8

2K 118 28
                                    

Druella ve Lord Voldemort malikanelerinin arka bahçesinde oturmuş sakince çay içiyorlardı. Druella birini öldürmüş olmanın ağır bedelini, pansy'in babasının ölümünün ardından intihar edişi ile daha çok yaşamaya başladı. Lord ona soğuk davranıyordu. Ailesinden herhangi biri ile konuşmamıştı. Uzun zamandır kafayı yemek üzere gibiydi ve dışardan ne olursa olsun sakin duruyordu.

    Bu sırada lord evlilik bağları ile kıza daha çok alışmıştı. Onun tüm düşünceleri Lord'uda rahatsız ediyordu. En son dayanamadı. Henüz öğle olmasına rağmen kızı elinden tuttuğu gibi odalarına çıkardı. Üzerindekileri çıkarmadan yatağa yattı -ki bunu asla yapmazdı- kızı göğsüne yatırdı. Saçlarını okşamaya başladı.

"Benim güzel ellam. Sana ne oldu böyle"

    Kız anın şoku ile öylece kaldı. Ona direnmek istemedi. Yanında birine ihtiyacı vardı. Kollarını adamın beline doladı.

"Ben kaldıramıyorum. Bazı şeyler vicdanımı yaralıyor Lordum."

"Druella bak, bunu yapmak zorunda olduğunu biliyorsun değil mi? Eğer sen yapmasaydın ceza alacaktın. Ne kadar güçlü olduğuna bir bak. İçimde bu kadar nefret olmasa bende yapamazdım. Sense gözünü kırpmadan benim için birini öldürdün. Biliyorum asla tam olarak sahip olmak istediğin gibi bir koca olmayacağım ama buradayım. Senin yanındayım. Sana kapılıyorum. Bunu engelleyemiyorum."

    "Engelleme!"

    Bir anda druella,  Lordun dudaklarının üzerine kapanan dudakları ile dünyayla ilişiğini kesti.
...

Yerinden sıçrayarak uyandı. Akşam terasta olmasına rağmen şu anda Lordun kolları arasında huzurlu bir uykudan sıçrayarak uyanmıştı. Cidden... O rüya tam olarak neydi öyle? Neden rüyasında Lordu öptüğünü görmüştü ki?

     Yanında uyuyan adama baktı. Kapılıyor muydu? Karşısındaki adama onu öpmek isteyecek kadar kapılmış mıydı? Ağlamak istedi bir an sonra kalın bir sesle bu isteği gökyüzüne dağıldı.

"Gunaydın ella."

"Günaydın Lordum"

"Bir rüya gördüm. Hoş o kadar güzeldi ki ona rüya demek hakaret olur"

"Ne gördünüz efendim?"

     Adam kızın yüzünü avuşları arasına alıp baş parmağı ile dudaklarını ovaladı.

"Beni öptüğünü"

    Kız kızardı. Cidden nasıl bu kadar ateşli olabiliyordu bu adam? Hiç bilmeyen biri onu cidden 20 yaşında yeni delikanlı olmuş biri sanardı. O kadar olgun konuşmasına kızıp esip gürlemesine rağmen ve onca yaşa rağmen... Sanki yeni delikanlı gibi flört ediyordu.

     Lord ona gülümsediği anda kız dayanamayıp onun gülüşünü öptü. Lord voldemort sık gülmezdi. Değerlendirmesi gerekti.

"Bu ne içindi"

"Siz çok uzun zamandır burada olsanızda ben 16 yaşında bir gencim. Olgun konuşmama kanıp bana böyle şeyler sayıyorsunuz ama bilin ki heycanlandırdığımız anda bir ergenin beyni durur ve işlevini yitirir."

"Seni daha sık heycanlandırmalıyım belki de? Hem hiçte beynin durmuş gibi değil. Hala takır takır sayıyorsun bana cümlelerini"

     Kız adamın hala gülünsüyor olmasına şaşkındı. Ama bir anda adam yüzünü buruşturunca anladı ki birileri onun yokluğunda hiçbir şey yapamamıştı. Kalkıp büyü ile hazırlandılar. Malfoy malikanesinde sorun vardı...

                             +++
   
        Hogwarts'a devam etmediğimden Lord ve Bay Snape bana yardım ediyordu. Ama arada bana eğtim vermeye gelmesi dışında Lord'u göremiyorum bile. Malikanenin kapısı ansızın çalındığında kimin kapıyı çalarak geleceğini merak ettim. Kapıyı açan ev cini yanında genç bir kadınla girdi.

   "Ben geldim. Senin için geldim kötü kalplinin iyi yanı."

    "Pardon? Kimsiniz? Evimde ne işiniz var?”

    " Ooo. Demek çoktan aile kurdunuz. Kalp atışları buradan bile belli."

  "Bu da ne demek şimdi?"

  "Sakin ol. Sen kötü kalpli olanın eşi isen ben onun kahiniyim. Seni bulmasını ben istedim. Sen onun kaderiydin. Ama görüyorum ki sen bir başkasının daha kaderi olmuşsun."

      Druella hiçbirşey anlamamıştı! Ne diyordu bu kadın evine girip?

"Bunu al. O gelene kadar boynundan çıkarma o sebebi anlayıp seni uyaracaktır."

"O kim?”

" Hayatında çok kötü kalpli var ama bu senin eşin olan kötü kalpli."

"Neden buradasınız?”

"Sebebi o anlayacaktır. Gelmesini bekle yeter."

Kadın geldiği gibi çıkarken aniden kendini yerde buldu druella. Neden etraf kararıyordu? Neden başı dönmüştü bu kadının gidişi ile?

Kafasını zar zor kaldırdığında kendini yatağında buldu. Avcunun içi sıkı tutmaktan zara görmüş gibi açıyordu ama neyi bu kadar sıkı sıkı tutmuştu? Elini açtı ve kadının ona uzattığı kolyeyi fark etti demek ki rüya değildi yaşadıkları.

   O sırada odaya telaşla girdi Lord. Ama kızın elindeki kolye ile dona kaldı. Bu gerçek olabilir miydi? Yıllar sonra kaderini bulmuşken, bu kadar erken böyle bir güzelliğe sahip olabilirmiydi?
 

   Sizce druellaya ne oldu?
   Ben kahinim diye giren kimdi?
   Kadının bahsettiği kadar kötü kalpli mi bu voldi?
   Nasıl bir bölümdü?

        Lütfen düşüncelerinizi yazın. Kendinize cici bakın ;)

Kayıp HikayeWhere stories live. Discover now