Natsu

503 62 29
                                    

Kan festivali için hazırlıklar tüm gün sürmüştü. Meydanlar boşaltılmış, halk silahlandırılmıştı. Bizimse sadece 10 mermili üç silahımız vardı. Onlara karşı hiç şansımız yoktu lanet olsun!

   Tüm gün boyunca televizyon açık kalmıştı. Her hangi bir haber almak için bekliyordum ama sadece gözlerim acıyordu.

"Rogue uyandı Natsu!" diye haber verdi laxus. Televizyonun başından kalkıp üst kata çıktım. Rogue yu dün gece yukarı katta ki odaya taşımıştık.

  Rogue yatakta dikelmiş oturuyordu. Stingle bir konuda konuşuyorlardı ama biz odaya girince sustular.
"İyi misin Rogue?" diye sordum. Başını olumsuz anlamda salladı.
"Ayağa kalkamıyorum. Henüz tam olarak iyileşmiş sayılmam." dedi. Bu kötü bir haberdi. Savaşacak sadece üç adamımız var demekti ve Sting hala iyi sayılmazdı sadece iyimiş gibi davranıyordu.

  "Natsu san ne yapacağız?" diye sordu Sting.
"Festivale katılmak zorundayız. Başka seçeneğimiz yok." dedim.
"Pekala hazırlanalım o zaman." dedi Sting. Başımı salladım.
"Sen hiç bir yere gelmiyorsun Sting " dedim. Kaşlarını çatıp ayağa kalktı.
"Beni bundan esirgeyemezsiniz!" diye bağırdı.
"Yaralısın ve birinin Rogueya ve buraya bakması lazım." dedim. Sting tekrar öne atılıp karşı çıkacakken Laxus araya girdi.
"Sting karşı çıkma. Natsu haklı hem onun yanında ben varım. " diye güvence verdi gözlerimi devirdim.
"Sen olmadan da hayatta kalabilirim." diye dalga geçtim. Laxus alayla bir ses çıkartıp tam sırtıma vurunca bir anlığına beyaz ışığı gördüm. Yüzümü ekşitirken Rogue ve Laxus güldü.

  "Sende yaralısın Natsu san. Bende gelemek istiyorum." dedi hüzünle.
"Evet, biliyorum ama hepimizin bir görevi var ve kuralımız. Arkamızda en az bir kişi bizi beklemeli. Ben liderim sting geride kalamam." dedim. Başını salladı. Bunlarıda hallettiğim için rahat bir nefes alıp arkamı döndüm.

  "Haberler bakmam lazım. Dinlenin." dedim ve aşağıya indim. Halen daha Zerefin hayatını anlatan belgesel yayınlanıyordu ve sinir olma katsayılarım artıyordu. Ben ve Zerefin küçüklüğünü oynayan çocuklar vardı. "Hey ben o kadar çirkin bir çocuk değilim!" diye şikayet ettim. 
"Hayır, sen kesin daha çirkinsindir." dedi aşağıya gelen Laxus.

   Belgesel bitmek üzere olduğu için sabırla bekledim. Biterken laxus elinde kola ile gelip koltuğa yanıma oturdu birini bana uzatırken kendininkini içiyordu. Elinden alıp açtım. Uzun zamandır içmiyordum. Bunları devletten çalmıştık... Et, kola veya daha güzel ve halkın ulaşamayacakları yiyecek ve içecekler. Kolayı içerken aklıma lucy geldi. O daha bunları tadamamıştı ve şuan kimbilir ne durumdaydı.

   Haberler başlayınca sıkıntıyla iç geçirdim. Kim bilir nasıl bir plan kurgulamıştı abim. Direk zerefin yayını başladı. Siyah rahat kıyafetler giymişti.
"Her sene yaptığımız gibi kan festivalini kırmızı işaret fişeği ile başlatacağım. Kurallar her yıl ki gibi. Sadece bu yıl bir değişiklik olarak kurbanları kendim hazırladım. Şehrin iki değişik noktasına kurbanları yerleştirdim. Süreniz saat 19 da başlayım tam gece 00 da bitecektir. Bu zamana kadar kurbanları bulup öldürenlere ödüller var. " dedi ve kamera iki ayrı meydanı gösterdi. İlk meydanda tüm arkadaşlarım ellerinden yukarı duvara asılmış bir şekilde sırayla dizilmişlerdi.
"Lanet olsun!" diye bağırdım. Hepsi sonunu bekliyordu ve ben izliyordum.
"Sakin ol Natsu." diye uyardı Laxus.
"Mira da orada laxus!" diye çıkıştım.
"Biliyorum! Sadece öfkeni  dışarıya sakla." dedi. Sakinleşmeye çalışıp oturdum.
"Bekle bir saniye." diye durdurdum Laxusu.
"İki meydan olduğunu söyledi ama ilk meydanda bizimkiler vardı." dedim. Laxus durumu anlayarak sözümü devam ettirdi.
"O zaman diğer meydandaki kurbanlar kim?" diye sordu. Dikkatimi tekrar televizyona verirken kendimi en kötüsüne hazırlamaya çalıştım.

AnarşizmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin