Anlɑdım ki sen de herkes gibisin

241 19 5
                                    

Arkadaşlar yeni tanıtım videosu hazırlama peşindeyim. Diğer bölümde tanıtım videosu ile karşınızda olacağım. Bu bölümde süpriz bir geçmiş var. İyi okumlar :)

Yankı'nın ağzından

Aşk bilinmezlikle dolu duyguydu. Kime duyulduğu önemsizdi. Sadece seversin. Sadece özlersin ve sadece onun varlığını hissetmek istersin. Arselen'in itirafının ardından alaşağı olmuştum. Gerçekten böyle bir şeyin mümkün olduğunu bilmiyordum. Ama ona karşı hissettiğim bu duygunun adı artık vardı. Korkmuştum, çok korkmuştum. Tüm bu hal ve hareketlerim korkudandı. Ve ben çareyi kaçmakta bulmuştum.
Mine ile aramız az da olsa düzene girmişti. Fakat tuhaf davranışlarımı farketmiş, bunun nedenini sorgulayıp duruyordu. Seviyordum onu. Evet, ona karşı hislerim vardı. Bir şey daha vardı, sevgim Arselen'ne karşı hissettiklerim kadar mıydı?
Dün gece eve gelen Arselen beni daha çok korkutmuştu. Yüzü solgun bir halde gelmiş ve beni endişelendirmeyi başarmıştı. Onu neyin bu kadar şok ettiğini merak etmeden de duramıyordum.
Onunla karşılaşmamak için hızla kahvaltımı bitirip evden çıktım. Adımlarım beni sevdiğimi sandığım kadına götürürken, sevdiğim adamdan uzaklaştırıyordu. Bir kaç sokağı atlatırken dramamı yaşıyordum kendi içimde. Bir yandan Arselen diğer yandan Mine bir yandan da Simay vardı aklımda. Simay'la yaşadığımız o olaydan sonra bir şey değişmemişti. Gerçi neyin değişmesini bekliyordum ki?
🔱🔱🔱
Kapıda beni bekleyen sevgilime yaklaştım. Beni görür görmez gülen gözlerini görünce suçluluk hissettim. Onu kandırıyordum. En az kendimi kandırdığım kadar onu da yalanlarıma sürüklüyordum. Sıkıca sarıldım bu kadına. Hayatımın kurbanaydı. Geleceği değiştirme lüksümüz vardı ve ben geleceği değiştirmeye çalıştıkça berbat edeceğimi biliyordum. Yinede bir şeyler yapmak istiyordum.
"Yankı, seni seviyorum." Diyerek sarılmama karşılık verdi. Böyle söylemesi suçluluk duygumu artırmaktan başka işe yaramıyordu. Duvarlara tökezledikçe tökezliyor darbeler alıyordum. Gülümsemesini boynumda hissetmek Arselen'i hatırlatmıştı. Onu boynumun arasında hissetmek, o tutkunun esiri olmak istiyordum.
"Okula geç kalmak mı istiyorsun?" Demesiyle ayrıldım.
"Haklısın, gidelim." Dedim ve o küçük ellerini ellerimle boğdum .
🔱🔱🔱
Başkanlık görevini bırakmak iyi gelmişti aslında. Daha az sorumluluk ve daha az olaydı. Omuzlarımda ki bir kaç yükten kurtulmuştum. Ama başkanlığın getirdiği alışkanlıkları bırakamamış sınıfın tam olup olmadığına göz atmadan edememiştim. Gözlerim Arselen'in eski sırasında uzun süre kaldı. Simay gelmişti. Gözlerim gözlerinde kilitlendi. Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi. Cesaretsiz bedeni kıvranıyordu. Ona öfke duymak çok zordu. Mine sıraya geçince bende yanına oturdum.
Hayat aslında sandığımızdan daha zordur. Bilinmezlikle dolu olaylar arasında insanı kaybettiriyordu. Her zaman önümüze iki seçenek sunsa da gelecek hep kötü sonla bitiyordu. Başarı bir şey değildi. İnsan başarmak için hırsın kölesi oluyor ve bir şeylerden ödün vermek zorunda kalıyordu. Ne kadar başarılı olup ödül alsak da bir şeyler hep eksik olurdu. O eksiklere muhtaç ilerliyorduk. Muhtaçlık istekle birleşirken elde etmeye çabalıyorduk. Bu eksikleri tamamlarken başarılarımızdan ödün vermek zorunda kalıyorduk. İki seçenekte mutsuzlukla sonuçlanıyordu.

Matematik hocasının içeri girmesiyle öğrenciler toparlandı. Bazıları tamamen derse odaklansa da bazılarımız hayatın ona karşı gelişlerini düşünüyordu. Bazıları kabulleniyor ,bazıları nerede yanlış yaptığını düşünüp kendine kızıyordu. Bu yanlıştı işte. Aslında yanlış bildiğimiz şeyler bazen doğruydu. Biz insanlar her şekilde yanlış yapmış olacaktık. Birilerinin yanlış yapması gerekirdi belkide.

Hoca derse başlamasından on beş dakika geçmişti. Yoklamayı almaya hazırlanırken kapı çaldı. İçeri giren o heybetli vücudu izleme fırsatı yakalamış gözlerimle tüm kıskançlığımı sergiliyordum. O parmakların bedenimde gezişleri, o dudakların yaralarımı öpmesi ve o kara gözlerin benim için ağlaması... Ah, unutmak istedikçe daha çok gün yüzüne çıkıyordu.
"Geçe bilirsin Arselen. " Demesiyle yerine oturmaya hazırlanan Arselen'nin gözleri benim yerime, arka sıradaki Bora'ya kaymıştı. Her daim bana bakan o kömür gözler artık bana bakmıyor muydu? Bora'nın yüzündeki duyguyu görmek istiyordum. Aralarında ne geçiyordu? Yoksa onlar çıkıyor muydu? Peki ya onlar çıkıyorsa Arselen bana neden o şekilde yaklaştı. Unuttun mu, Yankı? Sende Mine ile çıkıyordun! Bunun için onu suçlama hakkım yoktu. Gözleri beni bulmadan yerine geçti.

Dönüm Noktam - TAMAMLANDI Where stories live. Discover now