sevdicekle,

12 8 1
                                    

Artık her ikisi de yeni bir hayatın kapılarını aralıyordu. Yeni bir hayat, yeni bir tutku her şeyin yeniden başladığı bambaşka bir dünya..

Ressam sevdiceğe bir farklı bakıyordu hiç olmadığı kadar masumdu, hiç olmadığı kadar sevimli, farklı bir şeydi sevince kavuşmak, farklı bir şeydi hayatı paşlaşmaya başlamak...

Ertesi güne sevdicekle birlikte uyanmak mutluluk vericiydi. Ressamın annesinin mutluluğu da yüzünden okunuyordu. Aradan birkaç günden geçmişti ki sevdiceğin ailesi ziyaretine gelmişti. Hep beraber güzel bir yemek yemiş ve sohpet etmişlerdi. Günler o kadar hızlı akıyordu ki aradan iki ay geçmesine rağmen hiç farkına varmamışlardı. Sevdicek ara ara ailesini ziyarete gidiyordu. Ressam da bahçe işleriyle ilgileniyordu. Tekrar resim atölyesi açmayı düşünen ressam maddi imkansızlıklardan dolayı bu fikrini askıya almıştı.

Ressam yeni bir hayata alışmaya çalışırken Osmanlı devletinde karışıklıklar devam ediyordu. İçte ve dışta ülkeyi bölmek isteyenlerin faaliyetleri durmak bilmiyordu. Birinci dünya savaşı bitmiş olmasına karşın Osmanlı devletinin imzalamış olduğu Mondros ateşkes antlaşmasını fırsat bilen batılı güçler ülkeyi bölmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ağır şartlarla imzalatılan bu anlaşma ile özellikle vatanın bağımsızlığına ağır bir darbe vuruluyor ve işgal için zemin hazırlanıyordu. Mondros ateşkes anlaşmasıyla Osmanlı devleti bir daha dönüşü olmayacak bir çıkmaza sürüklenmişti. Osmanlı devletini bölmek için ülke içerisinde ki azınlıkları kullanmak temel amaçlarıydı. Tüm planlar hazırdı itilaf devletleri kendi aralarında yaptıkları gizli antlaşmalarla Osmanlı devletini paylaşıyorlardı. Ve emellerini gerçekleştirmek için kullanacakları yunanlıları her açıdan destekliyor ve Osmanlı devletine saldırması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Osmanlı devleti ise kendi içerisinden yükselen farklı seslerle bölünüyordu ülke içerisinde farklı sesler ve farklı etnik guruplardan oluşan bölünmeler başlamıştı. Oyun büyüktü figüranlar vatanın içerisinden seçilmeli ve ülke olabildiğince karıştırılarak zayıf düşürülmeliydi. Nitekim öylede olmuştu İngilizlerin Osmanlı devletine sızdırdığı ajanlar kardeş kavgasını körüklüyordu. Yüzyıllarca aynı topraklarda birlikte yaşadığımız ve milleti sadıka denen Ermenilerle kanlı bir savaş içerisine girmiştik. Birinci dünya savaşında arap kabilelerinden bazılarıyla anlaşarak ordumuzu sırtından vuran İngilizler oyunlarına Ermenileri de katarak devam ediyordu. Ermenilere doğuda bir devlet vaat ediliyor ve gönderilen ajanlarla Ermeniler örgütlendirilerek Osmanlı halkına karşı savaşıyorlardı

Ölümün kıyısında #Wattys2019Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora