Bölüm 13

1.7K 43 0
                                    

KAHVESİNİ öfkeyle yudumlarken gözlerini benden ayırmayarak yaklaşık yarım saattir hesap soran Dilek'e, ondan habersiz İstanbul'dan neden ayrıldığımı anlatmaya çalışıyordum ama Dilek'in beni affetmeye niyeti yoktu. Kafenin loş ışığında bakışları daha da korkunç gözüküyordu. Resmen azarlanıyordum.

"İyi ben de kaçayım o zaman." dedi sitem dolu sesiyle. "Bu kadar kolay mı Allah aşkına! İki dakikada pes edip gitmek de neyin nesi?"

Sanırım defalarca "tamam haklısın" dememi bekliyordu.

Aslında gerçekten haklıydı. İşten çıkarılmak belki hayat düzenimizi bozan sevimsiz bir durumdu ama dünyanın sonu değildi. Dilek işsizliğin güzel yanlarını ballandıra ballandıra anlatırken çoğuna katılmıştım.

"Bir kere artık sabahın köründe kalkıp şu trafikte bocalamana gerek yok. Şu eline yapışıp kalan cep telefonundan da kurtulmuş oluyorsun. Arkadaşlarınla görüşebilmek için plan yapmana da gerek yok. Televizyon karşısında gün boyu miskinliğin keyfini çıkarabilirsin. Günün istediğin saati istediğini yapabilirsin. İstediğin zaman şehir dışına tatile çıkabilirsin.."

Dilek bunları anlatırken kendimi kuşlar gibi özgür hissetmiştim. İnsan, incinmiş olduğunda böyle yüreklendirici sözlere ne kadar da ihtiyaç duyuyordu. Ama Dilek'in de bildiğinden emin olduğum ve aslında beni korkutan şey, az da olsa aylık gelirimi kaybetmiş olmam ve senelerce hayalini kurduğum mesleğime başlarken beklenmedik şekilde gelişen bu başarısızlıktı. Kuzenin yüzüme bile bakmadan beni "göndermiş" olması da gururuma dokunmuştu doğrusu.

Dilek o an düşündüklerimi hissetmiş gibi elimi tuttu.

"Biliyorum. O gerzek Murat bey (kusura bakma demeyi de ihmal etmemişti) pek çok insana yaptığı gibi sana da haksızlık yaptı. Ama pes etmeyeceksin. Söz ver bana . Söz ver dedim."

Dilek'in yüzünde bana yardım etmeye çalışırken takındığı ifade hoşuma gitmişti. Sanırım şu başbelası kocasından kurtulabildiğinde tam bir iyilik meleğiydi. Kuzenin, o kadar insan arasında işten çıkarmak için Dilek'i seçmiş olmasına şaşmamak gerekiyordu çünkü bu dünyada sadece birbirine benzeyenler bir araya gelirdi.


EYVAH, AVUKAT OLDUM !!!  #wattys2017Where stories live. Discover now