmasını seyrediyordu.
"Hadi kızım, hadi çocuk.."
Dizlerinden kırdı bacaklarını, yükseltti.
"Yastık ver...ayaklarını yukarı ...yukarı kaldırın...... "
Mehmet kanayan yeri inceliyordu.
Ağlayan küçük kızı teselli etti.
"Yok bişey , yok bişey bebeğim...korkma."
Kızın Yüzünde Blair cadısı nın kan oturmuş beş parmağının izi duruyordu
Yavuz un parmakları hastanın bileğine gömüldü.
Hissetmeye çalıştı ...
Bekledi
Öteki bileği tuttu...
Emine hanım o ara tansiyon aleti yetiştirdi.
"Nabız yok gibi lan...Mehmet ... Nabzı..."
Vera ya da buz verdi, Mehmet yanağına koysun.
"Al bi bak , Allah aşkına Mehmet bey oğlum, çok korktu yavrum...fena bişey olmasın sakın."
Mehmet boynundan bakıyordu..
" Çok zayıf... Var ama.....var ...Allah'a şükür..."
Çocuk bi türlü ayılamıyor...
Volga sinir içinde tepelerinde dikiliyordu.
Tutku nun tansiyonu korkutucu derecede düşük çıkınca Mehmet anahtarı arkadaşına fırlatıp kucaklamıştı kızı
"Yavuz...gidiyoruz... Çok düşük abicim ..hiç sevmedim...Cabuk... Abla kapıyı aç...bu şekilde kalamaz...
Ablaa!"
Kızı karga tulumba kapıda park halindeki Mehmet in aracına attılar..
Vera nın ağlaması arttı.
Yavuz kızın kapısını örterken küçük kızı teselli ediyordu bir yandan,
"Korkma kuşum.."
Volga da biniverdi araca.
Kızın montunu yetiştirmişti
"Geliyorum ben de ."
"Haber verin oğlum..."
Emine hanım Vera yı toparlayıp içeri soktu.
Ayşe bahçedeydi, elinden kitaplarını atıp koşmuştu
"Ne oldu? Anne ne oldu ...tutku ya neoldu...?"
Bahçe kapısında Kalakalmıştı o da
....

Ayakta kalDonde viven las historias. Descúbrelo ahora