Anarşizm

Lucy

Tam bir kaos ortamı oluşmuştu. Gece yarısı herkes ayaktaydı. Natsunun gidişini tahmin edip kimse uyumamıştı. Televizyon, belki önemli bir haber çıkar diye açıktı. Zerefin milli marşından başka bir ses yoktu.

   Ne beklediğimizi bile bilmiyordum. Natsunun teslim olduğu haberi mi? Yoksa mahkumların serbest kaldığı mı? Olumlu bir haber çıkacağını düşünmüyordum en azından. Belki zeref kardeşini yakalattığı için gurur duyup yayımlardı ama sessizlik büyük bir acıydı şimdilik.

  "Daha fazla bekleyemeyiz! Gidip saldıralım işte. Öleceksek hep beraber ölelim." dedi Sting. Bazıları başlarını sallayarak Stinge uydular.
"Bunu yapamayız Natsunun dediklerini duydunuz." dedi Gajeel.
"Sen ne zamandan beri Natsunun sözlerini dinliyorsun?" diye sordu Rogue.

   "Siz artık bana emanetsiniz. Bu sorumluluğu alınca ister istemez Natsuyu dinlemek zorunda kalıyorum." dedi. Kapının açılma sesini duyunca oturan herkes bir umutla ayağa kalktı.

   Koridordan Gray ve Mavi saçlı bir kız ve birkaç kişi girince herkes bir sevinç çığlığı attı. Gajeele gözüm kayınca hiç beklemediğim bir hareketini yakaladım. Gözleri yaşarmıştı. Eliyle çaktırmadan gözlerini silip öne atıldı.

    Mavi kısa saçlı kızla sarılınca herkes gülümseyerek onlara baktı. Tabi ya demek sevdiği biri vardı. Bende istemsizce gülümsedim.
"Juvia aşık oldu!" diye bir ses duyunca yanımda ki juviaya baktım. Graye gözlerini dikmiş ağzı açık bir şekilde bakıyordu. Hızla koşup Graye sarılınca ağzım açık kaldı. Gray şaşkınca kıza baktı.

   "Bu kim?" diye sordu.
"Kurtardığımız bir mahkum." dedi rogue. Juvia ise sarılmaya devam ederken konuştu.
"Juviaya adınızı bahşedebilir misiniz?" diye sordu. Gray yayvan bir şekilde konuştu.
"Grayy." dedi. Juvia aniden geri çekilip kalbini tuttu.
"Juvia ismine bile aşık oldu." dedi. Gülmeye başlamıstım ki Sting konuştu.

   "Natsu san?" diye sordu. Gray duruldu. Mavi saçlı kızla Gajeel ayrılıp birbirlerine baktılar. Mavi saçlı kız konuştu.
"Teslim oldu. Graye bıçak verdi ve sadece biz kaçabildik. Zeref anlaşmaya uymadı." dedi.
"Nasıl uymadı! İnsanlar tepki gösterir." dedi biri.
"Zeref natsunun teslim olduğunu duyurmayacakmış, insanları idam edip Natsunun teslim olmadığını söyleyecekmiş." diye bitirdi Gray. Gözlerim Grayin arkasında ki bir kaç kişiye kaydı ama annemi göremememle başımı eğdim. Hala orada ölümü bekliyordu demek. Natsu da orada ölümü bekleyecekti değil mi? Peki elimizden ne gelirdi?

   "O zaman biz de Natsunun teslim olduğunu gösteririz ve halkı ayaklanmaya teşvik ederiz." dedim.
"Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun?" diye sordu biri alayla.
"Kale de bile kameralar var öyle değil mi? Polislerden kamera kayıtlarını çalıp tüm televizyonlarda yayınlarsak halkın zerefe inancı düşecek." dedim.

   "Dediğin işe yarayabilir ama polis merkezine sızmak çok zor ki sızdık desek bile tv stüdyosunu bir kez ele geçirdiğimiz için güvenlik önlemleri arttırıldı. Tv stüdyosuna girmek çok daha zor olur yani." dedi Gray. Biraz düşündükten sonra konuştum.

   "Siz teröristsiniz, bir kez hukuk binasına sırf patlatma için girdiniz polis merkezine de girebilirsiniz. Tv işine gelince onu bana bırakın ne de olsa orada çalışıyordum." dedim. Gray dikkatle bana baktı
"Seni tanımıyorum bile neden güveneyim?" diye sordu.
"Natsuyu kurtardığım ve size yardım ettiğim için idam mahkumu oldum. Güvenmek sana kalmış." dedim.

   "Başka çaremiz yok Gray. Hiç bir planımız olmamasından iyidir." dedi Rogue. Gray iç çekip Gajeele döndü.
"Yetkili sensin sen karar ver." dedi. Gajeel ayağa kalktı.
"Yapacağız fakat kızı tek yollayamam. Laxus sende sarışına eşlik et." dedi Gajeel. Sarışın kaba bir erkek öne çıkıp bana baktı ve başını salladı. Harika bir de peşime koruma atanmıştı...

   Tüm gece boyunca planı olusturmak için ayakta kaldık. Ben, Gajeel,Laxus, Gray, Sting, Rogue ve adını yeni öğrendiğim Levy.  Planı düzenleyen Levy di. Levy stratejik uzmandı, eylemleri o ayarlarmış tabi idam için yakalanmadan önce. Gray, Gajeel saldırı ekibiydi. Sting ve Rogue ise sızma görevlisiydi. Laxus ve ben ise kaset işlerini halledecektik.

   Polis merkezine saldırı düzenledikten hemen sonra buraya gelecektiler ve kasetin kayıp olduğu bildirilmeden sabah haberlerine kadar Tv stüdyosuna gidip kaseti yayımlatıp çıkacaktık. Gajeel yaralı olmasına rağmen gelmekte ısrar etmişti. Kimse itiraz etmedi.

   Natsuyu kurtarmamız için büyük bir adım değildi ama belki halk isyan çıkarırsa bir ihtimal saldırı yapıp Natsuyu kurtarabilirdik. Bu benim sorunum değildi ama anneminde orada olduğunu biliyordum. Annemi kurtarmak Natsudan geçiyorsa bunu tereddüt etmeden yapacaktım.

   Ortak salondaki büyük saate baktım. Neredeyse gece yarısı üç tü. Gajeel, Gray, Sting ve Rogue sırt çantalarını takmış, zırhlarını geçirmiştiler. Silahlarıda tamamlanınca gitmeye hazırdılar. Levy Gajeelin yanına gitti.
"Gajeel. Eğilir misin?" diye ricada bulundu. Gajeel merakla eğilince Levy boynuna atlayıp sarıldı.
"Sakın ölme Gajeel." dedi. Gajeel gülümsedi.
"Sanki o kadar kolay ölürüm de!" dedi levy geri çekilirken gözlerini sildi ve gülümsedi. Sonra Gajeeli boynundan tutup öpünce herkes şaşkınlıkla baktı. Bazıları 'zamanı gelmişti.' dedi. Gajeel. Şaşkınlıkla hareket edemezken Levy geri çekilip kızarmış yanaklarla hızla odaya kaçtı. Sırıttım. Belli ki ilk kez öpüşüyordu.
Gray gülüp Gajeelin sırtına vurdu.
"Gray sama! Juvia da istiyor." diye bağırdı Juvia. Gray korkuyla geriledi. Juvia Grayin üstüne yürürken Gajeel araya girdi.
"Geri dönünce öpersin." dedi. Gray rahat bir nefes alırken Juvia homurdandı.
"Tabi sen öpücüğünü aldığın için rahatsın..." dedi. Çoğu kişi buna gülerken çocuklar gitmeye başladı.
"Laxus! Vaktinden önce gelemezsek plan iptal tamam mı?" diye uyardı Gray. Laxus başını sallayınca gittiler. Onlar gider gitmez herkes uyumak için odaya gitti.

   "Sende uyusan iyi olur sarışın. Dinlenmek şart, onlar gelince seni uyandırırım." dedi. Onaylayıp bende odaya yöneldim... Biraz uyku benim içinde iyi olacaktı. Yatağıma kendimi attığımda dakikalar içinde uyumuştum.

   Büyük bir sarsıntı ile uyandım. Juvia başımda durmuş hızla beni dürtüyordu. Tam üstüme su dökecekken zıplayarak kalktım.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum.
"Gray sama Juviadan seni uyandırmasını istedi." dedi. Başımı sallayıp kalktım. Ortak salona gittiğimde sadece bir saat uyumuş olduğumu görünce yüzümü ekşittim. Gray ve Gajeel salonda oturmuş duruyordular. Yanlarına gidip bir koltuğa oturdum.
"Aldınız mı?" diye sordum. Olumsuz anlamda başlarını salladılar. Lanet olsun!
"Zeref bizden çok önde. Tuzaktı. Sting ve Rogue fena şekilde yaralandı." dedi Gray. Endişe ile gözlerim revire kaydı ama bir şey görünmüyordu.

  "Ne yapacağız peki?" diye sordu Levy. Bilmiyordum. Sadece bir planımız vardı ve böyle sonuçlanacağını tahmin etmemiştim.
"Haberlerin başlamasına on dakika var." dedi Juvia. İç çektim. Haberlerden bir saat sonra idam yapılacaktı. Natsu da aralarında olacak mıydı? Yoksa çoktan ölmüş müydü? Herkesin merakla bunların cevabını beklediğini biliyordum. Endişeliydiler... Tuhaf bir biçimde bende endişeliydim.

  Haberlerin başlamasıyla Tv ye baktık. Mira san her zamanki gibi soğuk bir şekilde yayına başladı. Mira sanı işe girdiğimden beri tanırdım ve Zerefe güddüğü yoğun nefreti biliyordum. İki kardeşi de Zeref tarafından idam edilmişti. O günden beri hiç bir programın başlangıcında gülümsemezdi...

"Bugün çok önemli bir haberi size duyurmak durumundayım. Dün akşam saatlerinde Natsu Dragneel idam mahkumlarını kurtarmak adına büyük bir tehlikeye göğüs gerip teslim olmuştur. Buna rağmen idam mahkumları serbest bırakılmamış ve olağan saatte idam edilecektirler." dedi ve sonra Natsunun teslim olduğunu gösteren kaydı yayımlamaya başladı. Şok içinde ekrana bakarken kamera tekrar Mira sana döndü. Korku ile göğsü inip kalkıyordu. Kapı yumruklanma sesi gelince ayağa kalktım.
"Ölecek! Öldürecekler!" diye bağırdım istemsizce.
Mira san ilk kez gülümsedi.
"Fairy Tail!" dedi ve Fairy Tail dövmesini gösterdi hemen sonra yayın kesilirken tek şokta ki ben değildim. Laxus arkamda resmen yere çökmüştü.
"Mira!" diye bağırdı. Mira san... O da mı terörist grubundaydı? Buna inanamıyordum... Natsuya olan sadakatin yoğunluğu inanılmazdı.