Bölüm 3

57 8 2
                                    

Melek kanatları koparılırken çığlık attı...Öyle bir çığlık ki duyan acıdan bayıldı.Haresi boynunda sırtındaki yaralarla karıştı insan kalabalığına...Ona dokun,sırtındaki yaralara ve gör geçmişini...Onu sev,kurtar bu azaptan...

3.BÖLÜM

Gözlerimi açtığımda yurttaki yatağımdaydım. Her şey bir rüya mıydı? Yavaşça kalktığımda odanın kapısı hızla açıldı. "Rosalinda,ne zaman geldin." Ben arkadaşıma şaşkınca bakarken ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. "Neden bahsediyorsun sen?" "Kütüphanede işinin daha uzun süreceğini sanıyordum." Gerçekti, kahretsin her şey gerçek miydi? O adam, kanatlar lanet olsun... Hızla doğruldum. Arkadaşım arkamdan bahsederken ben çantamı omzuma atmış odadan çıkmıştım bile. Ne yapacağıma ne olacağına karar vermeden önce birini görmem gerekiyordu. Tüm fısıltılarla onları duyuyorum. Kız hakkında konuşuyorlar. Öngörücü... Yüzyıllardır bir öngörücü doğmamıştı. Yâda kimsenin haberi yoktu.

Onun gerçek olabileceğini anlamıştım. O adamın zamanı bittiğinde ve ben onu götürmek için geldiğimde gözlerini direk gözlerime dikmiş hayret dolu bir ifade ile bana bakıyordu. Bana bakışı, beni görüşü o kadar farklıydı ki? Ön görücü... Neden onu korumuştum. Bir melek olarak, bir ön görücü ile karşılaştığınızda yapabileceğimiz tek bir şey vardı. Onu alıp sonsuza dek yok etmek. Âmâ ben onu korumuştum hem de başka bir kardeşimden. Bu direk bir isyandı. Nedenini bilmiyorum, neden olduğunu da bilmiyorum. Tek bildiğim içimde beliren onu koruma dürtüsü... Bu o kadar ağır bastı ki. Konuşmalara kulak kabarttım. Kardeşim onu korumamla ilgili bir bilgi vermemişti ama kızdan bahsetmişti. Los Angeles'in en yüksek binasının tepesinde ufka bakarken yavaşça başımı yana çevirdim. "Eric,burada ne arıyorsun?" Kütüphanede benimle birlikte olan kardeşim bana bir müddet baktı. "bunu neden yaptın Barca. Kanatlarını kaybedebilisin. Bir düşmüş mü olmak istiyorsun." Ona hafifçe gülümsedim. "Görevim insanları korumak değil mi?" dedim alayla. "O bir Öngörücü." Dedi. Omuzlarımı silktim. "Olabilir." "Bunu yapma kardeşim. Kızı bana ver." Bakışlarımı yavaşça kardeşime çevirdim. "O benim, şu andan itibaren. Kemiklerine büyüyü işledim." Yavaşça yanımda ayaklandı. "O zaman kardeşim, hareni boynunda hissetmeye hazır ol."

Yavaşça ayaklandım bende ve elimi omzuna koydum. "Nedenini bilmiyorum ama onu öldürmenize izin veremem. Hare boynumda olsa da kanatlarım olmasa da." Bakışlar tek gözümün önünde olan ela gözlerindeki umut dolu bakışlardı. Los Angeles'in en büyük akıl hastanesinin koridorlarında ilerlerken içimdeki endişeleri giderebilecek ama aynı zamanda en büyük korkum olan kişiye gidiyordum. Görevli üzerimi arayıp zararlı olabilecek her şeyi aldıktan sonra onun görüşebileceğim kısma geldim.10 yıl,10 yıldır onu görmüyorum ama sözlerini çok iyi hatırlıyorum. Korku dolu bakışlarını ve paranoyaklaşmış hallerini.

Bembeyaz döşeli odada arkası dönük bir halde onu gördüm. Saçlarını atkuyruğu yapmıştı ve oldukça heybetli gözüküyordu. "Bu günün eninde sonunda geleceğini biliyordum." dedi o tok sesi ile. "Merhaba Anne." Yavaşça bana döndü. Hala çok güzeldi. "Merhaba, kızım." Artık ondan korkmamam gerektiğini biliyordum ama yine de korkuyorum. Direk konuya girdi. "Ne gördün?" Başımı hüzünle salladım. "Bilmiyorum." dedim yavaşça. Bir iki adım attı ve ben gerilememek için kendimi zor tuttum. Artık o küçük çocuk değildim. Yetişkindim. "Rose,sana söylediklerimin hangi kısmını anlamadın?"dedi.

"Sana inanmadım, yıllarca anne! Bir deli olduğunu düşündüm. "Simdi ona bakınca bir deliden çok bir savaşçı görüyordum. Güçlü, kendinden emin. "En kolayına inanmak her zaman daha kolay olmuştur." dedi yavaşça. "Ne gördün Rosalinda."Bakışlarımı ürkekçe ona çevirdim. "Kanatları olan bir erkek." dedim ama yakışıklı kısmını kendime sakladım. Dikkatle beni süzdü. "bir Melek! Gördüğün bu mu?" "Bilmiyorum, yardım edecek misin?" "O seni gördü mü?" "Evet." Bu kez kaşlarını çattı. "Hala nasıl hayattasın." "Beni kaçırdı, sanırım korudu." Şaşırdı. "Bir melek bir öngörücüyü korumaz, onu öldürür. Bir şeytan onu kullanır ve sonra öldürür. Bir cin ise ona işkence eder Rose. Sen görmemen gereken bir evreni görüyorsun. Sana yıllarca yokmuş gibi davranman gerektiğini söyledim." dedi hiddetle. Arkamdaki koridordaki adam annemin sesi yükselince kontrole geldi.

"Eva,hücrene dönmek istemiyorsan sesini kes." dedi. Yavaşça ona eğildim. "Neden buradasın, deli olmadığını biliyorsun. Neden buradasın anne. Neden kendi isteğinle buradasın." Yıllarca kafama takılan soruları ona sordum. "Çünkü görüyorum ve bu beni hasta ediyor. Sen 12 yaşındaydın ve gördüğüne dair bir belirti vermedin. Normal olman için dua ettim. Normal bir hayat sürmeni istedim Rose." Dolan gözlerimdeki yaşları akıtmamak için kendimi tuttum. Sonra anneme beni terk etmesinin hesabını soracakken bakışları korku ile açıldı ve arkama odaklandı. "buldular, bizi buldular." diye bağırmaya başladı. Ben hızla arkamı döndüğümde aynı mavi gözlere odaklandım. Dudaklarımdan çıkan tek bir söz oldu. "Sen!

KORUYUCUWhere stories live. Discover now