Bölüm 20

387 44 0
                                    

BÖYLECE Serkan Güler'in davasını almış olduk. Fakat verilen her karar birilerini memnun ederken diğerlerini rahatsız eder, hayatın kanunudur bu. Kuzen Murat da bu kanuna uygun olarak rahatsızlığını dile getiriyordu. Serkan Güler'i bir yandan savunmak bir yandan da hapse girmesini sağlamak aynı hukuk bürosu tarafından yapılması mümkün olmayan bir işti tabi ki. Üstelik davayla Adil Bey'in ilgilenecek olması Serkan Güler'in aklanması için atılmış en iyi adımdı ki bu durum kuzenin 1 milyonluk vekalet ücretine tam anlamıyla bir darbe idi.

Kuzen bu durumu değiştirmek ve talihin yine kendisinden yana olmasıiçin Adil Bey'i ikna etmek üzere kolları sıvamıştı. Fakat ileri sürdüğü argümanlar hiç de tatmin edici değildi.

"Koskoca firma olarak bir ergeni mi savunacağız?" dedi. Ayaktaydı, Adil Bey'in ona oturması için işaret ettiği koltuğa bir türlü oturmuyordu.

"Firmanın boyutuyla müvekkilin yaşı arasında bağlantı kurmaya çalışıyorum" dedi Adil Bey.

"Kesinlikle bu işi almak bize uygun değil" diye atıldı Murat. Sabahtan beri söylediği bu cümlenin bir ara işe yaraması için dua ediyordu. Bu durum onun, avukatlığın içinde barındırdığı ikna sanatıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını da gösteriyordu. Her istediğini anında elde eden bir insan için bu hal doğal olsa da, Murat'ın avukatlık konusunda tek eksiğinin bu olmadığını benim gibi bir çaylak bile anlayabilirdi.

"Sebebini söylerseniz değerlendirelim" dedi Adil bey, tıpkı kuzenin çaresizce beklediği gibi.

Murat derin bir soluk aldı, artık ne diyeceğini bilemiyordu."Adil bey, anlıyorum bu firmanın büyük ortağı sizsiniz fakat benim de ortak olduğumu ve karar verme yetkim olduğunu hatırlatırım".

"O yüzden şu an odamdasınız ve o yüzden size bu soruyu soruyorum. Sebep nedir?" diye karşılık verdi Adil Bey. Geri adım atmaya niyeti yoktu.

Murat son kozunu oynamak zorundaydı artık. "...Şey" diye başladı. "Eğer Serkan Güler suçluysa ve suçlu bir insanı savunursak bu durum firma imajına zarar verebilir".

Adil Bey artık tahammül edemiyor gibi oturduğu masasından kalktı ve Murat'a doğru yaklaşıp önünde durdu. Şimdi sesi her zamankinden daha ciddiydi.

""Bir kızı iliklerine kadar doğrayıp çöpe atan bir caniden bahsetmiyoruz. Kameraların bozuk olduğu bir yerde bir insan balkondan düşüp öldü.O gün yanında olan kişi tutuklandı. Bu insanı savunmak kadar doğal bir şey olamaz Murat Bey, öyle değil mi" dedi ve ardından kapıya doğru yöneldi. "Başka sebebiniz varsa söyleyin, yoksa daha sonra görüşelim".

Murat Adil Bey'i ikna edemeyeceğini anlamıştı. Daha fazla ısrar etmesinin anlamı yoktu. Odadan çıkarken bakışlarını Adil bey'e sabitledi fakat Adil Bey başka yöne bakmayı tercih etmişti.

EYVAH, AVUKAT OLDUM !!!  #wattys2017Where stories live. Discover now