👉+50 vote +15 yorum👈
~1 hafta sonra~
"Loke loke loke loke" diyen Ferhatla baş ağrım çoğalırken pes etmiş ve elimdeki beyaz mendili sallamıştım mağlubiyeti kabullenerek.
"Tamam, Allah aşkına sus. O şarkının sözü sadece loke lokeden ibaret değil biliyorsun değil mi?"sorumla yüzünde beliren sırıtması kaşlarımı çatmaya neden olurken o galibiyetin verdiği hazla kendini sırt üstü koltuğa bıraktı.
"Hanımey loke" demesiyle ise kendime hakim olamadan yanımda duran yastığı onu hedef alarak fırlatmıştım. Tabiki beyimiz coolluğunu göstermiş ve yastığı havada yakalayıp tam on ikiden vurarak yüzümle buluşturmuştu.
"Sen...sen sinirlerimi bozuyorsun" dediğimde bana göz kırpıp lafa girdi.
"Sende güzelliğinle günümü aydınlatıyorsun." Kendini nereden affettirmesi gerektiğini biliyordu."Yusuf duyarsa keser seni. Bana böyle laflar ederek aklımı çelmeye çalıştığını görse işin biter" dememle odaya giren sevdamla iç çekmeden edemedim. Yanıma gelip oturduğunda bir kolunu omzuma atıp beni kendine çekip Ferhata baktı.
"Kim kimin işini bitiriyor" deyip Ferhata bakmasıyla dudaklarım kıvrılırken o oturur pozisyonunu aldı. "Kimsenin. Sadece Mira eğer Sibelden kopup benim olursan bende Yusufu postalarım kavuşuruz diyordu. Bende yok Yusuf bizi ıh yapar diyordum" demesiyle ardına kadar açılan gözlerimle kurduğu yalana bakarken kalbim korkuyla tekledi.
Yusufa baktığımda kaşları çatık bana baktığını görmemle yutkunamazken kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Anlaşılan sen Sibeli özlemişsin. Zaten kızda seni arıyormuş Istanbullarda" bakışları hala bende olsada Ferhata söyleniyordu. "Kız burada olsa nikah memuruyla buralara gelecek kıvamda"diye devam ettirip başımı omzuna yaslayıp yan kolkukta oturan Ferhata baktı.
"Hii" diyerek bir eliyle ağzını örtüp Yusufa inanamıyormuş gibi baktı. "Ben sana Fatih'in emanetiyim. Ayrıca konağınıza benim gibi benim gibi yakışıklı biri teşrif etti sizin benim etrafımda pervane olmanız gerekliydi" diyede sonlara doğru sitemle konuşmasıyla gözlerimi devirip Yusuf'un kokusunu soludum. İki günde bi görme fırsatım oluyordu ve ben özlüyordum. Kendine has kokusu genzimi yakarken içimde tarif edemediğim mutluluğu dizginleyemiyordum. Mutluluk sebebimdi.
"Valla bak sen öyle baktıkça ben alınıyorum. Niye öyle siktir git der gibi bakıyorsun" diyen Ferhat'la hangi ara kapanan gözlerimi araladım.
"Dile getirip onurun kırılmasın diyorum sen ağzımı açtırıyorsun. Şakadan da olsa az önceki gibi akıl bilmem kalp çelme meselesi üzerinden konuşmayacaksınız" son cümlesinin iğneli ucu banada değdiğinde başımı usulca sallayıp "Tamam" diye mırıldandım. Ferhat'ta konunun uzamaması için 'Tamam' diyip kendini yeniden sırt üstü koltuğa bırakmış ve bize arkasını dönmüştü."Biraz daha sıkı sıkı sarıl amcamın gelmesine bir saat kaldı"homurdanmasına karşılık kıkırdarken dediğini yapıp kollarımı hiç bırakamayacakmış gibi doladım.
Bi kural serilmişti. Oda babamın yanında kahvaltı ve akşam yemeği hariç hiç yanyana gelmeyeceğimizdi.
Uyuyor muyduk? Hayır.
Alnıma değen dudaklarıyla esnerken başımı göğsüne koyup gözkerimi yeniden kapattım.
"Seni Seviyorum" cümlesini işitirken bedenimi saran uykuya yenik düşerken gülümsemeden edemedim.
_____
"Gelme üstüme bi sal beni
Sende ritme kaptır kendini
Beni yoran hayat sana yapar şeklini
Denemzesen bozamazsın hiçbir zaman keyfimi" dilime dolanan şarkıyı bilmem kaç kez dillendirirken Babamın hediye olarak bana aldığı laptobu elime alıp yatağıma oturup sırtımı bazanın başlığına yasladım.

ESTÁS LEYENDO
Ayrılık Zor #Wattys2018
Ficción GeneralKollarını belimde hissettiğimde nefesim kesilirken ensemde yer edinen dudakları sonumun olacağının habercisiydi. "Seni Seviyorum Amca kızı" "Sana deliyim Amca oğlu" _______ Bir Kuma Hikayesinin 2.serisidir( Kuma kitabını hikaye için okumak zorunlu d...