Bölüm 43

22K 1.2K 79
                                    

İki hafta aradan sonra nihayet bölüm geldi. Üniversite son sınıf olunca böyle oluyor maalesef. Sınavlar bitti, ödevler başladı, ödevler bitmeden sınavlar tekrar başlıyor. Zaten bu hikayeye başlarken çok sık bölüm atamayacağım belliydi ama yine de her hafta atmaya çalıştım. Bu aksaklıklar için affınıza sığınıyorum :(

Multimedyada çocukluğuma ait bir şarkı var. Şarkı zevkimi beğenen, şarkı önermemi isteyen arkadaşlar dinleyebilir. Özgün-mühür.


43.BÖLÜM

Rüya görmek her zaman bana çok ilginç ve anlaması çok zor bir olay gibi gelmiştir. Hani gerçekten yaşıyormuşsun gibi ama aslında yaşamıyorsun. Rüya görürken yaşadıklarımızın gerçek olmama ihtimalini düşünmeyiz mesela. Güzel rüyalarda da kabuslarda da durum böyledir.

O yüzden gerçekte kötü şeyler olunca inşallah rüyadır tüm bunlar diye dileriz. Güzel şeyler olunca da Ne olur rüya olmasın Allah'ım diye dua ederiz. İşte şimdi ben de dua ediyorum.

"Allah'ım yalvarırım bu rüya olmasın!"

Poyraz'la olan ikinci öpüşmemiz de sevgili değilken gerçekleşip ve sanırım yine sevgili olmamıza sebep olmuştu. İkisinde de teorik olarak sevgili değildik yani. Bir kere olsun sevgililiğimiz süresinde olmasını da umuyordum. Normal sevgililer gibi...

Gerçi biz ne zaman normal olmuştuk ki?

Dudaklarımız ayrıldığından beri başım göğsünde öylece bekliyorum. Muhtemelen utandığımı, utanacağımı düşünüyor olacak ki kafamı kaldırmama müsaade etmiyordu. Biraz edepsiz gibi görüneceğim size ama zerre kadar bile utanmıyordum. Artık kaybedecek zamanım yokmuş gibiydi. Artık yavaştan alacak lüksüm yoktu. Tabi yine de Poyraz'ın bunu bilmesi şuan için gerekli değildi.

Başımı kaldırdığımda bu defa elleri gevşedi. Gözlerimi kırpıştırıp Poyraz'ın yüzüne baktım. Aslında hala gerçek mi rüya mı ayırt etmeye çalışıyordum.

"Bu bir rüyaysa Küp Şeker'im uyandığımda ilk işim gelip seni öpmek olacak. Rüyası bu kadar güzelse gerçeği kim bilir ne kadar güzeldir?" dediğinde kıkırdadım. Benimle aynı düşüncelerde olması içimi sıcacık etmişti.

"Bu kadar güzeldir." Dedim bilmiş bir tavırla. "Gerçekti çünkü." Derken aslında ben de emin değildim.

"Beni sevdiğini bilmesem bu odunluğun beni şüpheye düşürürdü Küp Şeker." Dediğinde, bana odun dediği için şaşırsam mı, kızsam mı gülsem mi bilemedim ve saçma bir tepki verdim. Ağzımı bir açtım bir kapattım. Bir kaşlarımı çattım bir güldüm.

Omzumdan tutup tekrara kendine çekip sıkıca sarıldı. "Zaten ben de romantik bir sen hayal edemiyordum." Diyince karnını çimdikledim.

"Daha ne kadar romantik olabilirim acaba milletin içinde beni öpmene izin verdim." Dediğimde etrafa baktı.

"Millet?" diye sorduktan sonra işaret parmağıyla uzaklarda bir yerlerde belediye çalışanı bir temizlikçi abiyi gösterdi.

"Millet o mu?" diye sorunca burnumu kıvırdım. "En azından bir kısmı." Diye mırıldandığımda kahkaha attı.

Ben daha ne olduğunu anlamadan tekrar dudağımı öpüp geri çekildi. "Madem milletin içinde öpmeme izin verecek kadar romantiksin, bizim aşkımızın romantizme ihtiyacı olduğunu da biliyorsun. O zaman öpmemde bir sakınca yok." Dedi gülerek. Ben de güldüm.

"Orada dur bakalım. Öyle hemen her şey hallolmadı Poyraz'cım."

Kaşları çatılır gibi olsa da hala gülümsüyordu. Sanırım hala benim yüzümdeki gülümsemeye güvendiğinden gülümsemesi yerini koruyordu.

KÜP ŞEKER(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now