.

957 94 54
                                    

Chanyeol gözlerini açtığında kendisini beyaz bir duvar karşılamıştı. Kafasını kıpırdatmakta zorlandığını fark ettiğinde ise yaşadıkları aklına gelmişti. Tek tük hareketlenmelerinin ardından biri aniden yerinden kalkıp yanına gelmişti.

Bu Luhan'dı.

Gözleri uykusuzluktan morarmıştı. Uyumadığı ve çok yorgun olduğu belliydi. "Chanyeol aman tanrım! Sonunda uyandın. Doktor!" diye bağırdığında onun yanından ayrılıp dışarı çıkmıştı. Bir süre sonra ise doktorla içeri girdiklerinde doktor hemen Chanyeol'un yanına gelmiş ve onu kontrol etmişti.

Durumunun iyi olduğunu söyledikten sonra Luhan ve diğerleri onun yanına gelip başında durmuşlardı. Chanyeol tek tük çıkan sesi ile aklındaki tek soruyu iletmişti.

"Baekhyun?"

Chen bu soru üzerine suratına küçük bir tebessüm koymuştu. "Merak etme. Her şeyi anlatacağız. O iyi." dediğinde Chanyeol'un gözyaşları daha fazla dayanamamıştı. Yaşadığı rahatlamayla bir bebek gibi ağlamaya başlamıştı. Diğerleri onun başında beklemiş onun bu haline bakıyorlardı. Onu ilk defa böyle görüyorlardı. Çünkü onun ilk defa böyle hissettiğini biliyorlardı.

Chanyeol'un sakinleşmesinin ardından her şeyi anlatmışlardı. Minseok ve Chen helikopterle gezerken sonunda uçurum kenarında onları görmüşlerdi. Yerlerini ise Sehun ve Luhan'a bildirmişlerdi. Ama o anda duydukları silah sesiyle ve Chanyeol ile Nam Soo'nun yere düşmesinin ardından çok korkmuşlardı.

Sehun ve Luhan ellerinden geldiğince hızlı onların yanına ulaştıklarında ikisinin de bilincinin yerinde olmadığını fark etmişlerdi. Nam Soo ise kafasından vurulmuş ve orada can vermişti. Bunu yapan Baekhyun'du. Oraya son gücüyle geldiğinde gördüğü sahnenin ardından çok korkmuş ve hemen silahını ateşlemişti.

Iskalamasından korkuyordu çünkü eli titriyordu ama sonuçta vurmayı başarmıştı. Ama o esnada Chnayeol'un da yere düşmesi ile korkarak onun yanına koşmuştu.

Sehun onların yanına gelip nabızlarına baktığında Baekhyun'un nabzını neredeyse hissedememişti. Chanyeol ise sadece bayılmıştı. Apar topar hastaneye kaldırıldıklarında, hastaneye gelene kadar Baekhyun'a kan verilmişti ama yolda bir, hastanede iki kez kalbi durmuştu. Çok kan kaybetmişti ve bu kadar dayanması bile mucizeydi.

En ilginci ise onları bulduklarında Baekhyun'un Chanyeol'un elini çok sıkı tutmasıydı. Onu bırakmak istemezcesine sıkı tutuyordu. Bayılmış olsa dahi. Bir bakıma Baekhyun Chanyeol'den dolayı hayata tutunmaya devam ediyordu. Kalp krizlerinden kurtulmuş ve bütün değerleri düzelmişti.

Sadece hala uyanamamıştı.

Olaydan sonra Nam Soo'nun işlediği bütün cinayetler ortaya çıkarılmıştı. Annesi cenazesini kabul etmemiş ve oğlu olmadığını söyleyip gitmişti. Kadın sonuçta haklıydı. Böyle birini doğurmuş olduğu için kendisinden nefret ediyordu.

Lotus ise çökertilmişti. Çete tamamen dağıtılmış ve üyelerin hepsi psikolojik tedavi görmeye başlamıştı. Başlarına bela açan Lotus kelimesiyle bir daha karşılaşmayacaklardı.

Olayın üstünden üç gün geçmişti. Chanyeol da aynı şekilde hiçbir uyanma belirtisi göstermemişti. Diğerleri sürekli ikisinin başında uyanmalarını beklemişlerdi.
Sonundaysa Chanyeol gözlerini açmıştı. Şimdi de sıra Baekhyun'daydı.

Chanyeol'un boynunu kurşun sadece sıyırmıştı ama boynunda olduğundan dolayı hızlı kan kaybetmişti ama onun hayati bir riski yoktu. Şimdi ise sadece boynunu bir süre kıpırdatması yasaktı.

Uzun süren konuşmanın ardından Chanyeol bir gün daha yatakta kalmak zorunda kalmıştı. Her ne kadar Baekhyun'un yanına gidip onu görmek istese de doktorlar buna izin vermemişti. Ertesi gün ise yavaş yavaş yataktan kalkıp onu yürütmeye başladıklarında doktorlar sonunda Baekhyun'un odasın götürmüşlerdi onu.

