#6 / Nasıl Fark Etmedin?

341 119 58
                                    

"Adı Grace olan bir albümün bizzat ben olacağına hiç ihtimal vermezdiniz değil mi? Ne yalan söyleyim, o ana kadar ben de vermezdim!"
Yorumlardaki şoku hissedip kıkırdadım. Tabii ki hiçbiri o Grace adlı albümle beni bağdaştırmamıştı. Ben yalnızca Grace'tim, ailemin koyabileceği sonsuz ihtimalden bir isimdi; albüm olan Grace'in adı ise anlamı olan "Lütuf"tan geliyordu onlara göre. Birkaç yoruma göz attım.

"Şaka yapıyorsun değil mi? Bana bırak albümü, bir kelime adansa herhalde ağlardım."

"Bana böyle bir albüm adarsa sanırım ya ömrümün sonuna kadar çığlık atardım ya da vücudumun her santimetrekaresine sözlerini dövmelerdim."

Gülümseyip ne kadar haklı olduğunu düşündüm. Aslında tüm şarkılarının bana yazılmış olduğunu öğrendikten sonra bir pasajını tam kalbimin üzerine minicik fontlarla yazdırmıştım. Elimi farkında olmadan oraya koyup derin bir nefes verdim.

"Devam etmemi istiyor musunuz?"

***

Ağzım açık kalmıştı. Grace mi? Neden benim ismimi koyuyordu? Bu da ne demek oluyordu? Bana bir şarkı yazsa canımı ona verebileceğimi düşünürken bana koca bir albüm mü adıyordu? Her şeyi bırakıp ona koşmak istiyordum, günlerce koynunda ağlayıp neler yaptığını sormak, yükselişiyle ilgili ne düşündüğünü dinlemek, bu albümü neden yaptığı hakkında tartışmak, şarkılarını dinleyip eleştirmek istiyordum.

Eski günlerdeki gibi ona gitar çalıp bana eşlik etmesini istiyordum. Ya da bu sefer onun çalıp şarkı söylemesini istiyordum. Ben ise yalnızca gözlerine bakıp ona biraz daha âşık olacaktım. Şu an bana bakıp ne tepki verdiğimi anlamaya çalışıyordu. Ben ise hala inanamayan kocaman gözlerle âşık olduğum adama bakıyor, niyetini çözmeye çalışıyordum. Âşık olduğunu itiraf edip terk eden eski dostuna son kazığıydı bu. Hayatımda değilken bile beni yerle bir edebileceğini gösteriyordu. Beni kırabilmek adına tüm dünyaya yayılacak albümüne benim ismimi koymayı bile göze alıyordu. Ama bir şeyi anlamamıştım, bu açıklamayı yaparken tam gözlerimin içine bakıyordu, fakat o gözlerde kırıcı bir ifade yoktu. Sanki o kırılıyordu ağzından çıkan her harfte. Hayır, onun buna hiç de hakkı yoktu. Hayatına bir daha girmemeye söz vermiş biri için yapılabilecek son hareketti bu. Ne yani hayatıma bir daha girmemek karşılığında milyonlarca kişinin ağzına adımı mı dağıtacaktı? Ben sinirimi ve paramparça olmuş kalbimi atmaya çalışırcasına hıçkıra hıçkıra yüzümü ellerimle kapamış ağlarken Keith'in öfkeli sesiyle kafamı şimşek gibi ona çevirdim. İlk defa bana sesini yükseltiyordu, haksız diyemezdim, ne de olsa ortada ne olduğu hakkında hiçbir fikrinin olmadığı bir konu vardı ve bu "kız arkadaşını" hüngür hüngür ağlatıyordu.

"Aranızda neler olduğunu hemen şu an öğrenmek istiyorum Grace!"

Ardı arkası kesilmeyen gözyaşlarımı çantamdan çıkardığım mendile silerken yalvarırcasına öfkeli gözlerine baktım. Biraz merhamet istiyordum, hepsi bu.

"Keith gerçekten her şeyi açıklayacağım uzun uzun ama şu an hiç iyi değilim, yalnızca eve gitmek istiyorum."

"Az önce ilk defa bu konserde söylediği bir şarkıyı baştan sona ezbere söyledin, uzattığı mikrofona hem de. Ona nasıl baktığını görmediğimi mi sanıyorsun? Ya da onun sana nasıl baktığını görmedim mi senc-"

Sinirle kaşlarımı çatıp sözünü kestim.

"Sakın, sakın onun bana nasıl baktığı hakkında konuşma. Birini sevdiği çok belli bak duymadın mı sözleri?"

"Adam az önce sana bakarak ismini bir albüme koyduğunu açıkladı Grace!"

"Eminim tesadüftür."

LütufHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin