37 - How to Get the Boy

179 9 18
                                    

Hey there babess! Uzunca bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz ve de multideki şarkıyı da öneriyorum ayrıca bölümün bi kısmıyla da güzel gidiyo gibili. Heh bide yazım hatam anlamsız cümlelerim varsa affediverin :))) İyi okumalaar xx

-

If every road comes back to you, come back to me. - Son Lux

-

"Bugün saat 7'de anlaşmayı imzalamak için gelecek. Bilmek istersin diye düşündüm." -Harry

Tanrım... Sonunda gerçekten oluyordu. Ed, kariyerinde yeni bir yola çıkıyordu ve bunu görmeliydim. Yani anlaşmayı imzalamasından sonraki halini, yüzündeki gülümsemeyi, gözlerindeki parlamayı kaçıramazdım.

Kaşığımdaki gevreği ağzıma atarken aynı saniyede mesaja göz gezdirmiş, telefonu Alex'e vermiştim. Mesajı ona okumak için fazla açtım, ki gevreğin bu açlığı bastıracağını da sanmıyordum ama en azından beni bir süre idare ederdi.

"Ah bu çocuk hayatına girdiğin için çok şanslı." Dediğinde 'saçmalama' dercesine başımı salladım.

"Ne? Doğruyu söylüyorum. Ona delice aşık olman yetmezmiş gibi bir de sevdiği işini bir üst seviyeye taşımasını sağladın." Önündeki kaseden koca bir kaşık alıp ağzına attı.

"Ama-" diyebildiğimde dolu ağzıyla sözümü kesmiş, "Ah 'ama'lama beni." Diye sızlanmıştı.

"Öyle bir şey yapmıyorum. Çünkü öyle bir fiil yok!" Sesli bir nefes verdikten sonra gözleriyle çektiği orta parmağı gösterdi.

"Liam sana iyi gelmiyor. Git gide daha da terbiyesizleşiyorsun, Alex." Başımı yaptığı hareketin doğru bulmuyormuşçasına iki yana sallamayı sürdürürken boşalan kaseyi mutfağa götürmek için kalktım.

Geri döndüğümde ise sözlerime "Bir de bugün plak şirketine gitmeyi düşünüyorum. Aslında... Sadece yakınına gideceğim sanırım, Ed'e gözükmemeyi planlıyorum." Diyerek devam ettim.

"Yavaş yavaş takipçi bir sapığa dönüşmeye başladığına da göre yüksek lisans diplomamı hızlıca alarak seni tedavi etmeye başlamam gerekecek sanırım ha?"

"Ah kapa çeneni! Sadece halinden memnun olup olmadığını görmek istiyorum, o kadar." Hafifçe omzumu silkip tekrardan karşısına oturdum.

"Tekrar ediyorum. Hayatında sen varsın ve sayende halinden memnun olacak, buna emin olabilirsin."

**

Ayaklarım beni plak şirketinin yakınlarına doğru getirdiğinde hazırlıksız yakalandığım yağmurda, kulaklıklarımdan beynime işleyen müzik ile ellerimi kot ceketimin ceplerine yerleştirmiş ilerlemeyi sürdürüyordum.

Fazlasıyla ıslanmış ince v yaka tişörtümün duruşunu düzeltip ıslaklığına yüzümü buruşturdum. Tamam, baştan aşağı su içinde olabilirdim ama üzerime yapışacak derecede ıslak olan bir tişört kesinlikle rahatsız ediciydi. Kısa süreliğine yağmur damlalarından korunabileceğim bir yere geçtiğimde kulaklığımı çıkarttım ve ufak sırt çantama koydum. Telefonumu da kotumun cebine sıkıştırdıktan sonra adımlarımı birkaç blok ötedeki plak şirketine doğru sürdürdüm.

Where We Land (Ed Sheeran)Where stories live. Discover now