Tuana

85 32 3
                                    

" Tuananın konuşmasını beklerken tekrar not yazmaya başlamıştı elindeki küçük mavi kağıt parçalarına.. "

" Neden konuşmak yerine tekrar not yazmayı seçti Ömer.. "

" Ben ısrar ettikçe o da ısrar etti yazmaya. Küçük bir not uzattı elime.

' Ömer sabret ve bekle diye. '

Bende gülümseyerek bir ömür beklerim diye cevap vermiştim.
Ve o başlamıştı yazmaya.. "

" Ee ne yazmıştı peki.. "

" Yazdığım son nota cevap vermişti Buğra. "

" Dinliyorum kardeşim.."

" Ömer , aşkı seni görmekle hissettim. Yüreğinin sesi olurum diye haykırdın ya satırlarında. Yüreğimin sesi olmuştun zaten ilk gördüğüm anda..

Yüreğimin görmek için umut ettiği ve yaşamak için her gece ettiği duasın...

Gece gökyüzünde beliren sırdaşlarıma ve mavi renkli not kâğıtlarıma anlattığım yabancı sevgiliydin..

Varlığını hissettiğim ama bulmaya, yaşamaya cesaret edemediğim aşktın Ömer.. "

Ömer bunları anlatırken tekrar dolmuş ıslak gözlerini siliyordu...

" Ömer neden duygulandın yine. Ne güzel anlatmış işte.. "

" Devamında yaptığım konuşma aklıma gelince duygulandım Buğra.."

" Devamını anlatsana dinliyorum."

" Şöyle devam etmiştik Buğra.

Neden Tuana neden Korktun.
Neden bulmaya , yaşamaya cesaret edemedin.."

" sana layık olmadığım için belki de beni kendine layık görmezsin diye Ömer.."

" Neden böyle düşünüyorsun Tuana.
Bırak artık şu not kağıtlarını, gözlerime bak ve anlat bana.."

" Anlamıyor musun Ömer anlamıyor musun..

Bırakamam işte vazgeçemem bunlardan Ömer..
Bunlar sırdaşım, dostum , arkadaşım Ömer. Bunlar benim herşeyim. Beni dinleyenlerim. Derdime ağıt yakanlarım. Yüreğimin haykırışları Ömer.. "

" Sakin olur musun Tuana.
Daha açık olur musun bana.."

" Olurum Ömer.
Açık olmamımı istiyorsun. Peki o zaman daha açık bir dille anlatayım sana... "

" Dinliyorum. "

" Hani dedin ya bırak şu kağıtları ve haykır gözlerime diye. "

" Evet dedim.."

" İşte benim sana olan haykırışlarım onlar Ömer. Gözlerine kaçak bakışlarımı dile getiren onlar.

Anlasana be Ömer anlasana.

Konuşamıyorum işte konuşamıyorum. Doğuştan dili lal bir insanım ben. Sesini haykıramayan , bağıramayan bir insanım.

Acıya bile sessiz kalan bir insanım.
Acıya bile haykıramayan bir insanım ben. Bak Ömer bak gözyaşlarıma bak işte bunlar canım yandığında yüreğimin attığı çığlıklar işte.

Duyamazsın Ömer duyamazsın bağıra bağıra seni sevdiğimi. Duyamazsın haykırışlarımı, çığlıklarımı...

Gördüğün bu mavi kağıt parçaları. Dili olmayan hayallerimi saklıyor benliğinde Ömer. Sessiz sedasız bir şekilde.. "

Ömer anlatırken hıçkırıklara boğulmuştu. Ağlayarak söylenmişti bana sessizce...

" Hatırladın mı Buğra... "

Ahiretliğim Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang