Second

3.6K 278 47
                                    

Öğle yemeğinden sonra grup sınıflarına dönmüştü. Tabii ki, Taehyung hariç. Ama sanki onun derslerine katılacakmış gibi Jungkook'la birlikte onun sınıfına kadar yürümüştü.

"Seungjin kalan derslerinden sonra seni alacak." dedi Taehyung ve Jungkook sadece başını sallamıştı. Bu diğerinin arkasına dönüp, ona bakmadan uzaklaşmasına neden olmuştu.

İç çekti ve gürültülü sınıfa girdi. Ama sınıf arkadaşları onu görür görmez, oda istenmeyen bir sessizlikle dolmuştu. Sınıfın arka tarafında kalan sırasına doğru ilerledi ve diğerlerinin bakışlarını görmezden gelerek, sadece oturdu. Sırt çantasından çizim defterini ve siyah bir kalem çıkardı, böylece öğretmenlerinin gelmesini beklerken bir şeyler çizebilirdi.

***

"Tae, amfetanimlerim var. Biraz ister misin ?" Minjae gömleğini çıkarıp, kanepeye çökerken Taehyung'a sordu.

"Hayır. Geçen hafta enjekte edildim. İki hafta sonra alırım." Taehyung birasından içtikten sonra cevap verdi.

"Woah. Haftada iki kez ne oldu ? Neden ayda bir kereye değiştirdin ?" Minjae cam borudaki anfetanimi hazırlarken tekrar sordu. Böylece buharlaşacaktı ve hepsini içine çekebilecekti.

"Hala vücudumu seviyorum, Jae." diye cevap verdi Taehyung. Arkadaşının cam boruyu yaktığını gördüğünde, hafifçe kafasını sallamıştı. Uyuşturucu dumanı arkadaşı tarafından solunmaya başladığında, aniden oradan ayrılmıştı.

Aynı şeyi yapmak istese bile, kendini durdurmuştu. Son zamanlarda kilo kaybettiğini ve ağzının kuruduğunu fark etmişti. Bu en çok nefret ettiği şeydi.

Bileğindeki saatine baktı. 14:56'yı gösteriyordu. Ders saatinin bitiminden dört dakika önce, diye söylendi kendi kendine. Hala üniversitenin içerisindeydi. Bu yüzden arka cebinden telefonunu çıkarırken, doğrudan otoparka ilerledi. Sol elinin parmaklarını saçlarından geçirip, sağ eliyle Seungjin'in numarasını çevirdi.

"Alo ?" Şoför, Taehyung'un aramasını yanıtladığında, söyledi.

"Hyung ?"

"Evet, Taehyung-ssi ?"

"Hyung artık buraya gelme. Jungkook eve benimle gelecek." dedi Taehyung.

"Eh ? Emin misin ?"

"Tabii ki !" Taehyung güldü.

"Tamam. Lütfen o çocuğu hoş olmayan yerlere götürme. Ya da Senora öğrenecek olursa, işimi kaybederim. Üç çocuğum için buna ihtiyacım var, biliyorsun değil mi ? Merhamet edin, genç efendi." Şoför uyarmış ama Taehyung buna gülmüştü.

"Merak etme hyung, çocuğa zarar vermeyeceğim. Benimle güvende olacak. Ve işin de güvende olacak. Endişelenmene gerek yok." Taehyung endişeli sürücüyü temin etti ve sonrada vedalaşarak, aramayı sonlandırdı.

Sonra, Jungkook'a mesaj gönderdi.

Kime; Jeon Jungkook

Mesaj; Otoparkta buluşalım.

14:58 Gönderildi.

Mesajı gönderdikten sonra arabasının kilidini açtı ve içeri girdi. Müzik setini açtı ve tüm zamanların favorisi olan şarkıyı oynattı. Cypher pt. 3 Killer. Koltuğunu direksiyonu kontrol edebilmesine yetecek şekilde ayarladı ve iki koltuklu lüks arabasında arkasına yaslandı. Genç olanı beklerken, telefonuna göz atıyordu.

Şarkı tam da bir tıklama duyduğunda bitmişti. Yolcu tarafına döndü ve orada Jungkook'u, kızarmış yüzü ve tavşan dişli gülümsemesiyle gördü. Yanındaki bir düğmeye bastı ve kapı otomatik olarak açıldı. "İçeri gir" diye bağırdığında, genç olan bunu memnuniyetle yapmıştı.

Taehyung kendini düzeltti ve müzik setini kapattı. Her ikisi de emniyet kemerlerini düzeltmiş ve Tae motoru çalıştırmıştı. Hiçbir şey söylemeden, güvenli bir şekilde arabasını park alanından çıkarmayı başarmıştı.

Diğer taraftan Jungkook, utangaç olmasına rağmen Taehyung'un arabasındaki tuhaf atmosferi hafifletmek için bir şeyler söylemeyi başarmıştı.

"Seungjin hyung n-nerede ? Beni onun alacağını sanıyordum ?"

"Bilmiyorum. Ona gelmemesini söyledim. Çünkü eve benimle döneceksin." Taehyung'un cevabı, Jungkook'u şaşırtmıştı.

"N-Neden ?" Ne yazık ki, bu Taehyung'un arabasına ilk binişiydi. Onunla birlikte eve ilk gidişiydi.

"Minjae'den sıkıldım, bu yüzden eve seninle gitmeye karar verdim. Hepsi bu." Taehyung doğruca yola bakıyorken, omuz silkti.

"Ama eve bensiz de gide--" Jungkook'un cümlesi, Taehyung tarafından yarıda kesilmiş ve onun gözlerini devirdiğini görmüştü.

"Çok konuşuyorsun, velet. Bana bir iyilik yap ve çeneni kapat."

"Oh, ü-üzgünüm."

Delinquent | TaeKook [Çeviri]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora