Gungam'ı Kurtarış{1.Kısım}

61 10 7
                                    

8.GÜN: 

Güneşin doğuşuyla uyanan Ankepu'yu bugün zorlu bir görev bekliyordu. İçinde anlayamadığı bir his onu dünkü adamı kurtarmasını istiyordu. O yüzden Samy'den yardım isteyecekti. Ama daha öncesinde dünkü hazırlamış olduğu tuzağa bakacaktı. Dün yağmurun yağmış olması belki tuzağı etkisiz hâlâ getirmiştir diye düşünüyordu. Ama tuzağın yanına gelince tuzağın işleme geçmiş ve bir tane sincap yakalamış olması Ankepu'yu çok sevindirdi. Hemen sincabı öldürüp mağarasına döndü. Hızlı bir şekilde ateş yakıp sincabı pişirmeye başladı. 

Sincap piştikten sonra çantasına kendine lazım olabileceğini düşündüğü eşyaları koyup yola koyuldu. Samy'nin mağarasının yerini tam olarak hatırlamıyordu. Ama Samy'nin mağarasına yaklaştığında Samy'nin kendisini bulacağını biliyordu. O yüzden en son hatırladığı bölgeye doğru ilerlemeye başladı. Ormanda ilerlerken hiç beklemediği bir hayvan ile karşılaştı. Bu hayvanı geldiği zamanda bir binek olarak kullanıyorlardı. Ama kabile adamlarının da bu hayvanı keşfetmediğini anladı. Çünkü daha hiç bu hayvanı binerken görmedi onları. Bu hayvan bir at'dı. Ama at çok vahşi duruyordu. Ankepu bir ağacın arkasına saklanıp at'ın hareketlerini incelemeye başladı. Sonra bir tane olan at bir anda arkadaşlarının da gelmesiyle bir düzüneye yakın oldu. Ankepu atları severdi. Daha önce at'a da binmişti hatta şu anda kendisine çok lazımdı. Ama onlara yaklaşık cesareti bulamadı ve sessizce oradan ayrılıp yoluna devam etti.

Bir süre ilerledikten sonra Samy'nin kendisini kurtardığı bölgeye geldi. Samy daha önce burada Ankepu'yu kurtarmıştı. Ama Ankepu zehirli bir meyve yüzünden bayıldığından hatırlamıyordu. Buradan sonrası Samy'nin bölgesine giriyordu. Ankepu ilerlemeye devam etti. Yaklaşık bir buçuk saat daha ilerleyince Samy tarafından karşılandı. Ama sert bir karşılama olmuştu. Tam ayağının dibini bir ok gelmişti. Santimlerle toprağa saplanmıştı. Hemen ellerini kaldırıp beklemeye başladı. Şimdi işin en zor kısmına gelmişti. Samy'de farklı dilleri konuşuyordu. Ona nasıl anlatacaktı. Hiçbir fikri yoktu. Ama Samy yaklaşınca tek yapabileceği olan el hareketleri ile onu takip etmesi gerektiğini anlattı. Samy de anlamıştı ama onu niye takip etmeliydi. Bu soruyu sorma da cevap alamayacağını bildiği için takip etmeye başladı.

Ankepu Samy'i dünkü yere götürüyordu. Ona tutsak alınan adamı gösterecekti. Ama Samy Zuniga kabilesine yaklaştıkça tedirginleşiyordu. Acaba Ankepu kendine bir tuzak mı hazırlamış diye düşünmeye bile başlamıştı. Ama neyse ki kabileye yaklaşıp Ankepu'nun kendisine kabilenin içinde bir tutsak göstermesiyle şüpheleri kayboldu. Şimdi Ankepu'nun ne demeye çalıştığını anlamaya başlamıştı. Ankepu ondan büyük bir ihtimalle bu adamı kurtarmak konusunda yardım istiyordu. Ağaçtan adamın yüzünü net olarak göremesede adamın başka bir kabileden olduğunu anlayan Samy hemen kafasında bir plan oluşturmaya başladı. Ankepu'ya beni takip et işaretini yapıp dikkatli bir biçimde daha önce Zuniga kabilesinin adamları için hazırlamış olduğu tuzaklara doğru harekete geçtiler.

Tuzakların olduğu bölgeye gelince tuzakları Ankepu 'ya göstermeye başladı.

Ankepu tuzakları görünce Samy'nin ne demeye çalıştığını anlamıştı. Ama ya adamların hepsini buraya çekemezsek ne olacak diye düşünmeye başlamıştı ki bir anda aklında bir tuzak canlandı. Evet neden olmasın ki diye düşünmeye başladı. Dünkü sincap için hazırlamış olduğu tuzağın aynısından bir tan de buraya hazırlayacaktı. Ama bunu az daha ileriye hazırlayacaktı. Hemen harekete geçen Ankepu Samy'nin tuhaf bakışları altında bir sarmaşık bulup file hazırladı. Filenin ucunu da başka bir fileyle geçirip ağacın arkasından sarktı. Ağacın arkasından sarktığı ucunu da büyük bir kayaya bağladı. Ama kayanın yokuşta hareket etmemesi için daha önceden altına koyduğu ağaç dallarını unutmamalıydı. Yoksa tuzak mahvolabilirdi. Herşeyin hazır olduğunu düşündükten sonra harekete geçtiler.

Samy kabileye başka bir girişten yaklaştı. Kabileyi çok iyi tanıyordu. Havanın iyice sıcak olması kabilenin üyelerinin mağarada oldukları anlamına geliyordu. Çok şanslılardı. Havanın bu kadar sıcak olduğu anlar çok nadir olurdu. Bunu fırsata çevirip kabileye iyice yaklaştılar. Kabileye yaklaşırken Samy'nin yerden taş alıp eline sürterek keskinliğini denemesini Ankepu'nun dikkatini çekti. Ama ne yaptığını tam olarak anlayamadığı için onu takip etmeye devam etti.

Kabilenin içine kadar girmişlerdi. Ankepu buraya kadar güvenli bir şekilde geleceklerini beklemiyordu ama Samy kabilenin en zayıf yerinden girmişti. İlerlemeyi durdurup etrafı gözlemeye başladılar. Samy kendilerine doğru yaklaşan küçük çocuğa bilerek kendini gösterdi. Çocuk Samy'i görünce kaçmamıştı. Onu tanımıştı. Yanına gelen çocuğa çantasından bir parça et ile bir Kulsfer veren Samy elindeki taşı da verip çocuğu Gungam'ın yanına gönderecekti ki Ankepu onları durdurdu. Ankepu o taşı niye verdiğini şimdi anlamıştı. Hemen çantasından bıçağını çıkartıp çocuğa verdi. Samy bu aleti daha önce görmüş olduğu için karışmadı.

Daha sonra Samy çocuğa birşeyler söyleyip gönderdi. Çocuk esire doğru ilerlemeye başladı. Çocuğun esirin yanına gitmesiyle tekrar geriye dönen Samy planın ikinci kısmı için harekete geçti. Kısa bir süre içinde esir kendini kurtaracak ve bu yönde doğru kaçacaktı. Hızlı bir şekilde Tuzakların olduğu yere gelip beklemeye başladılar.

Bir süre bekledikten sonra sesler gelmeye başladı. Hemen sesin geldiği yere odaklanan ikili Gungam'ı fark etti. Tam istedikleri gibiydi. Gungam hızlı bir şekilde geliyordu. Gungam'ın arkasından da dört kişi geliyordu. Ama tuzaklar üç kişi için hazırlanmıştı. Yeni bir tuzak düşünmek için vaktin olmadığını bilen Samy ilk avlarını tuzağa çekmek için harekete geçti. Bir ağacın arkasına gizlenmiş Gungam'ın geçmesini bekledi. Gungam geçince elindeki yayın ucuna bir ok alıp adamların önüne sıktı. Adamlardan ikisi Samy'nin peşine takıldı. Samy de adamları tam tuzağın üzerine getirip ikisini daha önceden kazmış olduğu çukura düşürdü.

Arkadaşlarının ortadan kaybolduğunu gören ikili biraz yavaşladı. Adamların yavaşlamasıyla Samy aradaki farkı kapatıp ikici tuzak için harekete geçti. Adamlara kendini fark ettirip peşine taktı. Bu arada Ankepu taşın başında bekliyordu. Olanları net olarak gördüğü için adamlar tuzağın üzerine geldiğinde taşı harekete geçirecekti. Adamlar tuzağa iyice yaklaşınca Ankepu taşın altından dalları kaldırıp taşı son gücüyle aşağıya doğru yitekledi. Taş giderek hızlandı ve tam zamanında tuzak aktifleşti. Adamlardan biri tuzağa yakalanmıştı. Geriye son bir adam kalmıştı.

Bu son adamı da okla öldürmeyi düşünen Samy iyice yavaşlayıp adam görmeden yayın ucuna bir ok koymaya çalışıyordu. Ama Ankepu'nun bulunduğu ağacın önüne gelince tam arkasını dönüp oku adama fırlatacaktı ki ayağı yerde ki taş parçasına takılıp düştü. Geri ayağa kalkacak vakti olmadığı için öleceğini düşünmeye başladı. Ama tam bu esnada adamın yere düştüğünü gördü. Ankepu taş ile adamı etkisiz hâle getirmişti. Samy Ankepu'ya teşekkür etmek istedi. Ama yine dil konusu onu durdurdu. Bu işe de bir çözüm bulmaları lazımdı. Ufak bir duraksamanın ardından kendilerine bakan Gungam'a doğru harekete geçtiler. Samy Gungam'la konuşmayı deneyecekti.

K.S:1000

Kabileler Savaşı (ZYS-1)Where stories live. Discover now