Bölüm 9: Kaderin İlk Günü

14.3K 533 15
                                    

***Eylül***

 Holdingten içeri girerken, kapıdaki görevliye başımı hafifçe eğip gülümseyerek selam verdim. “Hoşgeldiniz Eylül Hanım.” diyen sekretere “Hoşbulduk.” dedikten sonra asansöre bindim ve babamın odasına, 32. Kata çıkmak için düğmeye basarken kalp atışlarımın gerçek sebebini anlamaya çalıştım. İlk kez ciddi olarak işlere adım attığım için miydi bu heyecan, yoksa Rüzgar’ın da içinde olduğu bir ihale yüzünden miydi? Daha önce babam birçok ihaleye katılmıştı. Hiçbirinin sonucu bu denli önemli değilken bu ihalenin farkı neydi?

 Ben aradığım sorunun cevabını bulamazken asansör olması gereken kata ulaşmıştı bile. Kulağımı tıkamak istediğim, geldiğine dair işaret veren sesin ardından kendimi dışarı attım. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tok sesle birlikte birkaç adım adım attıktan sonra babamın yıllarca sekreterliğini yapmış olan Fatma Abla’yı gördüm ve onu çok özlediğimi fark ettim. Fatma Abla ailemiz için özel bir insandı. Bunun sebebi aynı zamanda annemin eski bir arkadaşı olmasından kaynaklanıyordu. O benim hiç sahip olamadığım teyzemdi.

 “Merhaba Fatma Abla.” dedim en içten gülümsememle ve kollarımı açarak masasına yürüdüm. Oda benimkini aratmayacak kadar içten gülümsemesiyle sıkıca sarılırken “Merhaba Eylül, nasılsın?” dedi.

“İyiyim sağol, sen nasılsın?” dedim gözlerimi hafif aklaşmış saçlarından, bal küpü rengindeki sıcacık gözlerine indirirken.

“İyiyim birtanem.Çok geçmiş olsun, o kadar üzüldüm ki o haberi aldığımda. Adı batasıca herif, sana zarar verdi mi?”

“Üzülmeyin Fatma Ablacığım, hiçbir şey yapmadı. Hatta gayet sıcak karşıladı bile diyebilirim. Hırsız-zanlı ilişkisinden çok ev sahibi-misafir ilişkisi içerisindeydik.”

 İçimdeki beni küçümseyen ses, gözkapaklarıma Rüzgar’ın bana bağırdığı anları çizen beynimle işbirliği olmuş bana kahkahalar atıyordu.

“Çok sevindim Eylülcüğüm. Aklımız çıktı vallahi. Bu arada babana geldin sanırım, içeride.Dur haber vereyim.” dedi ahizeyi kaldırırken.

“Dur dur, gerek yok. Haberi var.”

“Peki tatlım, görüşürüz yine çıktığında.”

“Tamam Fatma Ablacığım, görüşürüz sonra.”

 Nezaketen kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Yıllardır alışık olduğum klasik düzeni, birkaç haftada özlemiştim. Bakışlarımı odada gezdirdim ve yine çocukluk hayallerim canlandı gözümde. Önce dekorunu değiştireceğim oda benim olacaktı ve tüm işleri yöneten tek kişi ben olacaktım... Saat 5 olduğunda ne kadar işim olursa olsun bırakıp, bu hayran olduğum manzaranın karşısında kahvemi içecektim... Çocukluğuma gülümserken babama takıldı gözüm. Gözünün ucuyla bana baktı ve sonra bilgisayarının tuşlarına basmaya devam etti. Sesini toparlamak için boğazından garip sesler çıkardıktan sonra, “Geldin mi?” dedi.

 Hayır, yoldayım.

“Evet.” dedim çantamı karşımdaki sehpaya bırakırken.

 O da gözlüğünü çıkartıp masasına bırakırken, sesli bir şekilde nefesini verdi ve siyah deri koltuğuna yaslandı. “Geç.” dedi önündeki masayı gösterirken. Kendimi kızı gibi değil de, el kızı gibi hissetmeye başlamıştım yine. Karşısındaki siyah deri koltuğa oturup bacak bacak üstüne atarken, kuruyan dudaklarımı ıslattım ve hemen konuya girmeye karar verdim. “Baba, artık bana şunun ne ihalesi olduğunu, neden Gamma gibi bir şirketin bu ihaleyi almak için son çare olarak beni kaçırdığını açık açık anlatır mısın?”

Nefes Bile AlmadanWhere stories live. Discover now