4.bölüm

36 6 0
                                    

Mutluluk sekiz harf üç hece fakat bulunması ne kadar zor.

Bera gittikten sonra oturup biraz düşündüm. Biz hep kendimize bakmadan başkalarının kusurlarını, hatalarını eleştiriyoruz yazık bize.

Telefonumun elime alıp rehberime girdim birileriyle konuşmak sıkıntılarımın gitmesini rahatlamak istiyordum. Boşuna söylenmemiş o söz terzi kendi söküğünü dikemez pisikologum ama kendime yararım yok.

Rehperimde gezinmeye başladığımda farkettim ki konuşacağım sırlarını anlatacağım içimi dökeceğim kimse yok.
Ve her şey gibi bu fikrimdende vazgeçtim uçuruma gidecektim uçurumuma gene rüzgara fısıldayacaktım hem rahatlayacaktım hemde yüzleşecektim.

Uçuruma geldiğimde uçurumun kenarına gidip yere oturdum ve ayaklarımı sallandırdım ve başladım konuşmaya

Ne kadar üzülmüyorum alıştım desemde bir tarafım eksik o kadar çok hissediyorum ki aile özlemini anne ile babalarıyla gezen eğlenen yemek yiğen dertleşen çocukları gördüğümde. Yalnızlık iyide bir yandan da çok koyuyor ihtiyacım oluyor üzüldüğümde dertleşecek birine. Ağladığımda gözyaşlarımı silecek biri.

Arkadan gelen ses konuşmamı bölmüştü

"bir de bana deli derler"

Arkamı döndüğümde 40-45 yaşları civarında bir amcaydı.
Ona dediğini anlamadığım için

"efendim"
Diyerek cevap vermiştim.

"diyorum ki evdeki eşyalarla hayvanlarla konuştuğum için bana deli diyorlar birde burada uçurumun kenarında ayaklarını sallandırarak oturup rüzgarla konuşan birini görseler ne deler"

Dedikten sonra amcada yanıma gelerek benim gibi oturmuştu.ardından bana elini uzatarak

"Salih ya sen kızım "

" derin "

" dertlerin ve sıkıntılarında aynı ismin gibi"

Ona anlamadığımı belirten bakışlar atmıştım.

"konuştuklarının hepsini duydum yalnızlık zor kızım her şeyden daha zor hemde bundan 15 sene önce karımı kanserden kaybettim sadece karım diyorum ama o karım sözcüğünün içinde hayat arkadaşı, sırdaş, sevgili, yoldaş, aile kavramlarının hepsi bulunuyor. Hala alışamadım yokluğuna 15 senedir gelecek diye bekliyorum ama hala gelmedi. "

" üzüldüm çok zor olmalı bu kadar benimseyip sahiplendiğin bir insanı kaybetmek"

"hemde ne zor yokmu senin böyle aşık olduğun bir insan "

" inanmıyorum"

"neye aşka mı? "

" evet "

Bu cevabımdan sonra gülümseyip konuştu.

" bir gün öyle bir aşık olacaksın ki kızım onun gözbebeklerinde kendini bulacaksın ve aynı anda ona baktığında kendini unutacaksın"

Deyip kalkıp gitmişti, ardında ise ne olduğunu anlamayan bir ben bırakmıştı.



××××
Eve geldiğimde hâlâ o lafları düşünüyordum, ve biraz daha düşünürsem deli olabilirdim. Hem onda kendimi bulacağım aynı anda da kaybedeceğim ne demek istiyordu bir türlü anlamamıştım.

Yemek yemek için mutfağa geçtim ve yemek yerken o cümleyi düşünmeye devam ediyordum. Düşüncelerimi bölen şey telefonumun zil sesi olmuştu.

"alo"

"nasılsın kuzen"

Tek görüştüğüm kuzenim arıyordu. Çok ta seviyordum onu fakat Hatay 'da yaşıyordu burda olmasını dinlemiştim içimden.

"idare ediyorum can ya sen? "

" valla kuzen ben çok mutluyum ama üşüyorum o yüzen fazla konuşma ve beni hemen gelip havaalanından al. "

Ne diyor bu?

"hangi havaalanı?"

"yok sen iyice aptallaştın beni almanı istediğime göre İzmir'deyim şu an senin yanına geldim "

" baştan söyle sene hemen geliyorum"

Arabanın anahtarını alıp arabama bindim ve havaalanına sürmeye başladım yaklaşık yarım saat sonra havaalanındaydım.
Gözlerim Can'ı ararken birinin bana el sallamasıyla o yöne döndüm Can oradaydı ve şu an yanıma doğru geliyordu.

"nerde kaldın Derin ya hasta olursam sen bakacaksın bana "

" Emrin olur "

Ardından arabaya bindik eve geldiğimizde ise ilk olarak Can bavulunu misafir yatakodasına koymaya gitmişti ben ise odamda pijamalarımı giyiyordum salona indiğimde Can ayaklarını sehpaya uzatmış televizyon izliyordu.

" kardeş ne yapıyorsun? "

" film izliyorum kuzen "

" onu farkettim zaten ayaklardan bahsediyorum ben "

" ha ayaklar yürümeye yarıyor işte "

" ciddi olmazsın "

" yok çok ciddiyim "

" uf Can pis ayaklarını sehpanın üzerinden çek "

" aman bütün kadınlar aynısınız annemde kızıyor zaten bir melek kuzenim kızmaz dedim o da yamuk yaptı "

Daha fazla Can'a dayanamayacağımı anlayınca odama geri çıktım yatağıma geçip yastığımın altındaki kitabı aldım Miraç Çağrı Aktaş'ında dediği gibi herkesin gece okuyabileceiği yastık altı bir kitabı olmalı hayatta.

Uykum geldiğinde kitabımı tekrar yastığımın altına koydum ardından boşluğa, karanlığa bıraktım kendimi.

Dedi kadın; ben bir kalp istiyorum çünkü duygulara ihtiyacım var.

Ekledi adam ; ben sana o kalbi verdim ama sen duygularını istemedin şimdi de duygulara ihtiyacım var diyorsun.

Devam etti kadın ; ben o duyguları istemedim çünkü o kalp çok güzel sevmişti o kalbin duygularını incitmekten korktum.

Dedi ki adam ; sen o kalbi istemediğinde bitti o duygular belki incitmedin ama kökünden kopardın incitseydin bir yolunu bulup onarırdık ama şimdi yeniden yeşeremeyecek



Rüzgara FısıldaWhere stories live. Discover now