4- doğruyu söyleseydin gitmene izin vermezdim

1.3K 143 158
                                    

Hiçbir şeyi önemsemeyen bir kişi için iş üstündeyken yakalanmak sorun olmamalı. Aşkından emin olan bir kişi için de iş üstündeyken yakalanmak sorun olmamalı. Ve hava biraz soğuk, birbirine ihtiyacı olan iki beden kavrulurken iş üstünde yakalanma korkusu ikisini de sarmamış durumda. Bu sarmayan duygu sıkıcı ve cidden bundan bahsetmeye gerek bile yok.

Önemli olan yüzleri arasında sıfıra yakın mesafe varken kalplerinin deli gibi atıyor olmasının nedeni. Neden böyle? Bu duygu ne?

Hani hemen bitişiğinde soluyor, nefesi yakıyor, seni yıkıyor ya,

Bu ne?

"Çocuklar içeride misiniz?" Kapı açılıyor.

Aşk mı yoksa umursamazlık mı yaptığı işten endişelenmemesini sağlayan? Korktuğu asıl şey annesinin onları yakalaması değil, annesinin onları yakalayınca üzülme ihtimali. Chanyeol duyduğu sesle hızlıca Baekhyun'un üzerinden çekilirken annesinin kapının pervazına elini koymuş hareketsizce başını tutuyor olduğunu görünce endişeyle yanına gidiyor. Korktuğundan mıdır öyle endişelenmiş gözüküyor ki bu Baekhyun'u da korkutuyor. "Anne..." Uzun benden mırıldanarak sırtına elini koyduğunda kısa beden hızla yataktan kalkıp yanlarına gidiyor.

"Chanyeol, başım döndü bir an." Annesi gülerek söylediğinde uzun olan rahatlamayla iç çekiyor. Ancak hala çatık gözleri, büzülmek üzere olan dudaklarıyla bekliyor. Henüz ona inanmış ya da bir sorun olmadığını kabul etmiş değil. Bir şey olmasını istemiyor. Önemli bir şeyse hayatından onu kaybetmek istemiyor. Hayatından annesini kaybetmek hiç istemiyor.

"Ben bakayım mı?"

Sonra Chanyeol'un aklına, Baekhyun'un doktor olduğu geliyor.

"Oh, lütfen." Baekhyun yavaşça Chanyeol'un annesini yatağa oturturken uzun bedene işaret vererek ışığı açmasını söylüyor. Kısa süre içerisinde odayı aydınlatan loş ışık odaklanmasını sağlarken ellerini kadının yüzüne koyup Chanyeol'un anlayamadığı bir şeyler yapıyor. Kısa beden gülümseyerek iç çektiğinde Chanyeol merakla ona bakıyor. "Bir şey var mı?" Kısa sorusuyla Baekhyun kafasını iki yana sallıyor. "Şimdilik yok ama kontrol yaptırın Chanyeol, lütfen."

"Korktum, bir şey oldu sandım." Kısaca annesine sarıldığında ona gülerek bakan Baekhyun'u görünce hızla uzaklaşıyor; öksürüyor. Baekhyun'un eli ensesine giderken içeri doğru bir bakış atıyor. Ona göre gitme vakti gelmiş, şu saniyelerde kendisini yabancı hissetmekle birlikte aradığı kaçışın ayağına gelmiş olmasını değerlendirecek belli ki. "Artık gitsem iyi olacak." Anne oğul ona döndüğünde büyüleyici gülümsemesiyle yataktan kalkıp eğiliyor. "Kendinize iyi bakın lütfen, tanıştığıma çok memnun oldum." Hızlıca sarılıyor ve uzuna bir bakış atıp ona gülümseyen annesine bakıyor. "Lütfen kontrollerinizi yaptırın, Chanyeol eminim ki endişelenecektir."

Gülüyorlar. "Yarın da gel Baekhyun. Sabah kahvaltı hazırlayacağım çok seveceksin emin ol." Chanyeol'un annesi konuştuğunda Chanyeol kafa sallıyor. Bunu milyonlarca kez söylemiş olsalar da ısrarcılar bu konuda. "Yarın gel." Eli kısanın sırtını okşadığında Baekhyun irkilerek ilerliyor. Dolaptan montunu aldıktan sonra üstüne geçiriyor ve kapıya çıkıyor. Şimdi gidecek olması onu endişelendirip içine bir boşluk dolmasını sağlasa da sakin. O esnada Chanyeol'un annesi mırıldanıyor.

"Benim başım dönüyor biraz, içeride oturacağım. Siz de vedalaşın, Baekhyun yarın kahvaltıya gel." Kısa olan eğilip onaylıyor. "Geleceğim, teşekkürler." Annesi içeriye gittiğinde Chanyeol Baekhyun'a bakıp kafasını iki yana sallıyor.

Red Shadés Of Moon | ChanBaekWhere stories live. Discover now