Lux

361 9 1
                                    

Acı içinde uyanan Talon kendini büyük bir koltukta buldu. Ona bakan birisi vardı. Lux'tı ve Talonun yaralarını temizliyordu. Lux, neredeyim ben diyen Talona gülerek baktı ve "Sence de sesli bir suikast düzenlemedin mi?" dedi. Lux'ın gözlerine bakan Talon utandı. İlk defa hata yapmıştı ve hepsi ahmak bir dal yüzündendi. "Bana neden yardım ediyorsun?" dedi Talon. Lux bu soru karşısında şaşırdı. "Yaşamak istemiyor musun?" diye sordu ve ardından "Şanslısın, yorgundum yoksa sende diğerleri gibi kızarmış tavuğa dönerdin." dedi. Talon'da şaşırmıştı. Noxusta Lux'ı şeytan gibi anlatırlardı. Oysaki tam tersi bir melek gibiydi. Lux "Söyle bakalım kim ne için seni buraya gönderdi?" diye sordu. Talon normalde ters bir şekilde yanıtlardı fakat ilk defa böyle birşey yapmadı ve "Katarina ile Garen arasında ilişki var ve ben kardeşimin bir Demasyalı ile gönül eğlendirmesine izin vermem!" diye bağırdı. Sonra bağırdığına pişman oldu. Göğsü alev almış gibi acıyordu ve bunu anlayan Lux göğsüne bir krem sürdü. "Sen yeni mi öğrendin? Ben yıllardır biliyorum" diyip güldü Lux. Talon "Yıllardır mı?" diye sordu. Demekki ondan gizli yıllardır mektuplaşıyordu. "Bunu bildiğimi abime sakın söyleme" dedi Lux, "Birazdan o da gelir buraya. Ona kalsa çoktan ölmüştün. Ben izin vermedim" dedi ardından Talon ilk defa kalbinde birşeyler hissetti. Demekki Lux sayesinde hayattaydı. Her geçen dakika Lux'a daha çok hayran oluyordu. Sonra Lux "Neden suikastçı oldun?" diye sordu. Talon "Hayata tutunmak için." diye cevap verdi.

Lux: Nasıl hayatta kalmak için. İstesen normal bir hayatın olabilirdi. Ailen olurdu. Belkide babandan borç alır bir dükkan alırdın kendine.

Talon: Ne yazık ki yapamazdım. Önceden Demasyanın küçük bir köyünde yaşıyordum ailem ile. Ben 11 yaşında iken köyümüzü Noxuslular bastı ve aileme iki seçenek verdiler. Ya onlar köle olacaktı ya da beni kendi ordularına katacaklardı. Aile denen şey o zaman bitti benim için. Beni onlara verdiler. Bende bir hafta sonra Noxusluların elinden kaçtım ve yaşamak için Noxus sokaklarında hep hırsızlık yaptım. Yavaş yavaş bıçak kullanmayı öğrendim ve bıçaklarla herkesi korkutup onları rahatlıkla soyabi... "

Lux: Nasıl yani sen aslında Demasyalı mısın?

Talon: Artık değilim. Çocukluğumdaki anılarım yüzünden sizden nefret ediyorum. Şu ana kadar tabiki. Sen farklısın.

Lux: Buna inanamıyorum.

Talon: Bunu tek sana anlattım ve kendimi rahatlamış hissediyorum. Teşekkürler.

