tasks for puppets #bts

arised; final part two

Beş kişi Hoseok'un ağzından çıkanları algılamaya çalışıyordu. Fakat kimse kurtuluşlarının zor olacak olmasına şaşırmıyordu. Uzun bir sessizliğin ardından geldi akıllarına 'bencillik' ve 'kurtulma şansı'. Bunu ilk dile getiren ise Taehyung oldu.

"Ben kabul ediyorum."

Hoseok, Taehyung'un yaptığı tercihi mantıklı buluyordu. Bu tıpkı şu ünlü tren bulmacası gibiydi. Rayda yatan tek kişi mi kurtulmalı, yoksa beş kişi mi?
Elbette ne kadar çok insan kurtulursa aptal insan soyu o kadar uzun süre devam ederdi.

"Başından beri bizi bırakmayı düşünmüyordu zaten. Sadece oynamak istiyor bizimle! Bu şansı kullanmalıyız" dedi Taehyung. Oynama kısmı doğru olsa da yanlış düşünüyordu.

Ardından ekledi;

"İstasyon deneyi de ona aitti ve şimdi aynısını Jungkook üzerinde uyguluyor. O bir psikopat!"

Namjoon çatık kaşları ve iki yana salladığı başıyla susturdu Taehyung'u.

"Bir buçuk saatimiz var. Süreyi akıllıca kullanırsak hepimiz buradan çıkabiliriz. Bencil olma Taehyung."

Yoongi, Namjoon'u da haklı bulsa da yaşamayı seviyordu. Bir hayat feda etmeyecek kadar iyi biri olsa da ölmek istemiyordu. Bu yüzden kısık çıkan sesiyle konuştu.

"Ben de Taehyung'la gideceğim."

O anda Seokjin, ona kızan kişi oldu.

"Sana inanamıyorum!"

Taehyung ise hiçbirini umursamadan Jimin'e döndü.

"Jimin, bizimle gelirsen oy çokluğu ile buradan çıkacağız."

Jimin ne yapacağından emin değildi. Kimseye cevap vermedi ve kimseyle konuşmadı. Sadece arada Jungkook ile kısa diyaloglar kuruyordu.

Tartışma bir süre daha devam ettiğinde herkes sonunda kalmanın daha iyi olacağına, en azından eğer çıkabilirlerse vicdan azabı çekmeyecekleri için en iyi seçeneğin bu olduğuna karar kılmışlardı. Fakat Yoongi mızmızlanıyordu.

"Biraz mantıklı düşünebilseydiniz, buradan çıkıp Jungkook için yardım getirebilirdik. Sizin şu aptal vicdanınız yüzünden şimdi hepimiz burada öleceğiz."

Hoseok artık sıkılmış olduğundan, onlara gözlerini devirdi.

"Dünyadan eksilen altı insan daha olur böylece. Her türlü ben kazanıyorum."

Bu yorum Yoongi'yi öfkelendirmişti. Hainin o olduğunu öğrendiklerine göre, Hoseok'un kazanmasına asla izin vermek istemiyordu.

"Yeter bu kadar. Görevimi uygulayacağım artık."

Altı kişinin arasından sıyrılıp odasına gitti ve giysilerini koyduğu çekmecenin altına saklamış olduğu halatı alıp geri döndü. Bunu, onu kapıya bağladıkları gün saklamıştı. Hoseok'a yönelip gencin kollarını arkada kilitledi ve ardından Jungkook'un kapısının yanındaki su borusuna sıkıca bağladı.

İşi bitince "Yere otur ve sana soru sorulmadığı sürece sesini bile çıkarma!" diye bağırdı.

Hoseok kaşlarını çatıp bağlarını gevşetmeye çalıştı fakat başaramadı. Siniri bozulmuştu.

"Pekala, madem herkes anlaştı, artık kimseyi arkamızda bırakmıyoruz." dedi Yoongi bir kez daha. Sonra devam etti. "Seokjin, sen büyük kapıyı açmaya çalış. Jimin ve Taehyung, siz de başka bir çıkış yolu arayın. Namjoon, sen ve ben de Jungkook'un kapısını açmaya çalışalım."

Ortaya attığı bu fikir, bir saati değerlendirmek için herkese makul gelmiş bir fikirdi ve kısa düşünme anında, Taehyung'un hesaplamaları şunu göstermişti ki, Jungkook onlardan on beş dakika daha önce ölecekti.