1- kırmızı ayın altında ve bozulan kırmızı araba aracılığıyla,

2.8K 240 365
                                    

Yanarsan bir tane gül bırak yandığın yere, kalp de olur. Kırmızı olsun ama.

~

Öper ulur, içer su olur; belki öpüşü sarar durur.
Uslu uslu oturur, zihni gezip kalbine tekme atar durur.
Hal bırakmaz, hatır sormaz.
Seven gül olur, sever dikenleriyle.

Bilmez günü.
Gün olur gül,
Gülü olur gün alır.

~

"Binmek ister misin? Elindekiler ağır gözüküyor. Bu saatte dışarıda dolanma, tehlikeli olabilir." Uzun beden gevşekçe kavradığı direksiyonu bırakıyor, sol kolunu açık camdan çıkarıp elindeki torbalarla zar zor yürüyen adama bakıyor. Güzel adamın üstünde mavi bir kot sarmış bacaklarını, beyaz tişörtü bol ve ondan büyük birininmiş gibi gözüküyor. Uzunun seslenmesiyle duruyor.

Diğer adam gözlerini kırpıştırarak poşetleri daha sıkı tutuyor ve sağına dönüyor. Kızıl saçlarının yan kısmı yüzüne sarkmış, büyük gözleri olan, dirseği dışarıda ona bakan adama bakınca birden kaşları çatılıyor ve göz deviriyor.

"Gerek yok canım, erkeğim ben. Hem arabam şurada." Uzun boylu genç duyduğu sesle kaşlarının kalkmasına engel olamıyor. Öndeki arabayı gördüğünde hızla arabasından iniyor ve kısanın peşinden yürümeye başlıyor. Kaçarsa kovalar.

"Canın mıyım?" Kızıl saçlı olan sırıtarak söylediğinde diğeri ona dönmeden hahlıyor. "Ne canımı be?" Arabanın bagajını açarken söylenmeye devam ediyor. "Siz hep aynısınız. Nerede güzel görseniz direkt yapışıyorsunuz." Eskiden yaşadıkları yüzünden biraz tedirgin, ufaktan kalbi tekliyor. Heyecanlı.

"Adım Park Chanyeol, tanısan emin ol hoşlanacaksın." Chanyeol gencin özgüvenine karşılık vererek bagajı kapayacak olan adamı engellemek için elini hemen yanına oturtarak yukarıdan ona bakıyor. Eli bagajın kapanmasını engelliyor. "Elini çek." Kısa olan keskin ses tonuyla konuşurken çenesi kasılmış bir şekilde ona bakıyor. Chanyeol sırıtıp yüzü aydınlanan gence bakmaya devam ediyor.

Böyle davranmasının nedeni hafif bir sarhoşluk.

Çok hafif.

"Neden öyle bakıyorsun? Yemezler bunları, seninle asla yatmam." Chanyeol seslice gülüyor ve birden kısanın elini çekip bagajı kapıyor. Uzunun ciddileştiğini gören kısa beden geriliyor. Uzunun eli birden beline gidince gözleri kocaman açılıyor. Şaşkınlıktan hareket edemese de ağzı işlevini yitirmiş değil. "Yah! Pislik, dokunma bana!" Onu sertçe ittiriyor gücünü bulduğunda; ama nafile. Chanyeol uzaklaşmıyor.

"Asla, asla deme." Sırıtıp kısanın belini iyice kendine yapıştırıyor. "Bir bakarsın altımda daha fazlası için yalvaran kişi olursun, ben de sana dayanamayıp istediğin her şeyi sana veririm." Fısıldamaları bittiğinde kısanın kulağına dayanmış dudaklarını çekiyor ve boynunu hafifçe öpüyor. "Bir bakmışsın benden hoşlanmışsın." Chanyeol emin. Çünkü o uzun. Yakışıklı. Her şeye sahip. Ona her gün milyonlarca gül alabilir. Gül dudakları gibi milyon tane gülü bırakıp bekleyebilir kapısında.

Çünkü o uzun.

"Daha adımı bile bilmiyorsun. Seni tanımıyorum. Gece bu saatte seninle konuşmam hata." Gözlerini ondan kaçırıyor, arabanın kapısını açarken kısa beden kolundaki elle irkiliyor. "Bırak, dokunma bana." Chanyeol gülüyor. "Adını söyle de tanışmış olalım o halde."

Red Shadés Of Moon | ChanBaekDove le storie prendono vita. Scoprilo ora