3. Bölüm

41 7 0
                                    

Güvenlik geldiğinde ben oradan uzaklaştım.

Odama geçip koltuğuma oturdum ardından içeriye eris girdi

"derin hanım"

"evet "

" beran geldi dün ailesi aramıştı ve benden bugün bu saatte boşsunuz diye verdim"

"tamam "

" peki ben çıkayım ve içeri geçmesini söyleyeyim "

Diyerek dışarı çıkmıştı ardından içeriye çok güzel fakat gözlerinin ışıltısı sönmüş 14,15 yaşları arası bir kız çocuğu girmişti.

"merhaba tatlım"

diyerek koltuğa oturmasını işaret ettim ardından bende kendi koltuğumdan kalkıp onun karşısındaki koltuğa geçtim.

"evet ilk önce kendimi tanıtayım adım derin sana arkadaşlık ve sırdaşlık edeceğim."

kelimelerini ağzından zorla çıkarmıştı.

"ben de beran 14 yaşındayım"

"peki beran bana gözlerinin ışıltısını söndüren olay nedir anlatmak istermisin"

"hayır"

"neden beran ben sana yardımcı olmak istiyorum bu şekilde dertlerini içine atarak yapamazsın başa çıkamazsın tek başına her şeyle"

"anneme babama anlatacaksın ! zaten ben onların bilmesini isteseydim direkt onlara söylerdim buraya gelmeyide ben istemedim arkadaşımda olsun istemiyorum sırdaşımda"

"sakin ol beran bana anlattığın hiçbirşeyi annen ve babana söylemeyeceğim bu ikimizin arasında bir sır ."

"yalan  söylüyorsun!"

"hayır sana yalan söylemiyorum handi güzelim sıkıntın ne anlat bana"

"olmaz "

"peki başka şeyler konuşalım o zaman bana ailenden bahsetmek istermisin?"

"babam türkiyenin başarılı iş adamlarından 3 kardeşiz  iki abim var bir tanesi burada lise 3 e gidiyor diğer abim yurt dışında oradaki işler ile ilgileniyor şimdi sen bana bahset"

"tamam benim annem ve babam ayrıldılar babam amerikada iş adamı annem ise burada modacı ve dernek başkanı tek çocuğum."

"ailenin ayrı olmasına üzüldüm"

"alıştım sorun değil"

"zor değil mi tek yaşamak ?"

"biraz ama tek değilim ki benim birsürü arkadaşım var"

"arkadaşların kim?"

"kitaplarım bazen kitaplar herkesten daha iyi arkadaşlık ediyor"

"dahademin bana arkadaşın olmak istiyorum demiştin beni neden saymadın?"

"kabul etmedin ki"

"nereden biliyorsun kabul etmediğimi?

"çünkü bana bir şey anlatmıyorsun ve güvenmiyorsun"

"peki anlatacağım"

"dinliyorum arkadaşım"ona arkadaşım dediğimde yüzünde güller açmıştı.

"her şey problem aslında sınıfımdakiler bundan bir kaç hafta önce koridorda düştüm diye alay konusu oldum zaten fazla kilom var diye benle dalga geçiyorlardı bazen ailen ne kadar varlıklı olursa olsun işe yaramıyor öğretmenlerimse kimseye  benle dalga geçtikleri için bir şey diyemiyorlar"

herkes bu kadar kötü olmak zorunda değil.yada sırf güzel diye onla arkadaşlık yapıp çirkin diye dalga geçmek zorunda değil biz insanoğlu hep bu ayrımı yapıyoruz diye üzülüyoruz aslında ama kimse bunun farkında değil.

"bak bera insanların ne düşündüğü senin umrunda olmasın biliyorum umrumda değiller ama insanın ağrına gidiyor hoş değil diyeceksin ,fakat eğer aynanın karşısına baktığında mutlu oluyorsan istediğin zaman  gülümseyip ,kahkaha attığıp  etrafına mutluluk saçıyorsan seni seven bir anne baban ve kardeşlerin varsa kimse umrunda olmasın . sen kilo verebilirsin ,daha ergenlik çağındasın eminim büyüdükçe çok ta güzelleşeceksin ama eğer istediğin zaman kahkaha atıp mutlu olamayıp etrafına gülücükler armağan edemeyeceksen en önemlisi aile sevgisinden mahrum kalacaksan bırak hiçbiri olmasın"

"teşekkür ederim"

neden teşekkür ediyor ki bu benim görevim onu mutlu etmek dertlerinden arındırmak

"neden teşekkür ediyorsun arkadaşım arkadaşlar ve sırdaşlar bugünler içndir"

"bana sadece kendi mutluluğumu ve yaşamımı tekrar hatırlattığn için"

"önemli değil seni rahatlattıysam ne demek"

lafımı bitirdikten sonra ayağa kalkıp yanıma geldi ve bana sarılarak tekrar gülümsedi ardından el sallayıp odadan çıktı.

                                                         

Rüzgara FısıldaWhere stories live. Discover now