Chanyeol'un boynu hızla iyileşiyordu. Baekhyun'un kolu da aynı şekildeydi. Sadece Baekhyun'un uyanması çok zaman almıştı. Chanyeol Baekhyun'un yanına gidip bir sandalyeye oturduğunda o gün aklına geldi.

Baekhyun'un suratı neredeyse bembeyazdı. Ama şimdi ise toparlamıştı. Hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Kalp atışlarının sesi ise odayı dolduruyordu. Dörtlü onları dışarıda beklerken doktor da odadan çıkmıştı. Chanyeol odada sevdiği adamla yalnız kaldığında elini uzatıp saçlarını sevdi.

Saçları hala yumuşaktı. Bu yumuşaklığı asla unutmazdı. Daha sonra ise yanaklarını sevdi ve elini tuttu. Gözlerinden hafif yaşlar aktığında boyunluğu yüzünden eğilemediği için elini öpememişti. Onun yerine doğruldu ve saçlarına yavaşça bir öpücük kondurdu.

"Baek." dediğinde bir cevap bekledi.

"Baekhyun ben buradayım. Uyan artık."

Karşısındaki oğlandan hala bir ses veya hareket yoktu. Chanyeol kendisine kızıyordu. Onun o gün gelmesine izin vermeyecekti. Veya o kapıdan geçmesini engelleyecekti. Onunla geldiğini erken fark etmediği için kendisine kızıyordu.

Diğerleri Chanyeol'un ağlamasını duyduğunda içeri girmişlerdi. Onu kollarından tutup odadan götürmeye çalıştıklarında Chanyeol istememişti.

"O uyanana kadar onu bırakmayacağım."

"Chanyeol yarın boyunluğun çıkarılacak. O zaman istediğin kadar burada kal. Ama şimdi odana geri dönmelisin. Hem biz buradayız. Uyanırsa direk seni getirceğiz."

Minseok'un keskin ama anlayışlı sesinden dolayı Chanyeol kabul etmişti. Odasına götürüldüğünde yatağına yatıp tavanı izlemeye başladı. Daha sonra ise yorgunluktan ve üzüntüden uyuya kaldı.






Chanyeol'un boyunluğunun çıkarılmasından iki sonra bile Baekhyun uyanmamıştı. Hatta bir anda kötüleşmiş ve komaya girmişti. Tabi bu durum Chanyeol başta olmak üzere hepsini mahvetmişti. Chanyeol her gece onun yanında kalıp elini tutuyor ve onunla konuşuyordu.

Sesinin ona ulaşacağına emindi.

"Baek. Artık uyan. Lütfen uyan. Sesimi duyduğunu biliyorum. Baekhyun sen hayatımda gördüğüm en güçlü insansın. Baek seni çok seviyorum. Lütfen beni daha fazla yalnız bırakma. Lütfen."

Kafasını eğip alnını Baekhyun'un elinin üzerine koyduğunda hafif bir uykuya dalmıştı. Aradan geçen kısa sürenin ardındansa Baekhyun sonunda gözlerini açtığında söylediği ilke şey
"Seni duyuyorum Chanyeol." olmuştu.

。・°°・(>_<)・°°・。

OF İNANAMIYORUM BİTTİ. Sanırım ağlayacağım. Bu o kadar uzun zamandır yazdığım bir hakeyeydi ki size anlatamam. O kadar zorlandım ettim ama sonunda başardım. Okunmadığı için üzüldüğüm ve hatta vazgeçmeyi düşündüğüm anlar bile oldu. Ama şimdi bitti ve bunu okuyan herkese çok teşekkür ediyorum. Beni takip ettiğiniz ve desteğinizi asla bırakmadığınız için gerçekten çok saolun.
Konusu ilginç olması için her şeyi denedim ve bence çok tuhaf bir hikaye çıktı. Bazı yerlerde abartmış olabilirim ama sonuçta korkunçlu bir cinayet hikayesi olsun istedim.
Ayrıca bu yolda bana sürekli destek olan bazı önemli insanlar, ki onlar kendilerini biliyorlar. Gerçekten çok saolun. Yorumlarınızı ve vote larınızı hiç eksik etmediğiniz için size minnettarım. Bir bakıma sizin sayenizde yazmaya devam ettim.
Eğer hikayemi sevdiyseniz ve sonuna kadar okuysanız diğer hikayelerime bakmanızı tavsiye ederim. Belki kalbinize dokunan veya ilginizi çeken başka hikayelerin de vardır.
Lotus'un bitimi ile yeni bir hikayeye daha başlıyorum. İsmi Black Flame ve yine doğaüstü olmasını planladım. Umarım onu da çok seversiniz.
Bu kadar final konuşması yeter gibi 😂 Tekrardan okuduğunuz için ve beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. İyiki varsınız. (^ω^)

Lotus ✧ ChanbaekWhere stories live. Discover now