'Şart mı.?'

187 67 156
                                    

herkese merhaba..
🙌🙌

😇😇

keyifli okumalar..
😊😊

ELA'DAN.. DENİZ Mİ DEMELİYİM YA DA DERİN :) SİZ KAFANIZ DA HANGİ İSMİ KABULLENDİYSENİZ ARTIK..:) :)

Adım adım ilerliyorduk kalabalığa doğru.. Sevdiğim adamın kollarında, içime sığmayan mutluluğumla..

Her şey tamamdı. Biz olmaya hazırdık.

O kadar insanın arasında, şahitlerin huzurunda, karı koca olmaya gidiyorduk.

Geniş salona girdiğimizde, mekanı incelemekten alıkoyamadım kendimi. Daha önce bakmaya gelmedin mi dediğiniz duyar gibiyim.. Elbette geldim. Lakin o mekan, bu mekan değildi.

Kır düğünü yapacaktık. Süslemeler, masalar sandalyeler her şey hazırdı. Davetlilerin oturacakları yere kadar hiç bir eksiğimiz yoktu.. Tabi akıl edemediğimiz bir şey dışında.. Ne mi? Hava şartları..! 

Nereden bilebilirdim, yazın ortasında şiddetli bir yağmur yağacağını..!

Her neyse, bu şahane ötesi lüks otel ise müstakbel kocama aitti..

Her adımda daha dikkatli süzüyordum salonu.. Bembeyaz masa ve sandalyelerin ayakları altın kaplamaydı. Üzerinde yer alan şamdanlar da bu renk uyumunun ahengi içindeydi. Kararan havanın kasveti salona yansıyordu; lakin mum ışığı ve tavanda yer alan büyük avizeler çok iyi kamufle ediyordu bu karamsarlığı. 

Bu, göze hitap eden salonu, asıl süsleyen ise konuklarımızdı. Sayamadığım kadar çok insan vardı ve neredeyse çoğunu bilmiyordum..

Azra ve Mert, ortak arkadaşlarımızı, aile dostlarımızı ve komşularımızı yani kısaca ailemden arda kalan herkesi davet etmişlerdi. Simalar az çok beliriyordu, hafızamda. Tabi onlara pek bir şey belli etmemiştim.

Deniz'in ortakları, kardeş saydığı dostları ve peşinden ayrılmamaya yeminli korumaları da buradaydı.

Alkışlar içerisinde süzülüyorduk..

Mutluydum.. Korkularıma göğüs gerip, geçmişi arkamda bırakıp  gidiyordum işte..

Nikah masasına geldiğimizde, düşüncelerimden sıyrılıp, Deniz'in çektiği beyaz tüllerle kaplı sandalyeye, zor da olsa bırakabildim kendimi. Gelinliğimi düzeltirken, sevdiğim adam da hemen yan tarafımdaki sandalyeye oturdu. Ve anında alkış sesleri kesildi.

Heyecanım, çoktan bedenimi ele geçirmişti bile. Bir nebze de olsa azaltmak için, başımı yerden kaldırıp, davetlilere çevirdim. 

Allah'ım herkes bize bakıyordu..! Tüm gözler üzerimizdeyken, nasıl sakin kalabilirdim ki ben.!

Derin bir nefes alıp verdikten sonra, gözlerim ilk önce Sevda anne ile çakıştı. Yine kırmızı bir elbise giymiş, sanırım kırmızıya karşı bir zaafı vardı. Ağlamaya meyilli suratına karşılık, gülümsedim. Kendini toparlaması gecikmedi elbet, hızla bir öpücük gönderdi bana.

Ardından, Ayten anneme çevirdim gözlerimi. Meral teyze ve Derya'nın annesi Zuhal teyze ile aynı masada oturuyorlardı. Üçü de melek gibiydi. Rengarenk kıyafetleri, yüzlerinde yer alan, anlamadığım hüznü bir nebze de olsa kapatıyordu..Hepsine teşekkür edercesine, başımı sallayıp, gülümsedim.

Ne büyük bir ailem olmuştu benim.! 

Nikah memurunun, sandalyeyi çekip oturmasıyla, bu kez ona çevirdim bakışlarımı.Kır saçlı hafif göbekli, dudaklarını kapatan bıyığıyla şirin bir amcaya benziyordu. Üzerindeki kırmızı cübbeyi düzeltikten sonra elindeki devasa büyüklükteki defteri, masanın üzerine koydu. Ardından içini açıp, bir şeyler yazmaya başladı. Boğazını temizlemesiyle, konuşmaya başlayacağını anladım.

SAKLI DENİZWhere stories live. Discover now