20. BÖLÜM: "DUDAKLARIMDAKİ MÜHÜR"

23.9K 1K 646
                                    


Bölüm şarkısı: I'm In Here (Piana vocal version) | Sia 

Multimedia: Buğra ve Beyza

Bölümün içinde de belirttim, bölümde geçen şiir Can Yücel'in şiiridir. 

20. bölüm şerefine o eşsiz yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar, asilerim.

20.BÖLÜM: "DUDAKLARIMDAKİ MÜHÜR"

Öyle bir an gelir ki şu koskoca dünyada küçücük bir umut kırıntısına bile muhtaç hale gelir insanoğlu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öyle bir an gelir ki şu koskoca dünyada küçücük bir umut kırıntısına bile muhtaç hale gelir insanoğlu. Yalnızlığın ürpertici soğukluğu her yanını sarar, bir şeylere uzatır elini tutabilmek umuduyla. Çırpınışlarını görsünler ister ve kurtarılmayı bekler onu yutan boğucu, dipsiz karanlıktan. Kimse fark etmez onun içten içe ölmekte olduğunu. Sahte gülümsemelerinin ardında beliren gözyaşını fark etmezler. Kimi zaman anladıklarını söylerler ama sadece kelimelerde kalır bu. Boynuna ipi geçirir, silahı şakağına dayar veyahut bileklerine bastırır jileti... O vakitten sonra ellerini uzatmadıkları yalnızlığına dillerini uzatırlar arkasından. Konuşmaya hakları varmış gibi güçsüz olduğundan dem vururlar. Oysa tüm kapıları çaldığında, ya o kapı açılmamıştır ya da bir avunmayı bile çok görmüşlerdir ona. Neredeydiler? O tutunacak bir şeyler ararken neredeydiler?

Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu fakat hala loş sayılırdı. Rüzgârın savurduğu sarı saçlarım, yüzüme yapışıyordu. Onları büyük bir sabırla arkama aldım. Onun bana aldığı siyah kapüşonlu hırkayı giymiştim, bakışlarım üzerime takılı kaldı.

Tutunacak bir şeyler arıyorum bak, bir uçurumdan aşağıya yuvarlanmak üzereyim. O benim, o küçücük umut ışığına delicesine ihtiyacı olan. Benim o; boynumdaki iple, şakağıma dayadığım silahla, bileklerime bastırmak üzere olduğum jiletle... Tut ellerimi, kurtar beni her birinden. Kapatma kapıları yüzüme, içeriye al beni. Sen osun biliyorum, ihtiyacım olan küçük ama parlak ışık. Sen benim yıllarca aradığım çıkış yolumsun, umudumsun yaşamaya dair, diğer yarımsın bendeki eksiklikleri tamamlayacak olan.

Dipsiz uçuruma diktiğim gözlerimi bana seslenilmesiyle arka tarafa çevirdim. Zihnimdeki düşünceler dört bir yana dağıldı. Gelmişti.

"Arya?" Dünya o kadar iğrenç bir yer ki benim için, sadece sesinle bile güzelleştirdiğini bilmiyorsun.

"Arya! Ne yapıyorsun orada? Lütfen hemen gel şuraya!" Sesindeki telaş, hareketlerindeki panik bana nerede durduğumu hatırlattı. Tam anlamıyla dibinde sayılmazdım uçurumun ama yine az bir mesafe vardı. Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme belirdi. "Atlayacak değilim, buradan manzara harika sadece,"

"Aptal!" diye bağırdığında bu kez şaşkınlıkla bakmaya başladım ona. Ellerini gece siyahı saçlarından geçirdi. Yüzüne yansımış olan panik, ona yakışmıyordu. Onun sakinliğini seviyordum, dinginliğini... "Sabahın altısında apar topar buraya çağırıyorsun, Arya. Aklımı kaybettim, haberin var mı?"

ASİ ve SERSERİWhere stories live. Discover now