#15 / Mektup

262 74 60
                                    


Kurumuş göz pınarlarımda bomboş gelen dolaba baktım her şey gitmişti. Yalnızca en dipte kaldığından almayı unuttuğu bir atkısı kalmıştı. Üç koca yıldan sonra Keith'imden bana yalnızca anıları, birkaç fotoğrafı ve bir atkısı kalmıştı. Atkıyı kokusuna aç hızlı hareketlerle kavrayıp burnuma götürdüm. Aynı onun gibi kokuyordu. Keith'i sonsuza dek kendi aptallığım yüzünden kaybetmiş ve şimdi kokusuyla yetinmeye çalışıyordum. O nasıldı kim bilir. Yanımda olmasını o kadar çok istiyordum ki.

Mutfağa ağrı kesici almak için gittiğimde masanın üstünde duran kağıdı ellerimin titremesine engel olamayarak aldım. Keith'imin yazısıydı bu, bana mektup yazmıştı. Acıyan gözlerimi ve kalbimi aldırış etmeden okumaya başladım.

"Grace, sevgilim, hayatımın aşkı, günışığım...

İnanır mısın bunu sonsuza dek uzatabilirdim, başka türlü nasıl sevgimi ifade edebilirim bilmiyorum çünkü. Sana olan bu okyanuslarca aşkım öyle zamanın ötesinde ki, bu iki boyutlu kağıda dökemiyorum. İlk defa yazı bu denli yetersiz kalıyor. Her ne kadar bir şey yazmadan sessizce gitmek istediysem de hakkını yiyemem, beni bu kadar zaman dünyanın en mutlu adamı yaptığın için sona bakmaksızın bir şeyler yazmak zorundaydım.

Seninle geçirdiğim bu inanılmaz yıllar için teşekkür ederim, sevmeye ve sevilmeye muhtaç bu adamı aşka doyurdun. Gerçekti veya değildi, ben düne kadar sevildiğimi hissediyordum, böyle hissetmeye devam etmek için tek yapmam gereken öpüşmelerimizi hayal etmek olacak. Dolabından eşyalarımı alırken dayanamadım bir tişörtünü de aldım. Tenine ihtiyaç duyduğum geceler için, her gece de diyebiliriz. Belki aynı anda birbirimizi düşlediğimiz olur ve en azından paralel bir evrende seninle mutlu olduğumu bilirim. Umarım arada sırada beni düşünürsün, umarım Matt'den bana sıra gelir. Umarım iç huzuru bulursun. Seni üzdüğümü biliyorum, gözyaşlarına ve dokunuşlarına inanacak kadar tanıyabildiğimi düşünüyorum seni. Üzdüğüm için beni affet, ama anlamalısın ki ben de çok acı çektim Grace. Bana Matt'le olanları açıklarken sen de onu aynı nedenden bıraktığını söylemiştin, beni en iyi senin anlaman gerek sevgilim. İçin cayır cayır yanarken, boğazın düğümlenirken, başkasına bir daha böyle aşık olamayacağını bile bile canını verebileceğin insana arkanı dönüp gitmenin nasıl acıttığını senin de anlaman gerek, bana hak vermen gerek.

Grace'im, sevgilim, senden bir ricam var. Lütfen asla tehlikeli şeylere karışma, kendini tehlikeye sokma. Saçının teline dahi zarar gelmesin. Sen belki önemsemiyor olabilirsin fakat ben sana gelebilecek en küçük zararda bile yıkılırım. Güvende ol, eğer beni gerçekten biraz olsun sevdiysen, dün gitmemem için sarf ettiğin lafların biri bile doğruysa benim için en azından bunu yap. Sabahları ilaçlarını içmeyi unutma, geceleri yatarken üzerini iyi ört. Üşütürsen arkadaşlarımızı ara, tek başına asla yapamazsın biliyorum. Çıkmadan markete gidip dolaba birkaç şey koydum, şimdi bir hafta dışarı bile çıkmazsın biliyorum.

Son olarak sevgilim, her ne kadar bu satırları yazarken canım yansa da ben geçirdiğimiz hiçbir andan pişman değilim, seninle tanışmış olmaktan hiç pişman değilim. Sayende dünyanın aslında yaşamaya değer olduğunu gördüm, her şeyi sever oldum, arıları bile. Elimde olsa tüm anılarımızı baştan yaşardım, sana tekrar aşık olurdum, evlilik teklif ederdim, o kutuya bile tekrar bakardım. Yaşadığımız anları hiçbir şeye değişmem, benim için hala çok özelsin Grace, bunu hep bil istiyorum. Dünyanın öbür ucuna gitsen de hemen yanı başımda olacaksın ve hep senin için atan bir kalp olduğunu bileceksin.

Kendine iyi bak Grace. Seni hep seveceğim.

Keith."

Ellerim neredeyse bir Parkinson hastası gibi titrerken mektubu yavaşça masaya bırakıp Keith hiç hayatıma girmemiş gibi duran evime baktım. Ağlamama engel olamıyor, birkaç dakikada bir mektubu baştan okuyup nefes nefese kalıyor, daha sonra nefes alamadığım için balkona çıkıp ağlıyordum.

LütufHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin