Bölüm 41

23.3K 1.2K 113
                                    

Selam arkadaşlar, 

Vizelerim çok şükür bitti ama aksilikler hiç peşimi bırakmıyor. Vizeler bitti diye sevinirken bu defa da elime bir cezve dolusu kızgın yağ döküldü. O gün Allah korudu resmen beni ve çok şükür biraz yandı ama iz falan kalmadı. Benim de aklım almıyor hala. Allah korudu diyorum ya :) Bu arada aşağıda bir hikayemizin tanıtımı olacak. İnşallah bundan sonra her bölüm bir  ya da iki hikaye tanıtımı yapmayı planlıyorum. Siz de bu arkadaşlarımıza şans vermeyi unutmayın :)

Bu arada whatsapp grubu kurmamızı isteyen hala var mı? Varsa mesaj atsın kuralım diyorum. :)

41.BÖLÜM

"Ben seni kaç kere sevdiğimi unuttum."

Oturduğum kaldırımdan kalkıp arkamı silkelerken içim yine sıkıntıyla dolmuştu.

Zordu.

Sevmek zordu, unutmak zordu, herkese bu kadar kapalıyken ona kapanmak zordu, deli gibi seviyorken, özlüyorken görememek zordu ama gidip görmek de zordu.

Kolumda hissettiğim temas beni korkuttu. Başımı çevirince Orkun'u görünce rahatladım. Kulaklıklarımı çıkarırken müziği de kapattım hızla.

"Kusura bakma korkutmak istemedim ama seslendiğim halde duymayınca..."

"Yok, sorun değil" dedim gülümseye çalışarak.

"Her gün gelip burada oturmaktansa gidip kafede oturmak sence de daha mantıklı değil mi?" diye sorunca omuzlarımı düşürdüm.

"Öyle de, söz konusu Poyraz olunca mantığımın ölü taklidi yaptığını biliyor olman lazımdı." Diye mırıldandığımda saçlarımı karıştırdı.

Orkun "Burada buz gibi kaldırım taşına oturunca ne oluyor? Ne sen onu görüyorsun ne o seni?" diye sorunca dudağımı büktüm.

"Ben hayatım boyunca bir Poyraz'a gurur yapmadım. Çağla olayına kadar bu böyle devam etti. Çünkü o olaya kadar Poyraz da bana önemli bir gurur kırıcı davranışta bulunmamıştı. Ama o gün ilk defa bana inanmadı. Ve yalan söylemeyeceğim, zaman zaman spekülasyon yaptığımda bile bana inan Poyraz'ın o gün, haklı olmama rağmen Çağla'nın tarafını tutması gururumu da kalbimi de inançlarımı da paramparça etti. Sonra benim sevdiğimi bildiğini öğrenince güvenim kırıldı. Sonra zaten beni sevdiğini öğrendim. Her seferinde hayal kırıklığına uğrattı beni. Domino taşı gibi. Çağla'dan sonra her şey birer birer yıkılmaya başladı. Bu süreçteki tek olumlu şey benim Poyraz'a karşı kazandığım direnç oldu. Şimdi de bir türlü haksız olduğumu kabul edemiyorum. Ona hak vermek istiyorum ama olmuyor.Abim beni eve kapattığında, beni kısa sayılmayacak bir süre ne gördü ne duydu buluşmak için fırsat yarattığımda ise Çağla'nın yanına gittiğini öğrendim. Vicdan azabı çekiyormuş. 12 sene ben onu severken ne acılar çektim. Neden benim acılarımı dindirmedi? Vicdanı neden bana sızlamadı? Benim acılarıma acı katarken neden onun yanına koştu? Bunları kendime yediremiyorum ama seviyorum işte. Belki çıkar iki saniyelik de olsa görürüm umuduyla saatlerimi bu kaldırımda geçiriyorum ama inan gözüme bile gelmiyor, saniyeler sürüyormuş gibi geliyor. Ben 12 sene onun beni görmesini beklemişim bu benim için hiç bir şey." Diye açıkladığımda nefes nefese kalmıştım.

"Gel hadi." Dedi kolunu omzuma atarak. Kaşlarımı şaşkınlıkla çatıp ona baktığımda yürümeye başladı, haliyle ben de yürümek zorunda kaldım. "Ya Orkun ne yapıyorsun bırak. Bak sakın beni kafeye götürmeye çalışma. Orkun! Kime diyorum acaba?"

"Sen de bize gelince roman yaz, Poyraz'a derdini anlatma. Ancak bağır çağır laf sok. Gerçi sen yine iyisin. Bize onu yapan da yok!"

Orkun'un sözlerine cevap verecek durumda değildim çünkü çekiştirilmekle meşguldüm.

KÜP ŞEKER(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now