Talon ve Lux göz göze geldiler ikisininde yanakları kızardı ve Lux tekrar Talon'un yaralarını iyileştirmeye başladı. Talon'un anlattıklarından etkilenen Lux bi anda Talon'un yarasına çok sert bir şekilde bastırdı ve Talon acı içinde çığlık attı. Bir dk bile geçmeden içeriye Garen girdi. "Burda ne oluyor?" diye soran Garen Lux'ın yanına yürümeye başladı. Lux "Hiçbir şey abi. Sadece yarasına biraz fazla bastım o kadar." dedi ve ardından Garen "Onu iyileştirmene gerek yok. Zaten yarın Kralın huzuruna çıkarılacak ve idam edilecek" dedikten sonra güldü. Talon ve Lux bi anda şaşırdılar. Talon için bu resmen bir küfürdü. Sinirlendi ama birşey yapamadı. Ardından Lux abisine yalvardı ve hala fikri değişmeyen Garen'e en sonunda "O da bizden!" dedi Lux. Garen soru sorarmış gibi bir bakış attı ve Lux "Demasya'nın köyünde büyümüş çocukken. Sonra 11 yaşındayken Noxuslular ailesinden almışlar ordu için." Bunu duyan Garen "Sen istiyorsun diye yaşamasına izin veriyorum Lux." dedi sinirli bir şekilde ardından "Mutfağa geç. Talon ile konuşacağım." diye ekledi ve küçük bir mutfağı gösterdi. Lux mutfağa girip kapıyı kapattıktan sonra "Sana güvendiğimi sanma! Eğer Lux'ın bir kılına bile zarar gelirse seni öldürür kellenide Noxus'a gönderirim!" diye bağırdı. Talon cidden bugün onurunun yerle bir olduğunu hissetti. Ama yapacak hiçbir şeyi olmadığı icin sadece tamam demek zorunda kaldı. Ardından Garen mutfağa girdi ve kapıyı kapattı. Bir saat sonra Lux, Garen ile mutfaktan çıktı. Garen direk kapıya yöneldi ve evden çıktı. Lux ise elindeki sıcacık çorbayı talona içirmeye başladı. Talon dayanamayip eli ile tabağı aldı ve çorbayı kafasına dikti. "Ne zamandır açsın?" diye sordu Lux. Talon ise sadece "Haftalardır." cevabını verdi. Çorbayı içtikten sonra gözleri kapanan Talon uyudu. Lux'ta kendi yatağına geçti. Bir kaç saat önce tanıştığı Talon'dan çok etkilenmişti. Eğer Talon'u Demasya'ya katarsa herşeyin daha iyi olacağını biliyordu. Demasya ordusunda suikastçılarda eğitirdi hem. Bu düşüncelerle uykusuna daldı.
Sabah güneş parlıyordu, çok güzel bir hava vardı. Lux, Talon'u uyandırdı ve "Kalk uykucu, biraz doğa yürüyüşü sana iyi gelecektir." dedi. Talon'un ağrıları şaşırtıcı bir şekilde çabucak geçmeye başlamıştı ve Lux'ın verdiği gömlek ile pantolonu giydi. Biraz büyük gelmişti. Muhtemelen Garen'e aitti. Dışarı çıktıklarında kimseye gözükmeden direk ormana girdiler. Yaklaşık yarım saat sonra çok güzel bir alana girdiler. Ortada büyük bir göl vardı. "İmkanım oldukça buraya gelirim. Çok güzel ve sakin bir yer." dedi Lux. Talon cevap vermedi. Acaba ne düşünüyordu yine. Belkide beğenmemiştir diye üzüldü Lux. Neyse ki Talon "Çok güzel." dedi. Böyle birinin çocukluğunda olan şeyi anlatmasını mucize olduğunu düşünüyordu. Talon'un belkide anlatmadığı çok şey vardı. Hareketleri ve konuşması Lux'ı her geçen dakika etkiliyordu. Akşama kadar orada vakit geçirdiler ve Lux elinden gelebildiği kadar Demasya'nın güzelliklerini anlatmaya çalıştı. Talon'da onu büyülenmiş gibi dinliyordu. Artık eve gittiklerinde Garen evin önünde sinirli sinirli bekliyordu. Geldiklerinde "Saat kaç farkında mısınız?!" diye bağırdı. Talon, Garen'i anlıyordu. Onun Katarina'yı merak ettiği gibi Garen'de Lux'ı merak ediyor ve başına birşey gelirse diye korkuyordu. Talon belkide hayatında ilk defa özür diledi ve saati farketmediklerini söyledi. Garen bu özür karşısında şaşırmıştı. Katarina'dan gelen mektuplara göre Talon çok gizli birisiydi ve konuşmayı sevmezdi. Üstelik özür dilemek gibi birşeyi asla yapmazdı. Belkide Lux sayesindeydi bunlar. Kardeşini Talon ile görmekten nefret etsede belkide Talon'u Demasyaya katacak tek kişi oydu. Bir anlık bakışmadan sonra Garen ordunun yanına gitti. Talon ve Lux ise evin yanındaki alana oturdular. Talon bugünkü herşey için teşekkür etti. Lux ise Talon'un elinden tuttu. Talon daha ne oluyor demeden Lux, Talon'un dudağına yapıştı. Durduklarında Lux, Talon'un saçıyla oynuyordu. Talon hem utanmış hem de şaşırmıştı. Demekki duyguları karşılıklıydı. O kadar çok tek başına yaşamıştı ki birisini sevmenin nasil birsey oldugunu daha yeni anlıyordu. Birlikte Lux'ın getirdiği eti yedikten sonra uyudular.
Ertesi gün orduda herkes yeni gelen Talon ve Lux'ı konuşuyordu. Hatta o kadar çok abartmışlardı ki, Garen bir daha bu konu hakkında konuşanları ordudan atacağını söyledi. Bunlardan habersiz dün gittikleri yerde olan Talon ve Lux güzel vakit geçiriyorlardı. Birlikte ağaca çıkıp elma toplamaktan mantar toplamaya kadar herşeyi yapıyorlardı. Öğlen saatlerinde Garen dayanamayıp onların yanına gitti. Gittiğinde Talon gölden yeni çıkmış ve üstünü giyiyordu. Lux ise hala göldeydi. Onları uzaktan izleme kararı alan Garen, Talon ve Lux'ın birbirlerine çok yaklaştıklarını fark etti. Buna dayanamayan Garen uzaktan Lux diye bağırdı. Lux abisini görünce korkudan direk giysilerini giyindi. Garen " Talon anlaşılan iyileşmiş. Hatta söylemek istemediğim şeyleri yapacak kadar. Bu yüzden onu yarın Xin Zhao ile deneyeceğiz. Yarına iyi hazırlan Talon." dedi. "Anlaşıldı." diyen Talon, Lux ile küçük evin yolunu tuttu. Geri döndüklerinde herkes onlara bakıyordu. Ne olduğunu anlayan Talon direk eve girdi ve zırhını giyindi. Lux'ın Son Parıltısı* na rağmen zırh hala sağlamdı. Garen'in yanına gitti ve "Bugün hünerlerimi göstermek istiyorum." dedi. Gülerek karşılık veren Garen eli ile onu takip etmesini istedi. Garen Talon'u ilk gün gördüğü en öndeki üçüncü kişinin yanına götürdü ve "Bu Xin Zhao, bir kaç ay önce ordumuzu komuta etmemde bana yardım etmek için terfi edildi. Şimdi seni test edecek." dedi. Xin Zhao "Herşeyden önce neler yapabildiğini bize göster." dedi. Talon etrafına daire biçiminde hedefler dizmelerini istedi. Zor olsada yeteri kadar hedef manken buldular ve etrafına dizdiler. İlk önce cok uzaktan hedefe atlayan Talon, mankenin kafasını kopardı. Daha sonra ise inanılmaz bir şekilde önündeki 3 mankene bıçak fırlatıp ardından o bıçakları tekrardan eline çekti. Etrafta onu izleyen herkes bi anda şaşırdı kaldı. Böyle birşey ilk defa görüyorlardı. Bunun ardından etrafina daire şeklinde bir çok bıçak atan Talon bütün mankenleri vurdu ve kayboldu. Bunu suikast olabilir diye düşünen askerler direk Garen ve Xin Zhao'nun etrafına geçtiler. Talon ise önlerindeki kocaman ağacın en üstünde onlara aynı bir tiyatro oyuncusu gibi selam veriyordu. Xin Zhao "Seni eğitmemize gerek yok, sen hepimizden iyisin." dedi ve sözü Garen'e bıraktı. Garen ise "Eve git ve dinlen." dedi. Uzaktan izleyen Lux ise sevinçten havalara uçacaktı. Talon ile birlikte evin yolunu tuttular.

*Lux Ultisi

Talon - Bilinmeyenler Açığa ÇıkıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin