3 | Deli

4.3K 409 131
                                    


İyi okumalar.

*





"Hey!"

Bana dönen iki serseriye dikkatle baktım. Sarışın kızın saçını çeken kahverengi saçlı bana ters ters bakarken "O kızı bırakman için on saniyen var." Dedim sertçe. Gülerek diğer siyah saçlı çocuğa baktı. İkisi de salaş tişört ve bol pantolon giymişlerdi. Siyah saçlı çocuk bana doğru yaklaştı. Polisi aradım, birazdan burada olur. Bu sözüm üzerine ikisi de kahkahalarla gülerken "Senin gibilere ne diyorlar?" Diye sordu. Diğeri gülerek kızın saçını daha da çekti. "Ben biliyorum. Gerizekalı diyorlar."

"Yardım et ne olur!" Diyen kıza kısa bir bakış attım. "Yerinizde olsam arkama bakmadan kaçardım." Dediğimde siyah saçlı olanla aramızda iki adım mesafe vardı. "Kaçmak isteyeceğim son şeye bakıyormuş gibiyim." Diyerek alt dudağını ısırdığında ve aynı anda bana elini uzattığında bileğinden tutup hızla yere doğru çektim. Eğildiğinde ensesinden tutarak yanımdaki duvara kafasını çarptım.

"Kötü haber. Süren çoktan doldu."

Kızı bir köşeye çöp gibi iterek doğruldu. "İyi misin?" Diyerek duvara çarptığım çocuğa yaklaştı kızı iten hödük. O onu yerden kaldırmaya çalışırken kollarımı göğsümde birleştirdim. Sarışın yerde sürünerek hareket ederken onu kolundan tutup kaldırdım. Belimde bir çift kol hissettiğimde sertçe duvara çarptırılmıştım. Kolum incinmişti ama çok hızlı bir şekilde kalkıp beni duvara iten kahverengi saçlının bana fırlattığı demirden kurtuldum.

"Yapabileceğinin en iyisi bu mu?" koşarak üzerime geldi. Demiri tutup karnına doğru tekme attığımda yere düştü. Ona tepeden bakarken "Gündüz?!" Diye bir ses duydum. Koşarak bize gelen adamı gören iki kişi hızla ayağa kalktılar.

"Siktir Eflatun!" Diyen çocuk arkasına bile bakmadan kaçarken diğer arkadaşını da kaldırdı. Eflatun dedikleri adam koşarak gelip Gündüz dediği kızı kaldırdı. Peşinden bir çocuk daha geldiğinde geriye doğru birkaç adım attım. Eflatun. Eylem'in günlüğünde en çok adı geçen ikinci adamdı.

Gündüz'ü kaldırdığında gözleri beni buldu. Kahverengi saçlı yeşil gözlü biriydi. Sivri bir çenesi ve güzel yüz hatları vardı. Yanındaki çocuk Gündüz dedikleri kızı kaldırırken "Sağ ol." Diyerek bana kısa bir bakış atıp uzaklaşırken Eflatun gitmedi. Yere düşen sırt çantamı aldım. Açılan dirseğime baktım. Kanım sanki koca bir yarık almışım gibi hızla akarken arkama doğru sakladım. Çantamı sırtıma takıp yürüyeceğim sırada önüme geçti.

"Kimsin sen?" Diye sorduğunda yanından geçmek için hareketlendim.  Koluma uzandığında geriye doğru gidip elini savuşturdum. Kaşları kalkarak bana baktı. "Sen buraya yeni gelmişsin." dedi beni süzerek.

"Merak etme sana zarar vermeyeceğim." Diyerek bana güven vermeye çalıştığında
alaylı bir gülüş attım. Yanına yaklaşıp elimi omzuna koydum. Hafifçe sıkıp "Sana zarar vermeyeceğim mi? Veremezsin ki zaten.'' dedim. 

Yüzüme  bakıp şaşkınlıkla kaldığında yürümeye devam ettim. ''Bekle, kolun!'' Adımlarımı hızlandırdım.  Apartmanın arasından çıktığımda sarışın kız yani Gündüz arabaya yaşlanmış bana bakıyordu.  Bana gülümsediğinde kaşlarımı kaldırdım. 

"Teşekkür ederim." Dediğinde yanına yaklaştım. "Düşüp bayılacak gibi duruyorsun. Nerede diğeri?" Dedim onu götüren çocuğu kastederek. "Benim adım diğeri değil." Diyerek bana bakan adama baktım. Benden birkaç yaş büyük duruyordu. "Pekii." Dedim alayla.

"Sen onun kusuruna bakma. Teşekkür etmeyi bilmez Güney. Ben Gündüz ve sana minnettarım. Hayatımı kurtardın."

"Teşekkür etmene gerek yok. Buralardayım sonuçta ödeşiriz." Heyecanla Güney'e baktı. "O zaman arkadaş olabiliriz." Diyerek elini uzattı. "Telefonunu alayım. Sana mesaj atarım."

Meyhane'de Bir KadehWhere stories live. Discover now