Bir ZeyKer hikayesi...
~Yüzünüzü güneşe çevirirseniz, gölgelerin karanlığını göremezsiniz.~
Akademiyi birincilikle bitirip hayatını mesleğe adamış genç bir kadın.. Hayatı boyunca yaşadığı, gördüğü, deneyimlediği şeyler ona kend...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Uzun bir süre gelmemek üzerine valizimizi topluyorduk. Yıllık izne çıkmıştık ve epey bir süre çok uzaklara gidecektik. Sabahın erken saatlerinde keyifli ve huzurlu bir şekilde açtım gözlerimi yine. Kalan eşyalarımı toplamaya başladım. Bir yandan da etrafın tozunu alıyordum. Her şeyin güzel olacağına inandığım nadir günlerden birindeydik. O sırada Deniz geldi yanıma, elimi tutup beni yandaki koltuğa oturttu.
"Anne.. Hep sordum sana, ama sen hiç anlatmadın. Ben büyüdüm artık, öğrenmek istiyorum. Bu ölüm dedikleri şey.. Nasıl bir şey?"
"Büyüdün mü?" dedim gülerek. "Tamam, anlatayım. Anlatmaya çalışayım daha doğrusu." saçlarını sevmeye başladım. "Kimilerine göre son, kimilerine göre başlangıçtır. Bana sorarsan geri gelmeyecek bir sondur. Her insanın yaşayacağı kesin olan tek şey. Aynı zamanda da başka bir yolun başlangıcıdır. Yaşayan her şey, herkes ölür ve ölenlerin bıraktığı boşluklar kimi zaman kısmen dolar, bazense hep boş kalır. Bazen yeri özel olsun diye boş bırakırız, acı hatırasına yer kalsın diye.. Zamanla yokluğuna ve hüzüne alışıldığı söylenir. Biri gider ve arkasında sevenlerini bırakır. İnan ki sevenleri için daha zordur."
"Benim aklım iyice karıştı. Nereye gidiliyor ki ölünce? Çok mu uzağa? Bir daha dönmek mümkün değil mi yani?"
"Hadi yeter bu kadar.. Büyüdüğünde iyice anlarsın oğlum. Şimdi sen kafanı yorma bunlarla. Senin önünde upuzuuun bir yol var."
**
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kerem'in valizini de toplayıp hemen mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir süre sonra Kerem uyanıp yanıma geldi. Arkama geçip kollarını belime doladı ve boynuma minik öpücükler bıraktı. Dışarıda yeriz diye elimdekileri bıraktırdı. Beraber bahçeye çıktık. Uçurtma yapmak için malzemeler almıştı. Onları görünce öyle çok sevindim ki, mutluluktan boynuna sımsıkı sarıldım. Daha sonra hemen uçurtma yapmaya başladık.
"Ya sen harika bir adamsın, biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum.. Sen de bu dünyadaki en güzel şeysin. Bir detay olamayacak kadar mükemmelsin." dudaklarından minik bir öpücük aldım.