[9] Softer

11.9K 677 794
                                    

"Hayır! Çünkü sadece seninle oynuyordum! Hiçbir zaman ona bunu yapmanı ima etmedim! Göreceksin, sonunda bana teşekkür edeceksin!" Seokjin Jungkook'un kolunu çekerken bağırdı. "Lütfen Joonie'yi bunun dışında tut!"

"Ah, sadece benimle oynuyordun huh ? Benimle oynamak daha iyi biliyorsun, Seokjin."

"Affet beni lütfen~ Lütfen bebeğim Joonie'yi kovma! Lütfen, sana yalvarıyorum Jungkook!" Seokjin Jungkook'un fikrini değiştirmek için sevimli bir şekilde rica etti. Ama tabi ki, bu teknikleri Jungkook'un üzerinde biraz bile işe yaramamıştı. Hatta kahverengi saçlı adam bunu yaptığında tamamen farklı bir hikayeye neden olmuştu.

"Namjoon, kıçını bu villadan dışarı çıkar hemen." Jungkook tam yetkiyle söyledi ama sonra, Namjoon Jungkook'un sadece oynadığını biliyordu. Jungkook'un en yakın ve en güvenilir asistanlarından biri olduğunu çok iyi biliyordu. Ayrıca bu kadar basit şeyler için onu kesinlikle kovmazdı.

Ama Seokjin'i gerçekten sevimli bulmaya başladığından, birlikte oynamak için ısrar etmişti.

Namjoon başını eğdi ve sanki hayal kırıklığına uğramış, incinmiş gibi davranarak Seokjin'i oyunculuğuna inandırmayı denedi. "E-Evet efendim..." Alçak bir sesle cevap verdi. Ve görünüşe göre bu işe yaramıştı çünkü sonradan Namjoon ve Jungkook'un, ikisinin duyduğu yüksek sesle bağıran cırtlak ses kulaklarını kapatmalarına sebep olmuştu.

"HAYIR!" Seokjin yüksek sesle çığlık attı. "Bebeğimi kovamazsın !"

"Ve neden yapamazmışım ?" Jungkook kahkahalarını gizleyip hala onunla alay etmeye devam ederken sakince sordu. "Yapamazsın ! Eğer onu kovarsan onu burada sık sık görmem mümkün olmayacak. Ben-... Oh bekle, eğer bu olursa, ben o zaman... Doğru ! Tam bir dahiyim !" Seokjin durmadan söyledi. "Onu benim yerimde işe alabilirim. Bu şekilde, onu her gün göreceğim !" Seokjin zıplayıp Namjoon'a bir koala gibi sarıldı.

Jungkook biraz kıkırdadı, neyse ki Seokjin tarafından fark edilmemişti. "Oh evet ~" Jungkook dalga geçmeye başladı. "O zaman fikrimi değiştirdim. O burada kalıyor... Ama ne seninle konuşabilir ne de sana yaklaşabilir. Şimdi, bu oyun eğlenceli değil mi, Seokjin ?"

"Sen tam bir şeytansın !" Seokjin Namjoon'a diğerini nefessiz bırakacak şekilde sarıldığında bağırdı. Namjoon Seokjin'in böyle davrandığını görmekten hoşlanıyordu. Çünkü onun neşeli ve çocuksu Seokjin yanı böyle şeylerde ölüyor ve tam tersine dönüyordu. Ciddi, alaycı ve korkutucu biri oluyordu. Böyle şeyleri araştırmayı seviyordu. Onu ilgilendiren bu tarz şeyleri.

"J-Jin hyung... Ağlıyor musun ?" Odanın diğer tarafından gelen alçak ses, diğer üç erkeğin başlarını o tarafa çevirmesine neden olmuştu. Taehyung orada duruyordu. Jungkook'un büyük boy tişörtüyle, kendi yarısını duvarın arkasına saklamış, bir adamın kendini tutabilmesi için fazla güzeldi. Jungkook manzarayla mırıldanıp, onu çağırdı ve diğeri sessizce ona doğru ilerledi.

Taehyung diğerinin kollarına tutundu ve Jungkook'un arkasına saklandı. Jungkook diğerinin neden böyle davrandığını bilmiyordu ama tek bir şeyden emindi - Taehyung şu anda çok sevimliydi ve bu neredeyse kalbine acı veriyordu. -

"E-Evet ağlıyorum ! Görüyorsun Taehyungie, Jungkook bebeğimi uzaklaştırmaya çalışıyor ! Namjoon'u kovmaya çalışıyor !" Seokjin protesto etti.

Taehyungie mi ? Neden onu bebeğim diye çağırıyor ? Jungkook cevap vermeye hazırlanıyordu ama gömleğinde küçük bir çekiştirme hissetti. Taehyung'un şimdi genişlemiş olan gözlerine ve yarım açılmış olan ağzına baktı. Ve Taehyung'un yumuşak mırıltısını duydu. "Namjoon hyungu kovuyor musun ? Neden ?"

Shades Of Jeon | TaeKook [Çeviri]Where stories live. Discover now