Bölüm-33

278 20 13
                                    

Şarkı İle Birlikte Okuyun. İyi Okumalar...!!!

Harry

Silahın önünde duruyordum. "Bende böyle mi tutuyordum?" diye düşünmeden kendimi alamamıştım. Korkunçtu. Ölmek veya vazgeçer umuduyla bakıyorsun çünkü. Fakat görüyorum o bakışları kanımı donduruyordu. Korkuyor muyum? Hayır. Ben bu duruma çoktan alıştım. Ölmem gerekiyorsa ölürdüm. Ben ölümden korkmuyorum.

Bella arkamda kollarını belime sarmış, küçük bir çocuğun oyuncağını vermeyeceği bakış yüzündeydi. Sinirli nefesler alıyordu. Bizim çocuklar ise telaşlıydı. En önde ben, arkamda ise hayatım.

"Herkes dışarı çıksın. Seninle hesabım başabaş olmalı." dedi. "Hayır!" diye bağırdı Bella ve beni daha çok sıktı. Herkes Colin'i tersileyecek homurdanmalar sergiliyordu.

"Dediğimi yapın!"

"Hayır." Gözlerimi kapattım ve Bella'nın karşı çıkışını dinledim. "Ona zarar vermeyeceksin. Baştan beri suçsuz olan zaten Harry. Onu benden koparıp, cennete göndermene izin vermeyeceğim."

Son cümlesiyle belime sarılı ellerini tuttum. Onu kendime çevirdim ve bana bakmasını sağladım. Gözleri hemen dolmuştu. Kırılgan ve korkan çiçeğim benim. Onu kendime çektim ve burnumu saçına değdirip kokusunu içime çektim.

"Bella, dışarı çıkın." diye duyabileceği şekilde fısıldadım. Ama o telaşla geri çekildi ve ellerini yüzüme koyarak başını hızla yana salladı. "Olmaz. Öldürecek seni."

"Çocuklarımız için." dediğimde taş kesilmişti. Ellerimi aldı ve yanağına bastırdı. "Dayanamam."

"Bir şey olmayacak." Sulu gözlerine bakarak güvenle gülümsedim. Alnını alnıma dayayıp bir kere hıçkırdı. "Şşş! Hadi git." dedim dudaklarına nefesimi bırakarak.

"Ben size cilveleşin demedim! Harry hariç herkes dışarı çıksın dedim!" Bella ona öfkeyle baktı.

"Bella, hadi." dedi Liam. Sonunda pes etti ve benden uzaklaştı. Ama kapıdan çıkarken bile ürküyordu.

Onlar dışarı çıktıklarında, Colin hemen arkalarından kapıyı kapattı. Silahı tekrar yüzüme doğrulttu. Alnından terler akıyor, elinin titrediğini belirtmemeye çalışıyordu. Ama ben aptal değildim.

"Seni dinliyorum. Beni öldürmeden önce ne dinlemek istiyorsun?" dedim. "Asıl ben seni dinliyorum. Neden bunca şeyi yaptığımı sormuyorsun?"

"Sebebini öğrendim. Öz babanın, benim üvey babam olmasına rağmen iyi davrandığını ve benim onu senden çaldığımı düşünüyorsun." Başımı salladım. "Senaryo yazsam, daha iyi bir hayat yazardım."

"Benim annem, sizin yüzünüzden felç geçirdi. Bunun sorumlusu kim? Ben miyim?"

"Hayır. Baban." Kahkaha attı. "Demek şimdi benim babam oldu."

"Bak, en başından beri piç olduğunu biliyordum. Ama piçin oğlu olduğunu ve bunun genlerinde olduğunu düşünmemiştim."

"Eskiden ne olduğunu unutuyorsun Styles. Sende öyleydin. Sevgiye değer vermeyen, içki ve kumar bağımlısı, acımadan öldüren leş biriydin." Gözleri doldu. Gerçekten dolmuştu. "Ama değiştin. Maalesef." Ben ise kaşlarım çatık onu dinliyordum hiç şeklimi bozmuyordum.

"Hadi benimle büyük bir derdin var. Hemde çok büyük. Bella'dan ne istedin? Niye yaşadığı halde oğlunu ondan kopardın? Niye ona defalarca zarar verdin? Niye onu kaçırdın? Bana acı versin diye mi?" Başını salladı ama kesin böyle olmalıydı. Yoksa başka ne isteyebilir ki? Sevgisi bile yalan!

Satılık 3 : Son Nefes [h.s]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin