Bosna

44 1 0
                                    

Can bütün gece boyunca sürekli uyanıp durmuştu. Çünkü Simge'nin ağlaması onu o kadar derinden etkilemişti ki. Onun neşesini yerine nasıl getirebileceğini düşünüp duruyordu. En sonunda kalkıp karavanı sürerek Bosna'nın merkezine doğru yol almıştı. Boşnak böreği yemeyi planlıyordu Can. Öyle de olacaktı.

Simge uyandı. Dün gece uyuya kaldığını hatırladı. Yerinden kalkıp terliklerini giydi. Ve yolcu koltuğuna oturdu. Can gülümseyen yüzüyle:

-GÜNAYDIN Papatya! Dedi. Simge güldü:

-Size de günaydın şoför Bey.

-Nasılsın bugün iyi misin?

Simge durdu biraz, küçük bir yalan söylemekten asla çekinmezdi:

-İyiyim. dedi, her ne kadar içinde kasırgalar kopsa dahi. Simge içinden Can'a sarılmak o kadar çok istiyordu ki. Sevgiye muhtaçlıktan ölmemek için direniyordu. O kadar yalnızdı ki. Hem de çok.

Can Simge'nin ne kadar iyiyim dese de kötü olduğunu biliyordu. Onu neşelendirmek için bir şeyler yapmayı düşündü. Aklına hiçbir şekilde fikir gelmiyordu. Ona iltifat etse mi? Eski konuları mı açsa? Yoksa bir espri mi patlatsa veya bir sihirbazlık mı yapsa bilemiyordu:

-Sen eskiden beni Alexander Rybak'e benzetirdin!

Dedi Can. Simge güldü:

-Evet çünkü benziyordun ve bence hala benziyorsun.

-Gerçekten hala mı?

-Evet. Saçın benziyor.

-Başka.

-İşte çok kilolu değil ince ve uzun. Yapınız da andırıyor. Hem sen o gün çok Alexander Rybak tarzı da giyindiğin için de benzetmiştim. Bilmem o zaman ki halin benziyordu, Alexander Rybak'i severim, ara sıra açar dinlerim.

-Hala sever misin yani?

-Evet severim.

-Facebook'ta onun fotoğrafına yorum atmıştın. Onu gerçekten ne kadar çok görmek istediğini yazmıştın.

-Hatırlamıyorum ama yazmışımdır. Doğrudur.

-Görmek ister misin kemancını?

-Gerçekten mi? Nasıl?

-Konser takvimine bak bakalım. Yol üzerinde bir yerdeyse eğer gideriz.

-Gerçekten mi?

-Evet!

-Amanın! Çok heyecanlandım.

Dedi Simge ve hemen koşarak telefonuna sarıldı. Hemen takvimi açtı:

-5 gün sonra Budapeşte'de konseri varmış.

-Tamam. 4 gün sonra garanti orada oluruz.

-AYYY! YAŞASIIIIN! Gerçek mi?

-Gerçek!

-AYYYYYYYY! HHIHIHI!

-Tamam sakin ol. Dedi Can güldü. Başarısız olmadan onu mutlu edebildiği için sevinmişti, e tabi Simge kadar olmasa da...

Simge ise şimdi ona daha çok sarılmak istiyordu. Ona sadece onu sevdiğini söylemek istiyordu.

Çok geçmeden şehir merkezine vardılar. Börek yedikten sonra şehri turladılar. Daha sonra yarışma gereği kontrol yaptırmak için kontrol alanına gittiler. Bu noktadan geçtiklerine dair bir belge alacaklardı yarışma görevlilerinden ve yollarına öyle devam edeceklerdi.

Gerekli belgeyi aldıktan sonra. Yola koyuldular. Şoför bu sefer Simge'ydi. Can ise uyuyordu çünkü belirli bir saatten sonra o sürecekti. Simge saat 3'e kadar sürdükten sonra acıktığını fark etti. Ve otobanda sağa çekip durdu. Minibardaki sucuktan parçalar kesti. Onları pişirip Bosna'dan aldığı ekmeğin arasına koydu. Bir tabak kendine bir tabak da Can'a. Can'ın tabağını alıp Can'ın yanına götürdü ve yaklaştırdı:

-Can! Umm pek lezzetli koktu sucuk. Oh oh!

-Sucuuuuuk! Dedi Can uykulu bir ses ile Simge ise sucuk ekmeği tezgahın üzerine koydu:

-Hadi kalk uykucu dışarıda bekliyorum seni.

Can yüz üstü yattığı için yan bir sırıtış attı ama Simge o sırada çoktan dışarı atmıştı kendini.

Can'ın uyumaktan yüzü şişmiş, gözleri biraz kısılmıştı. Sucuğunu eline aldı ve bir ısırık alıp dışarı çıktı. Simge ile birlikte yol bariyerlerine yaslandılar. Can:

-Eline sağlık.

-Afiyet olsun.

-Sürmekten yorulduysan ben karavanı kullanabilirim. Saat kaç?

-3'ü geçmiş olmalı.

-İyi ben kullanırım o zaman.

Yol boyunca hiç konuşmamışlardı. Her zaman olduğu gibi. Belki de Simge'yi ağlatan tek şey buydu. Belki de büyü bozulmuş gibiydi. Evlenince her şey bitmiş gibiydi. Oysa tekrardan haberi yokken elini tutmak istiyordu. Eski mızıkçılıklarından bir tutam hiç fena olmazdı.

Can ise o sıralar biraz tedirgindi. Çünkü hava kararmak üzereydi ve daha kalacak bir kamping yeri bile bulamamıştı:

-Simge!

Simge bir anda derin düşüncelerinden çıktı:

-Hıh! Evet!

-Uyandırmadım değil mi?

-Hayır.

-Yakınlarda kamping var mıymış benim için bakar mısın?

-Tamam.

Simge kamping yeri aramaya başladı ama yakınlarda hiç kamping yeri yoktu.

YolcuWhere stories live. Discover now