21.Can kuşunu bana uçur

6.5K 510 66
                                    

****

    Zehra babaane mutfakta Irmak için yemek hazırlıyordu.

  Kendi torunu, evladı gibi sevmişti Irmağı.

   Irmak çok farklı biriydi Zehra babaane buna defalarca şahit olmuştu.

   Zehra babaane tıpkı Rüzgar ve Afra gibi seviyordu Irmağı.

  Sandalyenin ucundan tutarak ileriye çekti ve oturdu yaşlı kadın yorgun bir şekilde .

   Ömrü boyunca uğraşmış, hep bir mücadele vermişti.Yeri geldiğinde gülmüş yeri geldiğinde ağlamıştı.

   Her daim Allahı gönlünden ayırmadan yaşamıştı.En yakınlarının ihanetini görmüş,  buna rağmen kimseyi kırmamıştı.Hiçbir şeyi kendine dert etmemeye çalışmıştı.

   Ama artık fazlası ile yorulmuştu.Rüzgar için o kadar endişeleniyordu ki yaşlı bedeni dayanamıyordu artık.Halbuki Rüzgar küçükken daha ,karıncaları yuvalarına elleri ile taşırdı yorulmasınlar diye.

  Ekmekleri ufacık parçalara ayırarak yuvalarının yanına koyardı.Herkesle her şeyini paylaşırdı diğer çocukların aksine.

  Zehra babaane çok iyi hatırlıyordu.Babasının yeni aldığı kıyafetini bir kere bile giyinmeden komşularının çocuğuna vermişti.Babası kızdığında ise,

-Benim, onun kadar ihtiyacım yok ki bu.Benim bir sürü var giysim.Hem o bakarken uzaktan ben bunu giyince sevmem ki.

   Rüzgar çok farklıydı.Yaşından beklenmeyecek kadar zeki ve merhametliydi.Ama bu kazadan sonra tamamen kendini kaybetmişti.

   Zehra babaane torununun çaresiz  çırpınışlarını görüyordu.Her seferinde canı Rüzgarın ki kadar yanıyordu.

  Ama Rüzgar için dua etmekten başka hiçbir şey gelmiyordu elinden.

   Rüzgar kalbine öyle duvarlar örmüştü ki yaşlı kadın ona her yaklaştığında soğuk duvarları ile karşılaşıyor içinde ki çaresiz çocuğa ulaşamıyordu bir türlü.Biliyordu torunun nasıl yandığını, kor olduğunu.

  En çokta Irmağa olan kininden anlıyordu.Irmak onun duvarlarını sevgisi ile sardıkça Rüzgar başkalaşıyordu.

  Çocuk gibi oluyor ,en masum haline bürünüyordu.Irmağa bakarken ,bakışları titriyordu.

    Yaşlı kadının duası ise onun duvarlarının yıkılması, koptuğu hayatına tekrar geri dönmesiydi.

   Biliyordu aslında yaşlı kadın, inaniyordu.Duasının kabul olacağına ,sabrediyordu.

   Çünkü Allah dualara üç şekilde karşılık verirdi.Evet der istediğini verir ,Hayır der daha iyisini verir ve bekle der en iyisini verirdi.

   Bu yüzden sabrediyordu yaşlı kadın.Bekliyordu.

   Çorbadan yükselen kokular etrafa yayılırken Rüzgar için ayırdı yaşlı kadın yemeklerden.

   Ardından Irmağın yanına çıktı.

    Rüzgar yemeğini yedikten sonra odasına yöneldi.Üzerinde inanılmaz bir uyku vardı.Göz kapakları kapanıp duruyordu.Yatağının üzerine oturarak gözlerini kapattı.

    Karanlık bir yerdeydi Rüzgar.Üzerinde incecik kıyafetleri vardı.

   Etrafına bakındı telaşla.Ürkütücü sessizlik ona eşlik ediyordu sadece. Gökyüzü bile karanlıktaydı.Bulutlar siyahın en koyu tonuna sahipti.

   Rüzgar korkmamaya çalışarak ilerlemeye başladı. Yürüyor,
yürüyordu durmadan...

    Fakat etrafına baktığında hala aynı yerinde olduğunu fark etti dehşete kapılmış bir şekilde.

HuzurumWhere stories live. Discover now