Bölüm 12 *Part 2*

2.3K 201 129
                                    

Film bittiğinde hâlâ omzumda uyuklamakta olan Onur'a hafif başımı çevirerek baktım.

Başının altına yavaşça elimi koyup omzumdan çektikten sonra bir anda irkildi, uykusu hafif olmalıydı.

"Hangi film var şimdi?" Diye sordu gözlerini ovuştururken.

"Clueless" diye cevapladım.

Başını kolunda duran saate çevirip baktıktan sonra "Bir kahve daha alacağım, sen de ister misin?" Diye sordu.

Ben tamam anlamında bir baş hareketinde bulunduğumda yerinden kalkıp standın olduğu yere ilerledi.

Telefonunu burada unutmuştu.

Telefonu olduğu yerden kaldırmadan ekranı açtım.
Kilit yoktu.

Sakin ol Fidel, sen öyle bir insan değilsin.
O telefonu boşver ve filmin başlamasını bekle.

Onur senin arkadaşın, bu hiç hoş olmazdı.

Onur'a baktım. Sırada kahveleri bekliyordu ve gözü burada değildi.

Az biraz bakabilirdim belki? Herkes merak ederdi sonuçta.

Evet evet, biraz merakın kime ne zararı olurdu ki?

Telefonu elime aldım. Ekranda elimi kaydırdıktan sonra menüye girdim. Mesajlar kısmına bakacaktım tabiki.

O anda birinin bakışlarını hissetmiş gibi başımı kaldırıp etrafıma bakındım.

Onur karşıdan sırıtıyordu. Tek gözünü kırptıktan sonra başını iki yana sallayıp elimdeki telefona kısa bir süre bakıp önüne döndü.

Bakacağımı biliyordu.

Daha fazla rezil olmamak için elimdeki telefonu geri yerine koyup dizlerimi kendime çektikten sonra ellerimle oynamaya başladım.

"Ee? İlgini çeken bir şey oldu mu?"

Onur başımda kısa süre dikildikten sonra kahveleri yere bırakıp yanıma oturdu.

"Saate bakıyordum sadece" diye cevapladım.

"Kol saatinin olduğunu unuttun sanırım" dedi iğneleyeci bir şekilde.

"Hı hı, öyle" demekle yetindim. Konunun bir an önce kapanmasını istiyordum sadece.

Anlamış olmalı ki başka bir şey demeyip yanındaki kahvelerden birini bana uzatıp diğerini de kendine aldı.

"Sağol" dedim kısaca, kahveyi elinden alırken.

"Rica ederim" diyip hafif gülümsedikten sonra kahvesinden bir yudum aldı.

Derken film başlamış ve etraf yine sessizleşmişti.

-

Gecenin ilerleyen saatlerinde bir önceki film bitmiş ve maratonun son filmi başlamıştı.

Ayrıca uzun bir süre kahve içmesem iyi olacaktı.

Son film bittikten sonra da etrafımızı toplayıp dönüş yolu için tekrar arabaya doğru yol aldık.

Gün aydınlanıyordu.

Arabanın kapısını açarken saate kısa bir bakış attım.

Çoktan sabahın yedisindeydi akrep.

Üstelik okul zamanı böyle bir şey yapmıştık, muhtemelen derste uyuya kalacaktım.

Arabadayken o kadar çok uykum vardı ki Onur'a bulaşmamış radyoyu açmaya çalışmamıştım.

"Her şey için teşekkürler" diyip arabadan indim, yanağından hızlıca öptükten sonra.

Bunu neden yaptığıma dair bir fikrim yoktu. Onun da yoktu sanırım çünkü bir şey söylemeden sadece bakmakla yetinmişti.

Evin kapısından girmeden önce son kez arkama bakmak için döndüm.

Çoktan gitmişti.

Fidel//Düzenleniyor...Where stories live. Discover now