2. Bölüm

61 7 0
                                    

Fırtına ağaçların yapraklarını dökerken bende pencereden fırtınanın acımasızlığını izliyordum. Önce yaz gelmişti sevdirmişti kendini mevsim, sonra sonbaharı getirdi korkuttu, ve şimdi ise kışı kendinden nefret ettirdi.

İnsanlar da böyle değilmi zaten önce onu sev diye iyi yüzünü gösterir sonra yalnış bir şey yaptığında korkutur seni ve en son bir şeyleri başaramadın diye terk eder kendinden nefret etmene sebebiyet verir.

Telefonumun çalmasıyla şarjda olan telefonuma doğru ilerledim. Sekreterim arıyordu

"alo"

"merhaba derin hanım"

"merhaba eris "

" aksel bey geldi yarın önemli bir toplantısı olduğundan dolayı gelemeyeceği için bugün gelmiş "

" tamam eris yirmi dakika ya ordayım "

Telefonu kapatıp odama geçtim siyah takım kıyafetimi giydikten sonra siyah stilettolarımı giydim ardından arabamın anahtarını alarak evden çıktım.

Hastaneye geldiğimde arabamı park edip indim özel deniz hastanesi çok başarılı ve çok ünlü bir hastane bende bu hastanede psikolog olarak çalışıyordum  tanınan bir psikologtum bu yüzden kendi ofisimi en kısa zamanda açmak istiyorum ama tam istediğim gibi bir yer bulmadım.

Odama geçerken eris 'e selam verdim.
Ardından odama geçip koltuğuma oturdum.

"hoşgeldiniz aksel bey "

" hoşbuldum derin hanım"

"ilk seansımız değil mi? "

" evet ilk olacak bu "

" peki bana ne gibi sıkıntılarınız olduğunu anlatırmısınız"

"ben, ben dayanamıyorum sürekli bir baskı var üzerimde başarılı olmak için çok çabalıyorum fakat sürekli ailem daha iyisini istiyor karım her şeyden şikayetçi oluyor eve ne zaman gitsem ufacık sebeplerden kavga çıkıyor bu yüzden bir haftadır evede gitmiyorum  çok bunaldım bazen köprüden geçerken arabayı durdurup atlayasım geliyor"

"ilk önce kimseye başarınızı kanıtlamak zorunda değilsin ya da başarılı olduğunuzu görmek için birinin size başarılısın demsine gerek yok eğer siz inanıyorsanız başarılısınız demektir. İkinci olarak karınıza biraz daha anlayış göstermelsiniz ve oturup kavga etmek yerine sakince konuşmalısınız şikayetlerinizi ayrıca her ne olursa olsun evinize gitmelisiniz orası sizin yuvasın son olarak " derken aksel beyin telefonu çalmıştı açıp bir şeyler konuştuktan sonra hemen ayaklanıp

" çok teşekkür ederim yarım saat bile çok iyi geldi tekrar geleceğim fakat önemli bir işim çıktı "

" hiç önemli değil ve diğer seansa karınızla bekliyorum "

" peki"

Diyerek odadan çıkmıştı bende başka bir işim var mı diye Baktıktan sonra erise haber verip eve gitmek üzere hastaneden çıktım.

                      
         

                         ×××××

Eve geldiğimde odama çıkıp duş aldım ardından kitap köşeme gidip bir şiir kitabı  aldıp  okumaya başladım.

Ben senden önce ölmek istedim
Gidenin arkasından gelen,
Gideni bulacak  mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.

Diyordu Nazım Hikmet.

Gidenin arkasından gitmek, giden sevseydi gidip sevdiğini arkasından perişan bir halde bırakacağını mı sanıyorsunuz. Seven gerçekten sevseydin gitmezdi bunu unutmayın.

Hem ardında bıraktığı onu arayıp bulunca ona geri döneceğini mi sanıyor. Dedim ya seven gerçekten sevseydi gitmezdi. Boşuna aramayın bulsanızda bir şey değişmez.

Göz kapaklarım acımaya başladığında kitabımı rafa koyup odama çıktım pijamalarımı giyerek yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.

Siz gözlerinizi kapattığınızda hayal kuruyorsunuz değil mi?
Ben sadece, kapkaranlık bir boşluk görüyorum.

                            ××××

Uyandığımda saat altıydı banyoya geçip duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup kendi düz  haline bıraktım daha sonra siyah salaş bir kazak giyip altına taytımı giydim son olarakta siyah botlarımı ve montumu giyip evden çıktım.

Hastaneye geldiğimde  odama geçerek programıma baktım.


"derin hanım"

"efendim selim"

"merthan hoca ameliyatta hastasını kaybetmiş, hasta yakınları merthan hocaya saldırıyor. "

" güvenliğe haber verdiniz mi? "bir yandan konuşuyor bir yandan da ameliyathane katına ilerliyordum.

" hayır vermedik "

" versenize hemen! "

Bide doktor olacaklar daha ilk neye haber verileceğini bile bilmiyorlar
kavgaya doğru ilerlemeye başladım, hastanın annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın ' kızım nereye gittin sen ben sana doyamadım kara toprak mı doyacak sana' diye ağıt yakıyordu.

Babası  olarak tahtmin ettiğim adam  merthan'a bağırıp çağırıyor Arada da itekliyordu başka bir geç çocukta adamı engellemeye çalışıyor merthan'a koruyordu.

Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım.

"sakin olur musunuz? "büyük ihtimalle duymamışlardı bu kadar yüksek ses sebebiyetiyle onun için bu sefer daha yüksek sesle söyledim.

" sakin olur musunuz?! "bu sefer duyamama ihtimalleri yoktu duymamazlıktan gelmişlerdi ve en son dayanamayarak

" SAKİN OLUN!"bu sefer bütün herkes bana dönmüştü yüzünü ve babası olan adam konuşmaya başladı

"ben kızımı buraya emanet ettim siz öldürdünüz şimdide sakin olun mu diyorsunuz!"

"beyefendi kızınız öldü,bağırıp çağırarak onu geri getiremezsiniz. Acınız büyük farkındayım eğer doktor hatasıysa ceza verilecektir zaten "

Abisi" ne doktor hatası hepsi elifin zayıflama merakı yüzünden çok kilosu olduğundan riskli olduğunda söylemişlerdi. Bile bile girdi annemde destekledi onu boşuna suçlu aramayın baba "demişti

İşte insanoğlu kendi yaptığı hataları hiç suçu yokmuş gibi başkasına atmaya çalışır. Ama sonunda kendi ile baş başa kaldığında vicdanı onları rahat bırakmaz.

Bilirler çünkü bütün suçun kendilerinde olduğunu sadece avunurlar onunda payı vardı diye.

Gün gelecek ve sen bütün yaptıkların için pişman olup geleceksin işte o zaman ben de senin beni tanımadığın gibi tanımayacağım seni.

Rüzgara FısıldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin