Bölüm 64

7K 685 32
                                    

 ''Ne demek istediğinizi anlamadım. Tabii ki normal bir insanım.''

Latinius soruyu yanlış bir biçimde sorduğunu fark etmişti. Bunun için bu soruyu sorma amacını Akira'ya açıklamaya başladı.

''Akira, sana ırkını sormuyorum. Leo'nun dediğine göre görevde birden insanlardan oluşan savaşçılar çağırmışsın. Hayatımda daha önce böyle bir büyüyü daha önce ne duydum ne de gördüm. Bunu ise 15 golem çağırdıktan sonra yapmışsın Akira. Büyücü olmayabilirim fakat bir çok büyücü arkadaşım var. Golem çağırmak ünvansız alemlerde basit bir iş değildir. Üstelik sen 15 tane çağırıyorsun ve üstüne kendinden daha yüksek seviyeli bir ordu daha çağırıyorsun. Basit birisi olmadığın belli oluyor. Tüm bunları geçtim bir imparator olsan bile 6200 altından basit bir şeymiş gibi söz edemezsin. Bizim krallığımızın hazinesinde bile 50 bin siyah altın bulunuyor. Bunun için tekrar soruyorum, sen nesin?''

''Ciddi misiniz? Krallığın hazinesinde sadece 5 mavi altın mı var? Sadece 5 altın öyle mi?''

Akira bunu duyunca şaşırmıştı. 5 mavi altın olması şaka gibiydi. Bu kadar küçük bir meblağ ile bu krallığı nasıl geçindiriyorlardı anlam verememişti. Latinius içinse 5 mavi altın büyük bir paraydı. Kendi hayatında o kadar parayı bir araya getirememişti fakat karşısındaki çocuk dalga geçer gibi bunu sormuştu. Fakat bir şey diyemeden Akira, merak ettiği bir soruyu sordu.

''Peki loncanın hazinesi ne kadar?'' 

Latinius bu soruyu neden sorduğunu anlayamadı. Fakat cevaplamakta hiçbir sorun görmediği için gururlu bir ifadeyle,

''5000 siyah altın.''

dedi. Akira duyduğu miktara gülse mi ağlasa mı karar veremedi. Buradaki insanlar çok güçlü olabilirlerde fakat ekonomik anlamda onun yanında çöpten farkları yoktu. 5000 siyah altını böyle gururlu bir ifadeyle söylemesi acı vericiydi. Fakat bu kadar az paraya sahip olmaları onun için altın bir fırsattı. Yüzüğünden 10 adet mavi altın çıkardı ve hepsini masanın üzerine dizip Latinius'a baktı. Latinius, Akira'nın dizdiği paraları görünce kalp krizi geçirecekti. Gözleri fal taşı gibi açılmış, küçük dili gözükecek şekilde çenesi gevşemişti. Akira gülme dürtüsünü bastırarak,

''Eğer size 10 mavi altını verirsem, benim zenginliğimin loncadan dışarıya çıkmasını engeller misiniz?''

Latinius, bu fırsatı kaçıramazdı. Bu 10 mavi altınla loncayı çok daha fazla geliştirebilir, üyelerini daha fazla güçlendirebilirdi.

''Ke-kesinlikle. Senin ne kadar paraya sahip olduğunu bu krallıkta sadece bu lonca bilecek Akira.''

Akira, zenginliğin başına açacağı beladan kurtulmanın sevinciyle gülümseyip,

''Umarım dediğiniz gibi olur Lider.''

 Bu konuşmadan sonra Latinius, loncadaki herkesi tek bir konu hakkında uyarmıştı. Akira. Platinler ve Lichler ne olduğunu anlayamamıştı fakat Latinius'un emri kesindi. Kimse Akira'nın parası hakkında tek kelime bile etmeyecekti. Bu uyarıdan tam 1 ay sonra lejyonerlerin hepsi geri dönmüş ve ellerindeki tüm çekirdekleri siparişi veren Akira'ya vermişlerdi. Akira çekirdekleri aldıktan sonra odasına kapanmıştı ve kimsenin odasına girmemesini bizzat Latinius'tan rica etmişti. Akira odasında kapalıyken hem kendi seviyesini geliştiriyor, aynı anda Linda ve Aegis'i seviye atlatıyordu.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

''Dragon Loncasının gelişimindeki sebep ne?''

Kraliçe Silvia 5 ayda Dragon Loncasının bu kadar gelişmesinin arkasında yatan sebebi bir türlü bulamamıştı. Eskiden ismi bile olmayan lonca kendisine Dragon demeye başlamış ve binalarının yanındaki bir çok yeri satın alıp inşaata başlamışlardı. Her şey bir anda olmuş gibiydi. Loncanın yarısı bu inşaatta çalışırken diğer yarısı kimsenin bu alana girmesine izin vermiyordu. 5 ay süren bu inşaat ile Dragon Loncası kendi sarayından bile gösterişli bir hale dönüşmüştü. Eskiden tüm ekipmanlarını krallıktan alan Dragon loncası kendine bir çok demirci katmıştı. Üstelik sadece demircileri değil, terziler, şifacılar da katmışlardı. Eskiden sadece askeri alanda liderlerdi fakat artık kendi mağazalarında ekipmanlar, giysiler ve iksirler satmaya başlamışlardı bile. Hepsinin değeri ise en az 1000 altından başlıyordu çünkü bu sattıkları şeylerin kaynağı canavarların etleri, kanları, derileri ve bir çok yararlı kısımları kullanılıyordu.

