6 | Hell

3.1K 403 110
                                    




Herkese selam! İyi okumalar.



*








"Hadi bakalım çıkarın kitapları." Edebiyat hocasına oflayarak baktım. Son beş dakika kitap açmak istemiyordum. Hatta bu hayatta istediğim en son şeydi şu an. Sıramın üzerine bir kağıt düştüğünde etrafa bakıp kağıdı açtım.

"Dersten sonra sınıfta kal." Tekrar etrafa baktım ama herkes kitaplarını açmakla meşguldü. Aksel'in sırasına baktım. O da uyuyordu. Önüme dönerek kitabı açtım.
"Attila İlhan'dan bahsedeceğiz yarın. Hazırlanın birazcık olur—ahh zil çaldı. Yine de bakın." Gülümseyerek sınıftan çıktığında kitaplarımı toplayıp çantama yerleştirdim. Sıla sınıftan içeri girip "Çabuk çıkalım. Filme gideceğim bugün." Dediğinde Aksel esniyordu. Sınıfta üçümüzdük. E o kağıt neyin nesiydi?

"Hadi Eylül." Dedi Aksel tekrar esneyerek. "Siz gidin önden. Geliyorum ben hemen." Kaşlarını çattı. "Ne işin var?"

"Hadi Aksel. Babam gibi mi olmaya çalışıyorsun." Dudaklarına fermuar çekti. "Bir şey demedim. Aşağıdayız biz." Sınıftan Sıla'yı da alıp çıktığında çantamı sırtıma takıp beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra ben tam da kitaplığı karıştırırken kapı açıldı. İçeriye bir çocuk girdi. Sarı saçlı yeşil gözlü biriydi. Muhtemelen Aksel'in arkadaşıydı çünkü yabancı bir yüzü yoktu.

"Selam." Dediğinde kitaplardan elimi çektim. "O not senin için mi sırama atıldı?" Dediğimde kafa sallayıp kapıyı kapattı. "Sıla bir güzellik yaptı sadece." Dedi gülümseyerek. Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Sıla'yla aynı sınıfta değilim. Daha güzel yalan söyle." Gözlerini devirdi. "O bu sınıftan birine yaptırdı. Niye yalan söyleyim Eylül?"

Sıkılmış bir şekilde omuz silktim. "Ee ne istiyorsun?" Dudaklarını ıslattı. "Seni."
Alayla güldüm. "Hadi ya." Dediğimde pis bir şekilde güldü. "Aksel'in partisinden beri aklımdan çıkmıyorsun. Numaranı bulmak için çok uğraştım ama bulamadım. Sonunda hayal ettiğim yüz karşımda."

"Yüzümü hayal ettiğini hiç sanmıyorum." Dedim yüzümü buruşturarak. Omuz silkti. "Ne fark eder?"

"İlgimi çekmiyorsun sarışın. Şimdi çekil." Kapıdan çekilmeyip kollarını göğsünde birleştirdi. "Yalan söylemene gerek yok. Aksel'i de dert etme. Saygı duyacaktır. Ona acıdığını söyledi Sıla." Sesli bir şekilde güldüm. "Dalga geçmiş. Acıdığım tek şey şu an sensin. Kendini Akselle bir tutma."

"Eylül sana kendimi sunuyorum. Anlamıyor musun?" Yaklaşıp ellerimi okul üniformasına koyup tişörtünü yavaşça kavradım. Kendime çekip "Asıl sen anlamıyor musun?" Dedim sessizce. Dudaklarıma bakarken hızla kenara ittim. "İlgimi çekmiyorsun." Kapıyı açıp çıktığımda hızla sınıfa doğru gelen Aksel'i görerek sınıfın kapısını kapattım.

"Ne işin var senin burada?" Dediğimde dağılmış duruyordu. "Nasıl ya?!" Diye bağırdığında kaşlarımı çattım. "O herifle buluşmak için mi beni gönderdin?" Gözlerindeki kırılmış ifade çok gerçekti. "Sana aşık olmak hep..." Elini saçlarına daldırdı. "Hep dikenli saçma sapan bir yolda yürümek gibiydi ama bu, bunu görmek beni mahvetmez sanmıştım ama..." susup saçlarına daldırdı ellerini. "Kaldıramıyorum başka bir herif için benden gitmeni."

"Öyle mi? Sana beni sev diyen oldu mu?"

"Seni düşünen aklıma ve seni isteten kalbime sokayım ben zaten." Kapı sertçe açıldığında içeriden sarışın çıktı. "Ne oluyor?" Diye sorduğunda Aksel onun üzerine doğru atıldı ama araya girip elimi omzuna koydum. "Çekil Eylül aradan."

Meyhane'de Bir KadehWhere stories live. Discover now