CHAPTER 25

2.9K 227 683
                                    

Louis ağzından kaçan ufak geğirme sesiyle elini ağzına götürüp kıkırdarken Harry'de kahkahasını bastırmakta zorlanmıştı.Bütün hediyelerini Louis'le beraber açmış ve kırmızı küçük oyuncak arabayı Louis'in çok beğendiğini fark ettiğinde dayanamayıp ona hediye etmişti,sonuçta oyuncak arabalar onun pek ilgi alanı değildi,hem öyle olsa bile konu Louis ise gözünü kırpmadan bile verirdi.

"Harreh şu kendini belli etmeye başlayan göbeğime de bak,aman Tanrım şişmanlıyorum,oh yoo!"

Harry elini onun karnına götürdü ve yumuşakça okşadı."Hayır Loueh bu sadece neredeyse pastanın hepsini yediğinden dolayı kaynaklanan bir görüntü,yarına şişlik iner bence"Louis göbeğine iki kere üst üste vurunca 'gluk gluk'diye sesler geldi ve ikisi de güldü."Bak Harreh içtiğim tonlarca portakal suyu hala kendini belli ediyor!"

Harry hediye paketine yapıştırılmış bantları çöpe attıktan sonra Louis'e dönüp her ne kadar kabul etmeyeceğini düşünse de bir soru sordu."Loueh,evcilik oynayalım mı?"Louis kaşlarını çatıp hemen yattığı yerden doğruldu."Tabiki hayır!"

Harry suratındaki bariz kırgın bir ifadeyle onun karşısına oturdu."Amaaa lütfen,bugün benim doğum günüm hem,kırma beni!"Louis çevik bir hareketle şımarıkça saçlarını yana savurdu ve sırf Harry'nin doğum günü çocuğu olmasından dolayı kendinden ödün vererek kabul etti."Pekala nasıl istersen"

"Yaşasın!"

Harry heyecanla bir alkış tuttuktan sonra Louis'e beklemesini söyleyip aceleyle annesinin onun için hazırladığı oyun odasına gidip kucağına gerekli olduğunu düşündüğü şeyleri alıp hemen Louis'in yanına geri döndü.

"Şimdi sen benim kocam olacaksın!"

Harry her ne kadar bu cümleyi oyun gereği söylemiş olsa da ağzından dökülürken bile tekrar tekrar söylemek istemişti.Ve bu cümleyi ileride de bir oyun olmadan söyleyebilmeyi diledi.Harry Louis'in boynuna babasının kravatını geçirirken Louis dili tutulmuş bir şekilde onu izliyordu,doğrusu Harry'nin bir oyunu bu kadar ciddiye alacağını hiç ama hiç düşünmemişti.

Harry oyun odasından sonra hızla mutfağa uğrayıp zar zor yetişebildiği dolaptan da un paketini almayı ihmal etmemişti ve üstüne bir örtü örterek kucağına yerleştirmeyi de."Buda bizim bebeğimiz!"

"Harreh o bir un paketi"Harry hemen elini Louis'in ağzına götürüp susmasını sağladı."Hayır o bizim bebeğimiz,ona un paketi dersen üzülür!"

Louis sıkkınlıkla nefes verirken Harry onu kolundan çekip odasından dışarıya çıkardı."Ne yani ona un paketi dediğim için beni odandan mı kovuyorsun!?"Harry kıkırdayıp Louis'in boynundaki kravatı düzeltti."Hayır sen şimdi işten geleceksin ve bende seni karşılayacağım!"

Kapı Louis'in suratına kapandığında Louis heralde tıklamalıyım diye düşünüp bir iki kere vurdu ve belki Harry'e ayak uydursam eğlenceli olur diye düşünüp konuşmaya karar verdi."Kocacığım ben geldim!"Harry kapının arkasından duyduğu cümleyle un paketini kollarının arasından düşürme vaziyetine gelirken hemen onu son anda yakalayıp sevinçle kapıyı açtı ve Louis'in boynuna atladı.

"Hoşgeldin kocacığım!"



"O benim kocam olmalıydı,bir başkasının değil!"Anne ne yapacağını bilemez şekilde kocasından yardım diler gibi gözlerini ona dikti,oğlunun gün geçtikçe kendini kaybedişi onun nefes almasını zorluyordu."Anne o neden benden gitti!?"

Des karısına nazikçe kenara çekilmesini söyledikten sonra kendini yiyip bitiren oğlunun başını bacaklarının üstüne koydu ve sakinleşmesini umarak günlerdir ya da haftalardır yıkamadığı saçlarını okşamaya başladı."Hadi uyu Harry,dinlen birazcık"Harry bir süre hiç cevap vermeden babasının ona dokunmasına izin verdi ama sonra sanki aniden çok önemli bir şey aklına gelmiş gibi yattığı yerden sıçradı.

"Benim Liam'ın düğünü için hazırlık yapmam gerekiyor!"