''Kraliçem, bizde bilmiyoruz. Birden bire ellerinde büyük meblağ para geçmiş gibi bu seviyeye geldiler.''

Kraliçenin danışmanlarının aklına sadece tek bir fikir geliyordu. Oda lejyonerlerin ünvanlı canavar avlayıp onları sattıklarıydı. Fakat bu mantıksız olurdu. Unvanlı canavarlara ait çekirdekleri almaya herkesin gücü yetmezdi. Kendi krallıkları bile almıyordu. Akıllarına ise başka bir sebep gelmiyordu. 

''Lanet olsun. Bana bu bilgiyi çabucak bulun. Yoksa sizi çukura atacağım. Bir daha çağırdığımda bu sebebi öğreneceksiniz. Dağılabilirsiniz!''

Danışmanlar tehdidi duydukları anda hepsi nedense işlerini çok seviyorlarmış gibi hızlıca Silvia'ya saygılarrını belirtip araştırmaya doğru gittiler.

------------------------------------------------------------------------------------------------

Akira hala çekirdekleri özümsemek ile uğraşıyordu. Linda ve Aegis'inde ondan farkı yoktu. Kendisinden 8 alem üstteki bir çekirdeği özümsemenin bu kadar fazla uğraştıracağını tahmin etmemişti. 5 ayda sadece 1 tane çekirdek özümseyebilmişti. Fakat bu çekirdek sayesinde Rida aleminin ortasına kadar çıkmıştı. Bir çekirdekle kendisinin en azından Kötei Alemine girebileceğini düşünüyordu. Ama dantianının kendi seviyesine göre daha geniş olması sebebiyle Rida alemine kadar çıkabilmişti. Linda ve Aegis ise şaşırtıcı bir biçimde kendisinden daha hızlı çekirdek özümseler bile geriye hala 25 bin çekirdekleri kalmıştı. Fakat onların seviye atlaması en başından beri kendisinden daha zordu. Bunu en başından beri biliyordu. Kendisi enerjisini kararlı bir hale getirirken bu zorluğa rağmen 25 bin çekirdek ile birlikte onlarda Kunshu alemine geçmişti. Bu gelişmenin en önemli özelliği ise ikisininde yeni yetenekler kazanmış olmasıydı. Akira, Linda'nın içindeki ruhu çağırabiliyordu. Kötei aleminde olan bu ruh Akira için büyük destek olacaktı. Aegis'in yeni yeteneği ise elementleri özümseyebilmesiydi. Kunshu alemine girdiklerinde Aegis'in isteğiyle Akira, onu elementleri ile beslemişti. Bu sayede gelen element saldırılarında Aegis bu saldırıları özümseyebilecek ve çok büyük olmadıkları sürece Akira'nın zarar görmesini engelleyecekti. 

Akira enerjisini kararlı hale getirmeye uğraşırken dışarıdaki bağırışlarla dikkati dağıldı ve bu kadar gelişmenin şuan için yeterli olacağına karar vererek kapısını açtı. Kapıyı açtığında seslerin handan geldiğini fark etmişti ve oraya doğru yürümeye başladı. Gördüğü manzara ile oldukça şaşırmıştı. Aradan 5 ay geçtiğini biliyordu fakat, loncanın bu kadar değişeceğini düşünmemişti. Anlaşılan onun yokluğunda Latinius aldığı 10 mavi altını loncaya yatırım için kullanmıştı. Eskisinden kat be kat daha büyük olan handa sanki binlerce kişi oturuyor gibi gözüküyordu. Mira'nın çalıştığı yer daha büyük olmuştu ve barın ön yüzüne ejderha kabartması işlenmişti. Binanın içi cilalanmış gibi parlıyor ve her yer tertemiz gözüküyordu. Lejyon Birliğine ait odalardan birisinin çıktığını gören Mira, ilk başta Akira'yı tanıyamamıştı. Akira Rida Alemine girdikten sonra vücut yapısı kaslanacağı yerde zayıflamıştı. Bunu nedeni vücudundaki neredeyse tüm yağların yok olmasıydı. Akira'nın vücudu şekillenmiş ve 2 metrelik bir boy ile ortalıkta dolaşıyordu. Fakat odalarına yakın yerde oturan lejyonerler Akira'yı anında tanımışlardı. Sonuçta ondan başka kim oradan çıkabilirdi ki? Leo birden oturduğu yerden kaybolup Akira'nın yanında belirdi ve

''Sonunda uykucumuz uyandı! Hahahaha..''

Akira'yı tanıyan herkes kahkaha atarken loncaya yeni katılan üyeler neye güldüklerini anlayamadan öylece duruyorlardı.

Kaos'un Varisi 1-2Where stories live. Discover now