3.bölüm: Tam Zamanı!

259 146 27
                                    

Beklenen gün gelmişti.Aradan 2 gün geçmişti.Bir plan yapmıştım.Planıma Julieyide katacaktım.Bir an önce buradan kurtulmam gerekliydi.


"Julie,senden bir şey isteyecem. Fakat kabul etmen gerek.Çok önemli."

"Neymiş önemli olan şey?"

"Bak,bugün sen nöbetçisin.Bu akşam önemli bir yerde olmam gerek.Oda sayımını sen yapacaksın.Lütfen beni idare et."

"Nerede olacaksın?Belki bunu söylersen kabul edebilirim."

"Toplantı odasında olmam gerek.Lütfen kabul et."

"Oraya asla girmene izin vermezler Melanie.Girsen bile başına büyük bir bela açarsın." dedi endişeli bir sesle.

"Sen merak etme.Eğer yakalanırsam seni söylemem.Söz veriyorum."

"Peki o zaman kendine dikkat et."


Günlük eğitimi tamamladıktan sonra asıl plana gelmiştik.Planım yangın alarmını çalıştırıp,ortalık karışınca bende odada saklanıp konuşmaları dinleyecektim.Tabii planımda başarılı olursam!



Saat 5 sularıydı.Başkan Harisson her an gelebilirdi.Hızlı olmalıydım.Odadan çıkıp koridoru kontrol ettikten sonra yangın alarmının önüne geldim.Camı kırmam gerekiyordu.Dirseğimle kırıp alarmı çalıştırdım.Çalıştırır çalıştırmaz ortalık birbirine girmişti.Kalabalıktan faydalanarak en üst kata çıkmaya yani toplantı odasına gidiyordum.Fakat ters giden bir şeyler vardı.Arkamdan birinin geldiğini hissettim.Hızlı adımlarla merdivenleri çıkıyordum.Kalbim duracak gibiydi.



"Hey,sen!" dedi arkamdaki kişi. Arkamı döndüğümde uzun boylu esmer bir erkek vardı.Oldukça yakışıklıydı.

"Ne oldu ?" dedim ürkek bir ses tonuyla.

"Sanırım kafan karıştı.Yangın alarmı çaldı ve sen yukarı mı çıkıyorsun? Aşağı in ölebilirsin !"

Yalan söylemeliydim.Başka türlü kurtulamazdım ondan."Yukarıda arkadaşlarım var onları kurtarmam gerek."

"O zaman bende geliyorum.Kim varsa beraber kurtarırız."

"Çok inatçısın ! Benimle gelemezsin." diye bağırdım.Gerçekten çok sinirlenmiştim.Bana yapışmış bırakmıyordu resmen.

"Yangın alarmını sen çalıştırdın değil mi? Ne yapmaya çalıştığını söylersen peşinin bırakabilirim."

Her şeyi mahvettim.Ya birine söylerse ne olacaktı?Onu ikna etmeliydim. "Sana her şeyi anlatırsam deli olduğumu düşünebilirsin."

"Şu an yaptığın hareket bile çılgıncaydı.Deli olduğuna şaşırmam."

"Ben 5 gün önce evimdeydim.En son evimde uyumuştum fakat uyandığımda kendimi burda buldum.Bazı cevaplara ihtiyacım var tamam mı? Kim olduğum hakkında ve neden burada olduğum hakkında."

"Sen ciddi misin? Yalnız değilsin.Aynı durumu bende yaşadım.Eğer bir şeyler bulursan bana da haber ver tamam mı?" Bu hayatımda duyduğum en güzel haberdi.Oh be! Kafayı yememiştim.O sevinçle ona doğru koşup sarılmıştım.Bunu neden yaptığımı bilmiyordum.Yaptığım rezilliği fark edince suratım kıpkırmızı olmuştu.


"Hemen gitmem gerek! Zamanım kalmadı." diyerek odaya doğru koştum.Çocuğun adını sormayı bile unutmuştum.Neden bunu unuturum ki! Gayet yakışıklıydı.



Odaya girdiğimde kimse yoktu.Ortada büyük bir masa ve köşede bir dolap vardı.Dolabı açtığımda küçük raflar ve dosyalar vardı.Kesinlikle bunun içine sığamazdım. Dolabı biraz çekip arkasına saklanmayı düşündüm.Yarım saat kadar orada bekledim.Sonra odaya birilerinin girdiğini fark ettim.



"Kim yangın alarmını çalıştırmış olabilir? Onu bulacaksınız!" diye bağırdı biri.Bu Harisson olmalıydı.

"Bu olayı araştıracağım." dedi bir erkek.

"Onu bulursan iyi olur! Asıl meseleye gelelim.Kaç ay kaldı askerlerin değişimine?"

"2 ay kaldı efendim."

"Güzel! Yeni dünya düzenimiz soyluları çok sevindirecek."

"Evet efendim."


Değişim mi? Biz değişiyor muyduk? Tanrım neler oluyor böyle.İstemsizce gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı.Bacaklarım titriyordu.Bilmiyorum belkide yanlış anlamıştım.Kapıyı kapatıp gitmişlerdi.Bende dolabın arkasından çıkıp dosyalara göz atıyordum.Her askerin dosyaları vardı.Kendi dosyamı bulup okumaya başladım.


"Doğum günü 23.07.1998 Doktoru: Dr.Mark Morgan İlaçları verildi."



Her dosyada "İlaçları verildi." gibi bir tabir vardı.Büyük bir oyun döndüğü belliydi.Doğar doğmaz hepimize ilaçlar verilmişti.Bunun açıklamasını ailemden duymak daha anlamlı olacaktı.Dosyamda ailemin adresi yazıyordu.Farklı bir yere taşınmışlardı.Adresi bir kağıda yazıp cebime koydum.Odadan çıkıp yatakhaneye gittim.Herkes uyuyordu.Yatağıma girip ağlamaya başlamıştım.Bir şekilde ailemi bulmalıyım diye düşündüm ve ağladıktan sonraki gelen o tatlı uykuyla göz kapaklarımı kapattım.



ZAMANDAN GELEN #wattys2017Where stories live. Discover now