Bölüm 2 *Büyü*

4.8K 271 190
                                    

Penceremden Mete'nin evinden çıkarılan eşyaların kamyonete taşınmasını izledim.

Taşınıyorlardı. Yurt dışına.
Gidiyordu.

Ve bir daha asla konuşmayacağımıza emindim. Onun orada farklı bir hayatı olacaktı, benim olmadığım. İlla ki bir yerde benden uzaklaşacaktı.

"Hadi, dışarı gel." Pencereden ne kadar daldıysam izlemeye, geldiğini bile farketmemiştim.

"Nereye?" diye sordum.

Gülümseyerek "Her zamanki yere" dedi. "Çabuk ol, aşağıda seni bekliyorum."

"Tamam" dedikten sonra pencereyi kapatıp aşağıya indim. Üzerim giyinik olduğu için gerçekten de çabuk olmuştu.

"Ne zaman gidiyorsunuz?" Diye sordum yolda ilerlerken.

"Bir saatimiz falan kaldı, aşağı yukarı."

"Anlıyorum." Dedim.

Anlamıyordum.

"Hadi şurdaki banka oturalım. Sana vermem gereken bir şey var." Dedi her zaman oturduğumuz banka oturmadan hemen önce.

Yanına ben de oturup "Neymiş o?" Diye sordum.

Cebinden bir kağıt rulosu çıkarıp bana uzattı.

Kağıdı kenarlarından tutup tamamen açtım. Haritaydı.
Hazine haritası.
Benim için.

"Bu da ne?" Diye sordum.
"Harita işte, belli ya." Dedi.

"Hayır orasını anladım da" önüme gelen saçı itip "Neyin haritası?" Dedim.

"Orası da sana kalmış" dedi. "Ben hazırladım, senin de ne olduğunu bulman gerek."

Dediğine olmaz dercesine kafamı salladım.
"Birlikte bulsak?" Diye ekledim.

"Olmaz, zamanım yok o kadar" dedi kafasını önüne eğmiş halde tozlu ayakkabılarına bakarken.
"Ayrıca, hazırlayan zaten benim. Yerini bildiğim için hiçbir büyüsü kalmaz işin."

Büyü falan olsun istemiyordum.
Onunla bulmak istiyordum sadece.

"Tamam." Dedim.

Dün yaptığı gibi saatine baktıktan sonra ayaklandı.

"Gitmem lazım, bizimkiler kesin kızacak. Yine geciktim." dedi koşup beni orda öylece bırakmadan hemen önce.

Sonrasındaysa ne haritadaki hazine bulunmuştu, ne de bir büyü kalmıştı ortada.

Benim büyüm oydu ve ben onun gitmesine izin vermiştim.

Fidel//Düzenleniyor...Where stories live. Discover now