K.K.-2.BÖLÜM

91 23 23
                                    

Sanırım bu bölümü bir ay sonra yayınlıyorum, bu bölümü bekleyenler varsa onlardan özür dilerim. Olaylara girmem gerektiğinden fazla sıkmak istemedim betimleyle, eğer beklentiniz altında bir bölüm olduysa -büyük ihtimalle öyle- bunun için de özür dilerim. 

Yukarıdaki şarkının bölümle ne alakası olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama kitabın aklımda tasarladığım gelecekteki bölümlerine uyuyor.

Yukarıdaki şarkının bölümle ne alakası olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama kitabın aklımda tasarladığım gelecekteki bölümlerine uyuyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu arada yukarıdaki afiş için de kendime teşekkürler, canım ben.

K.K.-2.BÖLÜM"VADİ"

Göz altı torbalarıma dolan gecenin yorgunluğuna direnen göz kapaklarım, açık kalmaya çalıştığı her saniye gözlerimin akına kuru ve sıcak hava üfleniyordu sanki. Bedenim yorgundu fakat ruhumla karşılıştırıldığında, belki de yüzlerce kilometreyi ayaklarının altına alarak yolun sonuna kadar yürüyebilirdi. Ruhumsa yolun başlangıcında ayaklarına vurulan prangalarla birlikte yere yığılmıştı onun aksine.

"Bu... Mantıklı gelmiyor." Çattığı kaşlarının arasında oluşan çizgilere baktım. Erkenden yüzünün kırışacağı korkusundan dolayı kaşlarını çatmaktan yana değildi. Hatta çoğu zaman yanaklarınının kenarlarında o uzun ve ince çizgilerin iz bırakmaması için gülmezdi bile. "Yine de kabullenmen gerekmez mi?"

"Sen de söyledin. Kulağa mantıklı gelmeyen bir şeyi nasıl kabullenebilirim ki?" Masanın üzerine koyduğum ellerimi birbirlerine kenetledim ve önümdeki karton kahve bardağına baktım. Dakikalara bölünmüş uykum, üç saat anca ediyordu. Yorgun göz kapaklarımı açık tutmak için direniyordum. Dersim sona ermiş, her salı olduğu gibi kafeteryaya inmiştim. Salı günleri, Ceylin'in dersi olmadığından Aleyna'yla takılırdım. Şimdiyse Ceylin'le ortak ders saatimizin ortak olmadığı tek gün salı değil, önümüzdeki dört yıl boyunca her gündü.

Her saniyem, aralıksız bir şekilde Ceylin'i intihara eden sebebin ne olduğunu düşünmekle geçiyordu. Beynimin içi, sahip çıkamayacağım kadar fazla soruyla doluydu. Kucağıma sığmayan soru işaretleri tahminlerime ve olasılıklara aitti ve ben, onlarla ilgilenmekten yıpranmış öylece izliyordum onları.

Karşımda, 'olan oldu artık' konulu cümlelerini sıralayan Aleyna, kesinlikle yardımcı olmuyordu, iyi gelmiyordu. Ceylin'e önem veriyordum, fazlasıyla. Onun sözleriyse tam aksine, değer vermemem gerektiğiyle alakalıydı.

"O bizi bırakmayı seçti. Sense ona hak vermenin yolunu arıyorsun. Eğer bir insan, kendisini umursayan ve kendisi için çırpınan insanlara rağmen kendini öldürmeyi istemişse, bil ki bencilin tekidir."

KÜL KADEHİWhere stories live. Discover now