Des ve Anne kaşlarını çatıp birbirlerine bakarlarken Harry çoktan ayağa kalkıp merdivenlerin başına geçmiş ve boynunu bükerek yukarıya bakmıştı."Niall hadi aşağıya in,Zayn'e bir şey belli etmeden Liam'ın yanına gitmemiz gerekiyor!"Anne telaşla yerinden kalkıp Harry'nin önüne geçti ve oğlunun ağzından çıkan cümlelerin sadece bir şaka olmasını umdu.

"H-Harry neler diyorsun bebeğim,korkutuyorsun beni!"

Harry annesini duymamış gibi yapıp cebinden telefonunu çıkardı ve rehbere göz attıktan sonra hemen kulağına götürdü ama karşıdan gelen sesle telefonu kulağından geri çekti."Ne demek bu numara kullanılmıyor!?Zayn numarasını mı değiştirdi?"Anne kendine daha fazla hakim olamayıp göz yaşları tarafından ele geçirilirken Des uzun zamandır aklını kurcalayan şeyin gerçekleşmesinden korkarak evin içinde volta atmaya başladı.


Louis evleneli ve Harry'le bağlantısını keseli iki yıl olmuştu,çok acı çekiyor ama bir o kadar da hala bir aptal gibi yaptığı şeyin doğru olduğunu düşüyordu,eğer ona göre Harry'i acılar içinde bırakmak doğruysa pekala kendi düşüncelerine göre doğru bir yoldaydı.

Harry bir gece yarısı terler içinde uyandığında alt taraflarında hissettiği baskıyla yataktan atlayıp hızla evin bütün odalarının kapısını açıp kapamaya başladı."Lanet olsun,nerede bu!?"En sonunda dayanamayıp sinirle bir çığlık attı ve sırtını duvara yaslayıp duyduğu şırıltılarla rahatlayıp bir 'oh' çekti.

Bir kaç saniye sonra yaptığı şeyin farkına vardığında pişmanlıkla gözleri dolmaya başladı ve karşısında ona hayrete düşmüş şekilde bakan annesiyle babasına döndü."B-ben çok ö-özür dilerim"

"Bebeğim ne oldu?"

Harry kendini yere atıp elleriyle yüzünü kapadı,çok fazla utanıyordu."Ben tuvaleti bulamadım!"


Harry her zaman ki gibi odasındaki depresyon koltuğuna kurulmuş bir rutin haline gelmiş olan şeyini yapıyordu;Louis için ağlayıp,onu canı yanıncaya kadar özlediğini tekrar etmek.Karşısındaki çerçeveye gözlerini odaklamış ve bir an bile ayırmıyordu,mezuniyet günü Louis'le ikisinin büyük bir mutlulukla birbirlerine sarılarak verdikleri bir pozdu.

"Keşke bir mucit olup zaman makinesi inşa etseydim,o günlere başa sarıp sarıp geri giderdim"

Acı içinde kurduğu cümle bittiğinde odasının kapısı sonuna kadar açıldı ve annesi suratındaki gülümsemeyle beraber içeri girdi.Oğlu bu haldeyken gülümsemek hiç içinden gelmese de oğlu için bu gülümsemeyi suratına yerleştirmek zorundaymış gibi hissediyordu.

"Harold misafirlerimiz geldi,hadi gel tatlım"

Annesinin ona uzattığı elini samimi bir şekilde tutarak ayağa kalktı ve annesinin daha önce hiç görmediği arkadaşlarıyla karşı karşıya geldi.Babası gelip bir kolunu Harry'nin omzuna atarken içlerinden biri tanışmak için elini uzattı."Merhaba ben Angie"

Harry'de aynı şekilde elini uzattı ama uzun bir süre bekleyip donuk bakışlarla karşısındaki kadına baktı,herkes Harry'nin konuşmasını beklerken Harry'nin tek yaptığı başındaki ağrıyla mücadele etmek ve aklına bir türlü gelmeyen adını hatırlamaya çalışmaktı.En sonunda kolay bir yol olduğunu düşündüğü şeyi söyledi."Memnun oldum"

Kadın beklentiyle Harry'nin adını duymayı beklerken Harry çoktan elini çekmiş ve banyoya gidip kapıyı kapatıp aynanın karşısına geçmişti.

"Adın neydi,hadi hatırla,çok zor olmamalı!"



Harry şaşkınlıkla uzun süredir göz yaşları dinmeyen annesine baktı."Anne neden ağlıyorsun"Sonra alayla sırıttı."Ne yani Zayn'in numarasını değiştirmiş olması seni bu kadar duygusallaştırdı mı?Louis böyle bir şeye ağladığını görse kesin çok gülerdi,dur sesleniyim,Louis!"

Harry merdivenlerde Louis'in gözükmesini beklerken Des karısına sarılıp korkuyla oğluna baktı ve aklına takılan kelimeyi sürekli tekrar etti.

Alzheimer.

Years (Larry Stylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin