. R .

714 103 50
                                    

Kimse olan biten karşısında nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Yixing'in bir anda yanlarından ayrılıp katilin yanına gitmesi herkesi şok etmişti. Dünyada en güvendikleri arkadaşları onları yarıyolda bırakmıştı. Şimdi ise kalplerinde sadece üzüntü ve öfke vardı.

En çok kırılan Chen olmuştu tabi. Bu grupta Yixing ile en yakın kişi oydu. Kaç kez birlikte görev yapmışlardı. Sırt sırta savaş vermişlerdi. Evet Chen'in en yakın arkadaşıydı o. Minseok'u bile ilk ona söylemişti. Ona güvenmişti. Şimdi ise en çok o kırılmıştı. Konuşacak gücü bile bulamıyordu kendinde.

"Neden Yixing?" Sesi ağlamaklı çıkmıştı. "Neden?"

Yixing bakamıyordu Chen'in suratına. Normalde onların öğrenmemesi gerekiyordu. Bu iş bittiğinde Yixing ortadan kaybolacaktı. Kimseye bir şey demeden, kimseyi kırmadan gidecekti. Ama katil planı bozmuştu. O zaten yakalanmayacaktı ve işlerine birlikte devam edeceklerdi ama şimdi olay farklı gelişiyordu.

"Ah Chen üzgünüm. Siz çok yakın arkadaştınız değil mi? Zaten Yixing'den senin korkunla ilgili en küçük detayı bile alamadım. Sadece senin korkunu söylemeyi red etti. Muhtemelen seni çok umursuyordu." Minseok elini sıkmış sinirini bastırmaya çalışıyordu. Chen ise gözlerinden yaşlar akarken Minseok'un tişörtünden tutmuştu. Şu an çok zayıf ve kırgındı ve Minseok da bunun farkındaydı.

"Bu arada yanlış analamayın bugün Chen'in korku günü değil. Bugün Luhan'ın günü. Ah bir de belki Chanyeol ve Baekhyun. Ah Baekhyun üzgünüm. Sen buraya yeni katıldın. Bu nedenle sana bir süprizim daha var ya zaten. O gün yaşadığın korku çok basit değil miydi sence de?"

Baekhyun'un gözleri büyümüştü. Önündeki psikopat onunla dalga mı geçiyordu? Baekhyun bir saniyesini bile hatırlamak istemediği o sahneyi tekrar hatırlamaya başlıyordu. Evet titremesi gelmişti. Ama bu seferki daha tehlikeliydi. Çünkü önünde parçalamak istediği katil de duruyordu.

Chanyeol hemen Baekhyun'un yanına ilerlemiş onun kolundan tutmuştu. Yavaşça kulağına 'Sakin ol' demişti. Baekhyun şu an onu duymuyordu. Chanyeol sordu. "Neyden bahsettiğini sanıyorsun? Açıkça konuş!"

Katil kıkırdamaya başladı. "Ah Chan, ah Chan. O kadar zorlu bir insansın ki sana anlatamam. Senin korkunu bulmakta o kadar zorlandım ki. Hatta birkaç haftaya kadar neredeyse hiç korkun olmadığını düşünmüştüm ama sonra bir şey fark ettim." Yixing'e daha çok sokulup elini omzuna atmıştı.

"Yixing üç hafta önce döndüğünde bana uzaktan bilgi vermeye devam edeceğini belirtmişti. O nedenle sizin büroda zaten bir gözüm vardı."

"Bir dakika ne dedin? Üç hafta mı? Yixing geleli daha birkaç gün oldu!"

"Siz tabiki de öyle biliyorsunuz. Aslında görevi üç hafta önce bitmişti. Her neyse konumuz bu değil. Sizi izlerken o da benim fark ettiğim şeyi fark etmişti. O nedenle ondan size katılmasını istedim ve onun dahi planıyla Chan'ın korkusunu da öğrenmiş olduk. Değil mi Yixing?"

Yixing hiç cevap vermeden orada sadece duruyordu. "Normalde o camı direk Baekhyun'un üzerine atmayacaktık ama Chan'ın adamımı fark etmesi üzerine camı direk Baekhyun'a gönderdi. Ama bunun sonucunda Chan'ın korkusunu öğrendik."

Herkesin gözleri iyice büyümüştü. "Yani her şey yalandı öyle mi Yixing? Oradaki hislerinde mi? Korkun da mı?" Chen giderek daha fazla üzülüyordu. O sırada Chanyeol ise duyduklarına inanamıyordu.

"Sen ne saçmalıyorsun?"

"Ne mi saçmalıyorum? Hadi ama Chan. Korkunun kaynağı Baekhyun öyle değil mi? Ona bir şey olmasından korkuyorsun. Çünkü artık onu çok önemsiyorsun!" Sırıtışı iyice pisleşmiş, Chanyeol'un nasıl tepki vereceğini merak edercesine bakıyordu.

Lotus ✧ ChanbaekWhere stories live. Discover now